Emin Çölaşan kaybetti

Emin Çölaşan ve benzerlerinin “ne mal” olduklarını yine aynı gazetede Yılmaz Özdil anlatıyordu…

Ne güzel söylemiş atalarımız:
“Birisini tanımak istiyorsan ona başkasını sor”…

*
Biliyorsunuz…
Hem Çölaşan çalıştı Aydn Doğan’ın yanında…
Hem de Yılmaz Özdil…
Ve…
İkisi de “iktidar baskısıyla” olduğu iddiasıyla gazetelerinden ayrılmak zorunda
bırakıldılar…

*
Yılmaz Özdil, Aydın Doğan için hem de Sözcü’de öyle güzel şeyler yazdı ki…
“Tamam” dedim… “Adam gibi adam… Sağlam karakterli…”

*
Bir de aynı gazetede Emin Çölaşan’ı okudum…
O da aynı konuda yazmıştı ama…
Kin…
Nefret…
Öfke…
İntikam duygusu…
Adeta “kötülüğün kan damaları” yayılıyordu sütunundan…

*
Emin Çölaşan ve benzerlerinin “ne mal” olduklarını yine aynı gazetede Yılmaz
Özdil anlatıyordu…
“Kişisel menfaat çatışması nedeniyle, kişisel husumet nedeniyle ‘oh olsun olacağı
buydu’ falan diyen arkadaşları boş verin. Mesleği boyunca broşür bile yönetmemiş
tahta kafalı tiplerin basın ilkeleri üzerine ahkâm kesmesinden gına geldi artık”…

*
Harika bir tespit…
“Tahta kafalı tipler”…
Nasıl da cuk oturuyor…