Enver Aysever Halk TV'den ayrıldı mı? Bu sözleri kime söyledi?

Gazeteci Enver Aysever, Cumhuriyet'teki köşesinde dikkat çekici bir yazı yayınladı. İsim vermeden "medya patronlarını" eleştiren Aysever'in, bu sert eleştirileriyle kimi hedef aldığı merak konusu.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Enver Aysever, dünkü köşesinde "Entelektüel" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Aysever, buradaki yorumlarıyla medya patronlarını sert bir şekilde eleştirdi. Aysever'in bu yazı öncesi ve sonrasında yaptığı Twitter paylaşımlarıysa akıllara "Enver Aysever Halk TV'den ayrıldı mı?" sorularını getirdi. Paylaşımlarında "davet edildiği sürece" Açıkça programına katılacağını söyleyen Aysever'in "medya patronlarına" yönelik sözlerinin muhatabının kim olduğu merak ediliyor.

YAZI ÖNCESİNDE YAPTIĞI PAYLAŞIMLAR

Pazartesi yazdığı bu yazı için pazar günü Twitter hesabından paylaşımlarda bulunan Aysever, "Pazartesi günü geniş bir yazı yazacağım, hazırlığımı yaptım. Aydın ve aydınlanma nedir sorusunu yeniden anlatmak gerekir. Toplumun haklı hassasiyeti üstüne kimse kişisel, ticari çıkarlarını yükleyemez" ifadelerini kullandı.

Aysever'in yazı öncesi yaptığı paylaşımlarının tamamı şu şekilde:

"Davasına inanmadığım, kendini ait hissetmediğim hiçbir eyleme katılmayacağım. Böylesi günlerde süprüntüler yok olsun ki hakikat İçin şans doğsun. Yoldaşlık bilinci olmayan kimselerle yan yana bulunmak ahmaklıktır! Bir kez dostluk hukukunu, yoldaşlık ilkelerini ihlal eden kimse, kolayca yönünü kaybeder. Sıradan biri bile bu zigzağın ne olduğunu kavrar. Entelektüel kimsenin ticari çıkarlarına hizmet etmek zorunda değildir. Pazartesi günü geniş bir yazı yazacağım, hazırlığımı yaptım. Aydın ve aydınlanma nedir sorusunu yeniden anlatmak gerekir. Toplumun haklı hassasiyeti üstüne kimse kişisel, ticari çıkarlarını yükleyemez. Göstermelik eylemler hakikati gizler. Hiçbir patron İçin kılımı kımıldatmam. Bize yoldaşlarımız yeter! Yaşasın @DayanismaMec

Parasıyla herkesi satın alacağını sananlar, Pusu kurarak “muhbir vatandaşlıkla” güç elde edeceğini sananlar; Boyun eğmeyen karşısında diz çöker! Entelektüel kimse, bizde “aydın” hesapsız kalem oynatır. Tanrısı vicdanıdır. Ucuz gösteriler içinde bulunmaz, düşünür, öyle adım atar. Patronu alınteri olan kişi hiçbir patrona eyvallah etmez!  Kendi çıkarını herkesin çıkarı gibi sunmak tam da siyasal uyanıklıktır! Şunu da unutmayın bugün sesi çok çıkan kalabalık yarın susar. Geriye hakikati arayanların sesi kalır!"

AYSEVER EKRAN KARARTILIRKEN HALK TV'DE YOKTU

Bu paylaşımların ardından, gazeteci Gökmen Karadağ'ın tweetini paylaşan Enver Aysever, Halk TV'ye RTÜK tarafından verilen ekran karartma cezası uygulanırken kendisinin yayında olmayacağını, Karadağ'ın sunuculuk yapacağını söyledi.

"ENTELEKTÜEL"

Aysever, 27 Eylül'deki bu paylaşımlarının ardından dün (28 Eylül pazartesi) Cumhuriyet'teki köşesinde "Entelektüel" isimli yazısını yayınladı. Yazısında "Zor günlerde ekranda oldum" diyen Aysever, gezi olayları sırasında hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın babasını yayına aldığı anları hatırlattı. Baba Sami Elvan'ın "Evladımın katillerine seslenmek istiyorum, esirgeme bunu benden" sözlerini not düşen Aysever, "Köşeler, ekranlar babamızın malı değil. Burada kalem oynatacaksak, ekranda söz söyleyeceksek “hakikat” olmalıdır bu. Suya sabuna bulaşmadan emekli olunacak meslek değildir yaptığımız" dedi. Aysever şunları kaydetti:

"Entelektüel kendini “yertsiz, yurtsuz” sayar; dünyanın neresine giderse gitsin vicdanı onunladır! Yığınların alkışını almak için kalemini kirletmez entelektüel, ırkçı hezeyanlara pabuç bırakmaz, memleketi de tanrısı da vicdanıdır. Aynı gün hem faşistler saldırır hem liberaller, mesela buna şaşırmaz. Güçtür görevi, bunu bilir de itiraz etmez! Türk, Kürt, Suriyeli çocuktan birinin gözyaşını tercih etmez entelektüel! O yaşın akmasına neden olan düzeni sorgular, nefesi de tükenmez! Son ana dek görünen/ pusuya yatan düşmanla mücadele eder."

TWITTER PAYLAŞIMLARINI SÜRDÜRDÜ

Enver Aysever yazısının yayınlanmasının ardından linkini sosyal medyada paylaşarak, "entelektüel" yazısı çerçevesinde isim belirtmeden -fakat "görgüsüz patronlar" diyerek- eleştirilerini sürdürdü:

"Kalemini ırkçı hezeyanlarla kirletmez entelektüel ... Yalnız olmayı göze alır... Bir televizyon kanalının ya da gazetenin özgür olması ancak gazetecilerin, düşünce insanlarının yönetimiyle mümkündür. Siyasiler kadar görgüsüz patronlar da tehlikelidir. Cahil patronlar iktidarların suç ortağıdır! Hepimiz çeşitli yayın organlarında çalışıyoruz, emekçiyiz. Ekran önünde olanlar biraz daha şanslı bazen. Ama sonuçta patronlar tıpkı siyasiler gibi gazetecilere tahakküm kurmak ister. İkiye ayrılıyor elbette çalışanlar; satılık olanlar ve diğerleri diye. Bugün özgür basın yoksa ihaleci, görgüsüz, cahil patronlar yüzündendir. Ayrıca onlara ses etmeyen işbirlikçiler her zaman bulunur. Mesele “aydın namusu” taşımaktadır. Patronların ağzından hep duyarız: “Her ay şu kadar zarar ediyorum” derler. İyi de niye? Açıklasalar da anlasak. Biz işimizi yapmaya çalışıyoruz da, ya siz neden bunun içindesiniz? Diyeceğim hep yalan dolan işte... Aynı masada oturması, çay içmesi mümkün olmayan insanlara caka satar bu patronlar. Yıllarca dirsek çürütmüş insanı aşağılar. “Kovarım” der, yapar da! Mesele örgütlü olmaktadır. Basından sendikayı uzaklaştıran her yayın yönetmeni suç ortağıdır! Genel olarak hakiki basın emekçileri namuslu insanlardır. Üç kurula hakikat İçin çabalar. Bakmayın siz sahte ekran tiplerine, köşe yazarlarına. Muhabirler, editörler emekçidir. Onlara saygım büyüktür, keşke toplum sahip çıksa. Patronlar iktidarların elinde oyuncaktır! Bu yazıyı yazmamın nedeni bu patronların her şeyi yapamayacağını da anlamaları içindir bir yandan. Patronlar hep şu yalanı söyler; “burası emekçi gazetecilerin ve halkın”. Oysa yönetsel bağımsızlığa asla izin vermezler! Sürekli izlenme oranı, satış gibi gerekçelerle tedirgin ederler çalışanları. Mesele budur! Ayrıca her gazeteci mal varlığını ve kaynağını açıklamakla yükümlüdür. Bazı insanlar İçin emeklilik yoktur. Yazan, düşünen, entelektüel kimse ölene dek bu sorumluluğu taşır. Bir aydın patronlarla var olmaz; en büyük gücü kapıyı çekip gitme özgürlüğüdür! Gazetecilere sürekli “acaba şunu söylersem kovulur muyum, şunu yazarsam başım derde girer mi?” diye hissettirmek açık işkencedir. İktidar zaten bunu yaratıyor, yetmiyor, bir de patronlar var! Düşünsel meseleler için belki burası uygun bir mecra değil, ancak geniş kesinler bilsin istiyorum gerçekleri. Bugün çok telefon geldi, doğal olarak. Hem Cumhuriyet yazımdan dolayı, hem de tweetlerimden dolayı. Teşekkür ederim."

"TELEVİZYON İŞİ UÇUCU"

Aysever, entelektüel çalışmalarını sürdüreceğini belirterek, Gökmen Karadağ'ı mentionladı ve Karadağ davet ettikçe Halk TV'deki Açıkça programında olacağını söyledi: