Ercan Saatçi tartışmasına bir de bu yazıyla bakın!
Ligtv.com.tr'nin Genel Yayın Yönetmeni Cem Kurel Ercan Saatçi üzerinden yürüyen tartışmaya bambaşka bir açıdan yaklaşmış.
GAZETECİLER.COM
Ercan Saatçi'nin FB TV'den sızan şok görüntüleri tartışılamya devam ediliyor. Ama bu haberimiz konuya bambaşka bir açıdan yaklaşan bir gazetecinin tepkisini anlatıyor. Ligtv.com.tr'nin Genel Yayın Yönetmeni Cem Kurel'in konuya dair tepkisini içeren açık mektubunu olduğu gibi yayınlıyoruz. Kurel'in gündemi sözkonusu kayıt ve küfürler değil kesinlikle. Kurel konuyu gazetecilik açısından ele almış ve duymazlıktan gelinemeyecek şeyler söylemiş. Üşenmeyin okuyun bizce. Konuya bir de bu yanıyla bakmaya çalışın...
Susmuyorum! Soruyorum...
Ben bir gazeteciyim...
1998 Temmuzunda bir reklam ajansındaki maaşlı işini bırakıp,
gazeteci olmak için maaşsız çalışmayı kabul etmiş biriyim...
11 yıl 4 aydır başka işten ekmek yemedim...
Stajerken muhabirliğe geçtim. Oradan televizyon yönetmenliğine.
Aynı dönemlerde editörlük de yaptım yapımcılık da. Müzik-eğlence
programı bile yönettim. Sonra internet haberciliğiyle tanıştım...
2005'te, interneti tanımayan TSYD'den "Ergun Gürsoy: Fenebahçe bizi
her alanda geçti" röportajıyla bir 'internet gazetecisi' olarak
ödül alıp, sektörde tekrarlanamayan bir ilke imza attım. Emeğimle,
kanımla, canımla, alın terimle yükseldim.
Kaç gece sabahladım, kaç bayramda izinsiz çalıştım, kaç kez
ailemi-sevgilimi-karımı-arkadaşlarımı ihmal edip kırdım; inanın
bilmiyorum.
Ama şunu biliyorum, bu kaderi yüzlerce basın emekçisiyle, gazeteci
ağabeyim ve kardeşimle birlikte yaşadım. Tıpkı onlar gibi, onca
emeğimin karşılığını (!) daha uzun mesai yaparak ya da işsiz
kalarak fazlasıyla aldım!!!
Ben daha neyim ki, bunu da biliyorum...
Nice basın emekçisi bu meslek uğruna evliliğini yitirdi...
Nicesi sağlığından oldu...
Ve nicesi canından...
Şimdi ben,
Bütün bunları duyan, gören ve yaşayan biri olarak,
Bu acıların hepsine katlanmış 4 önemli isme ve diğer
büyüklerime,
Kendi adıma değil değil,
Nice basın emekçisi ağabeyim ve kardeşim adına soruyorum:
SAYIN SERHAT ULUEREN
Yıllar önce yaptığımız röportajı yanlış hatırlamıyorsam; bir
gazeteye gencecik bir elektrik teknisyeni olarak girişinizi,
ardından haftasonu izin yapmak yerine aynı gazetenin spor
servisinde amatör ligler muhabirliği ile gazeteciliğe adım
atışınızı, yıllarca tırnaklarınızla kazıya kazıya, yaptığı haberler
yüzünden tehdit edile edile ve hatta işsiz kalarak buralara
gelişinizi anlattınız. Ama bir şarkıcı, sizin 20 yılda emekle
geldiğiniz noktaya paraşütle iniverdi. Bunu nasıl hazmettiniz de
Ercan Saatçi'yi böyle ateşli savunuyorsunuz?
Ona niye "Meslektaşım" diyorsunuz?
Veeee ayrıca!
Daha birkaç hafta önce 'Yılın Skandalı' gibi başlıklarla bir kaset
yayınladınız.
Eski bir federasyon çalışanının, TFF binasında içki içen TFF Hukuk
Kurulu üyelerini, cep telefonuyla videoya aldığı görüntüleri 2 saat
boyunca ekrana getirdiniz.
1 yıl önce çekilip 'saklanan' çekimi 'skandal' diye yayınlayıp;
üyelerin istifa etmesi gerektiğini yorumcunuz Ahmet Çakar ile
birlikte ilan ettiniz. Peki; Ercan Saatçi'nin bir televizyon
çekiminde, kameraların çalıştığını bile bile, bir camiaya sinkaflı
küfür ettiğinin ortaya çıkmasının ardından "İki dost arasındaki
konuşmanın sızdırılması ayıptır" demenizin sebebi nedir? 2-3 hafta
önce hemen hemen aynı durumdaki TFF Hukuk Kurulu üyelerini çarmıha
geren siz değil miydiniz? Ne değişti ki?
SAYIN SANEM ALTAN
Yıllardır bu ülkenin en önemli insanlarıyla röportajlar yaparak
haklı bir ün kazandınız. Sizin hiçbir röportajda, karşınızdaki
kişiye sorulacak en önemli soruyu atlayacağınıza inanmam. Peki
şarkıcılıktan Hürriyet Gazetesi Spor Koordinatörlüğüne dikey geçiş
yapan Ercan Saatçi ile geçen hafta yaptığınız röportajda "Siz hangi
eğitim ya da uzun yıllara dayanan mesleki geçmişle bu göreve
getirildiniz?" diye sormayışınızın sebebi nedir? Yoksa sebep Ercan
Saatçi'nin, eşiniz ve Vatan Gazetesi Spor Müdürü İbrahim Seten'e
övgüler düzmesi midir? Sizi bu 'olmazsa olmaz' soruyu sormaktan bu
haklı övgüler mi alıkoydu? Veya daha da kötüsü; İbrahim Seten'in
Ercan Saatçi aracılığıyla Hürriyet Gazetesi'ne Spor Müdürü olacağı
söylentisi kulaktan kulağa yayılıyor, bu yüzden mi en kritik soruyu
unuttunuz(!)
SAYIN MEHMET ASLAN
Kamuoyunda sizi tanımayanlar olabilir. Ercan Saatçi'nin böyle bir
vasfı olmadığından, Hürriyet'in yeni oluşumunda servisi yöneten
kişisiniz. Sizi tanıyan pek çok kişiden "Mehmet Aslan, müdürü Esat
Yılmaer'den çok daha iyi gazetecidir" sözünü işittim. Aksini pek
duymadığım için bunu doğru kabul ediyorum. Yıllardır Hürriyet'te
Esat Yılmaer'in altında çalışmakta duyduğunuz rahatsızlığı, basın
camiasındaki herkes bilir. Sizin yönettiğiniz Hürriyet Spor eki
yayından kalktığından beri pasifize olduğunuz da biliniyor. Bunu
yıkabilmek adına bile olsa, Ercan Saatçi'nin sizin üzerinizde bir
göreve gelmesini nasıl oldu da hazmettiniz? Siz bu meslek için
gecenizi gündüzünüze katıp spor müdürü olacağınız günü hayal
ederken; elinde gitar sahilde kızlara şarkı söyleyen ve
gazeteciliğin G'sini bile yapmayan birinin altında çalışmayı
kendinize hangi nedenden ötürü yakıştırıyorsunuz?
SAYIN HINCAL ULUÇ
Yıllardır "Gazetecilik bitmiş, muhabirlik ölmüş, vay anam bu
mesleği ne hale getirdiler" diye söylenir durursunuz. Pekiiii,
gazeteciliği kurtaracak süper kahramanın Ercan Saatçi olduğuna
nereden kanaat getirdiniz? Çünkü Hürriyet'teki yeni oluşumu
fazlasıyla desteklediğinizi görüyoruz, biliyoruz. Bundan sonra
hangi yüzle spor basınını eleştireceksiniz? Sizce bu meslek bu
kadar ucuz mu? Yoksa "Oldum olası sevmediğim Esat Yılmaer gitsin de
yerine isterse Sweetheart gelsin razıyım" mi diyorsunuz?
İBRAHİM SETEN
Bu yazıyı gece saat 03.00'te kaleme almıştım. Dolayısıyla bugün
Vatan'da yer alan koşe yazınızı görmemiştim. Onu okuyunca sizi de
bu gurur (!) listesine almadan edemedim. Demişsiniz ki "Ercan
Saatçi'nin içinde filizlenen amatörce gazetecilik coşkusu"... Demek
artık içinde gazetecilik coşkusu filizlenen kendini spor müdürü
koltuğunda bulacak! O zaman hem sizin samimiyetinizi herkesin
görmesi, hem de kötü niyetlilerin "İbrahim, Ercan'a yağ çekmiş"
dememesi için, görevinizi içinde gazetecilik aşkı filizlenen bir
amatöre devrediniz.
VE SAYIN MESLEK BÜYÜKLERİM
Bu konuda sessiz kalmayan cesur azınlığı bir kenara koyuyor ve
soruyorum...
Birinin stajerlik yapmadan, muhabirlik yapmadan, haber kovalamadan,
editör olmadan, hooooooooooop Spor Koordinatörü olmasına gıkını
bile çıkarmayan gazeteci abilerim.
Aynaya bakın bir, ne görüyorsunuz?
33 yaşında, kariyerinin başlarında genç bir gazeteci "MESLEK
HAYSİYETİ ADINA" bunları yazıp da, gelecekteki pek çok iş kapısını
kendi kendine kapatırken ve hatta kimbilir belki mevcut işini
tehlikeye atarken; hala dut yemiş bülbül gibi susmaya utanmıyor
musunuz?
(CEM KUREL, SAATÇİ'NİN ÜNLÜ 'SAYENİZDE' ŞARKISINI KONUYA UYARLAYARAK YAZISINA SANATSAL BİR LEZZET DE KATMIŞ. KESİNLİKLE ÇOK YARATICI!)
Sayenizde!
Hepsinden vaz geçtim
Bu meslek dillere düştü sayenizde
E buymuş "hayalperest" gazetecilik dedikleri
Ne haber yazmanı beklerim
Ne de mizanpaj bilmeni
Mesleğe inanmaz oldum sayenizde
Tükenmiş gazetecilik dedikleri
Ne kayınpederine kızarım
Ne de halimize ağlarım
Yüreğim mesleğe küstü sayenizde
E bıktım artık fahişe gönüllerden
Ne bir sütun kadar derin
Ne de emlak eki kadar sakin
Fikirler alt üst oldu sayenizde
Korktum artık çarkların dönüşünden
Haydi
Of Allah'ım of
Nedendir hep zorla sana gelişim
Of Allah'ım of
Ofları tekelledim sayenizde
Of Allah'ım of
Nedendir hep zorla sana gelişim
Of Allah'ım of
Mesleği tükettik sayenizde
Kendimizi kaybettik sayenizde
Kendimizi kaybettik sayenizde
Son kez
Nay niri niri niri nom
Sayenizde