Emin Çölaşan kaybetti...
Yalan olduğunu öğrendiğin (Bildiğin) halde, “yalan” bir haber üzerinden iktidar partisini itibarsızlaştırmaya çalışarak kaybettin…
Ayıptır Emin Çölaşan…
Yazıktır Emin Çölaşan…
Günahtır Emin Çölaşan…
İftiradır Emin Çölaşan…
*
İşte sen bu tür “algı operasyonlarında ilk” olduğun için…
Medyanın “kötü niyetli” gazetecilerine, yazarlarına “Çölaşanlaşma”
denir oldu…
*
Yahu…
“Bir Hain” dediğin kişinin halen
ve her şeye rağmen milyonlarca seveni ve hatta müridi var…
“Bir hain” dediğin kişi (Saidi Nursi) “zinhar dini, siyasete
karıştırmayın” diye tavsiyelerde bulunan kişi…
*
Ak Parti Diyarbakır il Teşkilâtı tarafından asıldığını iddia
ettiğin…
Ve üzerinde:
“Her Evet Şeyh Sait ve arkadaşlarına bir Fatiha'dır” yazılı
pankartın Ak Parti Diyarbakır İl Başkanlığıyla hiç ilgisi olmadığı
hemen açıklandığı halde…
O açıklamayı görmezden gelip Ak Parti’yi “bir hainden medet
ummak”la suçluyorsun…
*
Ne malûm o pankartı enin astırmadığın?..
Çünkü…
1997 yılında, Tansu ve Özer Çiller için Frankfurt Eyalet
Savcılığına “Uyuşturucu kaçakçılarıyla ortak” diye şikâyette
bulunulduğunu…
Sonra da…
Aynı şikâyet üzerine savcılık mecburen soruşturma başlatınca…
Sadece ve sadece senin köşende haber olduğunu unutmadık..
*
Sonradan şikâyet dandik çıktı…
Savcılık “takipsizlik” kararı verdi…
Asılsız bir iddia olduğu ve şikâyetin Türkiye’den yapıldığı
anlaşıldı…
“Sen yaptın” demiyoruz…
Kendi adınla şikâyet yapmayacak kadar kurnazsın çünkü…
*
Ama…
O olaydan biliyoruz ki algı operasyonlarında ustasın…
*
Bu sefer de…
Yalan olduğunu öğrendiğin (Bildiğin) halde, “yalan” bir haber
üzerinden iktidar partisini itibarsızlaştırmaya çalışarak
kaybettin…