Ertuğrul Özkök Rasim Ozan Kütahyalı üzerinden Emin Çölaşan'ı topu tuttu

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Rasim Ozan Kütahyalı'nın linç edilmesine karşı çıkarken isim vermeden Emin Çölaşan'ı fena bombaladı..

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Rasim Ozan Kütahyalı olayında kamuoyunda bir "oh olsun" havası hakimiyeti olduğunu ancak kendisinin bu lince karşı çıktığını belirtti.

Ertuğrul Özkök "Sanıyor musunuz ki bunlar AK Parti iktidarı ile ortaya çıktı, hayır. Bunların ağababaları taaa 90'larda vardı, insanlara İMelih, liboş, TÖ, RTE gibi lakaplar takıyorlardı. İşte Rasim Ozangillerin rol modelleri bu yazarlar" diyerek Emin Çölaşan'a fena giydirdi.

İşte Ertuğrul Özkök'ün bugünkü yazısından bir bölüm:

Rasim Ozan Kütahyalı olayına nasıl bakıyorum

NEREYE gitsem, o konuşuluyor...
Hemen hepsine “Oh olsun” havası hâkim...

Bir Balkan çocuğu olduğum için benim de “Oh olsun” havasına girdiğimden emin olmalılar ki kimse bana bu konudaki fikrimi sormuyor...

*

Oysa sorsalardı bu lince katılmayacağımı, biraz farklı düşündüğümü göreceklerdi...

*

Bence ‘Rasim Ozan Kütahyalı’ya en güzel cevabı, kader verdi...

O lafı söylediği günün hemen ertesinde “Bosna kasabı” diye anılan kişi, uluslararası mahkeme tarafından ömür boyu hapse mahkûm edildi...

Yani Boşnak milletinin yaşadığı katliam ve Boşnakların o soykırımcılara karşı verdiği kahramanca mücadele, tarih önünde bir kere daha tescil edildi.

Zevzekçe söylenmiş bir laf, şuursuzca edilmiş hiçbir hakaret, Boşnak halkının bu kahramanca duruşuna halel getiremez.

*

Umarım Rasim Ozan da bu karar karşısında saygıyla diz çökmüş, söylediği o sözlerin utancını fazlasıyla yaşamıştır.

İYİ DE KİMLERDİ BU RASİM OZANGİLLERİN ROL MODELİ

NEREDEN çıktı bu Rasim Ozangiller...

Kimdi onların ağababaları, rol modelleri...

Sanıyor musunuz ki AKP ile çıktı bütün bunlar...

*

Hayır, çok daha önceleri, 1990’larda türemeye başladı medyanın bu yeni ırkı...

Üstelik iktidar değil muhalefet medyası olarak başladı...

*

Kızdığı herkese, her siyasetçiye “Liboş”, “Dönek”, “Yalaka” diye sardıran...


Sevmedikleri seçilmiş insanlara “İMelih”, “TÖ” ve “RTE” gibi aşağılayıcı lakaplarla hakaret etmeyi gazetecilik diye yutturmaya çalışan yazarlardı onların rol modelleri.

*

Kimler mi...

Hadi boşverin... Hepiniz çok iyi biliyorsunuz kim olduklarını...

*

1990’ların o hastalığı şimdi AKP yanlısı yazarlara bulaştı...

Üstelik bu defa arkalarında, kendileri kadar hakareti seven, Türkiye’nin kurucu babalarına bile hakaret etmeyi siyaset olarak gören yeni nesil bir Ankara vardı.

Onları da arkalarına alınca, belagat şehvetleri, belagat tecavüzlerine dönüştü.

*

Ve şimdi iktidar tarafı da görüyor ki...

Bu hakaret ve lakap takma virüsü, hangi bünyeye girerse orada büyük tahribat yapıyor...

*

Ve kadere bakın ki bu olay Rasim Ozan Kütahyalı’nın başına, son zamanlarda makuliyet çizgisine yaklaşan bazı yazılar yazmaya başladığı sırada geldi.

*


Bana gelince...

1990’lardaki o hakaret ve lakap çetelerine yeterince karşı çıkmadığım için, kendimi de biraz sorumlu hissediyorum...

O nedenle bugün Rasim Ozan Kütahyalı’ya karşı, onun üslubuyla yürütülen kampanyaya katılmıyorum.

*

Çünkü yepyeni bir Türkiye özlüyorum ve artık onun saygılı ve insani üslubuyla konuşmaya başlamamızın zamanı geldiğine inanıyorum.

Ertuğrul Özkök'ün yazısının tamamı için tıklayın