Ersoy Dede kazandı
Eleştirmeyi küfretmek, hakaret etmek olarak algılayan kötücül meslektaşlarımıza da adeta ders vererek anlatan Ersoy Dede günün kazanan ismi oldu..
John Ruskin, “kalite asla bir tesadüf değil, daima akıllı bir gayretin sonucudur”…
*
Siyasette de medyada da kimin kaliteli kimin seviye düşüklüğü yaşadığını o kişinin eleştiri dilinden anlayabilirsiniz…
*
Sözü, medyamızda kaliteli
eleştiri yapanların önde gelenlerinden biri olan Ersoy Dede’ye
getireceğim.
Dün
Aslı Aydıntaşbaş, Nazlı Ilıcak’ın cezaevinden gönderdiği mektubu
yayımladı köşesinde ve sordu:
“Nazlı Ilıcak’ın kandırılma hakkı yok
mu?”
*
Hukukun evrenselliği açısından
baktığınızda yüzde yüz haklı bir soru…
Çünkü birilerinin masumiyeti için delil ya da
gerekçe olarak kabul edilen “kandırılma” herkes için delil ve
gerekçe olarak kabul edilmeli…
*
Aslı, yazısının bir yerinde ise
şöyle soruyordu:
“Ersoy Dede’nin, Cem Küçük’ün, Şamil Tayyar’ın
hatta ve hatta Erdoğan’ın kandırılmış olma ihtimali var da, Nazlı
Ilıcak’ın yok mu?..” .
*
Ersoy, Aslı’nın kendi adını
geçirmesine kendi köşesinde şu cevabı veriyor
bugün:
“..
Adı geçen diğer isimler kendi adlarına konuşurlar elbet.. Ancak ben
benimle benzerlik kurarak, FETÖ’nün medya yapılanması davasında
müebbetle yargılanan bir isme meşruiyet devşirilmesini tabii ki
kabullenmem..”.
*
Sonra da Aslı’ya soruyor:
“Benimle Nazlı Ilıcak hangi zamanda hangi ‘aynı’ tezleri savunmuş çok ciddi merak içindeyim..
17/25 Aralık’a darbe girişimi mi demiş, 7 Şubat 2012 kepazeliğine ‘Erdoğan’ı indirme operasyonu’ mu demiş?..
Gezi kalkışmasında mı benzeşmiş fikirlerimiz, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde mi?..
O FETÖ’cü polis şeflerinin yazdığı fezlekeleri Aydın Doğan’ın bordrosunda ‘yolsuzluk’ diye satarken, ben bunun bir dış servis operasyonu olduğunu anlattım gücüm yettiğince..
Yavaş gel bakalım biraz..
Dışarıdan bakınca herkes birbirine benziyor olabilir ama öyle değil..
Aradığınız kişiye şu anda bu gazetede ulaşılamıyor..
Bir de Yeni Şafak’la Karar’ı deneyin isterseniz..
*
Ersoy’un cevabı
böyle…
İçinde
tek bir hakaret yok…
İçinde tek bir küfür yok…
İçinde “vatan haini, terörist”
gibi bir yaftalama da
yok…
En tabii hakkı olan cevap verme özgürlüğünü
kullanıyor Ersoy…
Ve…
Eleştirmeyi küfretmek, hakaret etmek olarak
algılayan kötücül meslektaşlarımıza da adeta ders vererek
kazanıyor…