Ekrem Dumanlı
Zaman
Bir kişi ya da kurum hakkında yazarken
"AMA" bağlacını kullanmayan yazarlara dikkat
ettiniz mi?..
Kesinlikle taraflardan birine amigoluk
yapmaktadırlar...
Yani...
Eğer objektif olmayı ilke edinmişseniz
mutlaka yazınızın içinde "AMA" bağlacını
kullanacaksınız...
Ben de "AMA"sız
yazamayanlardanım...
Sözü, sık sık eleştirdiğim...
Ama...
Sık sık da alkışladığım, "Günün Köşe
Yazarı" veya "kazanan" seçtiğim
Ekrem Dumanlı'ya getireceğim.
YOk, hayır...
İtirazım "Pazartesi Yazıları"na
değil...
İtirazım; ele talkın (Allah'ın
tekliği, büyüklüğü, İslâm'ın din, Hz. Muhammed'in de o dinin
peygamberi olduğu inancını koruması için telkin vermek) kendisinin
yuttuğu salkımlara...
Yani; Allah aşkınıza söyler
misiniz?..
Hükümet - Hizmet sürtüşmesinde
Zaman'ın yayın politikalarının hiç mi
"kusuru" yok?..
Tabii ki en "kışkırtıcı/en tek taraflı"
yayın yapanlardan biri Zaman...
İyi ama...
Zaman'ı ben mi hazırlıyorum yayına?..
İyi ama...
Zaman'ı ben mi hazırlıyorum yayına?..
Elbette ben değil, Dumanlı
hazırlıyor...
Bir gazetenin yayın politikalarından o gazetenin "Genel Yayın Yönetmeni" koltuğunda oturan kişinin sorumlu olduğunu bilmeyen mi var?..
Bir gazetenin yayın politikalarından o gazetenin "Genel Yayın Yönetmeni" koltuğunda oturan kişinin sorumlu olduğunu bilmeyen mi var?..
Neyse...
Uzatmayayım...
Ekrem Dumanlı öyle güzel şeyler yazıyor
ki kendi köşesinde...
Tam bir "Barış Meleği"...
Bütün kavgalardan, nifaklardan arınmış, tertemiz bir
sofi...
Ama...
Yönettiği gazete öyle değil...
Yönettiği gazete sadece Hükümet'le kavga
etmiyor ki...
İşine gelmeyen, Dumanlı'nın kafasına yatmayan bütün kişi ve kurumlarla kavga ediyor.
Son beş yıldır hapis yatan ve çoğunun "masum" oldukları bugün daha iyi anlaşılan asker, siyasetçi ve gazetecilere de yapmadığını bırakmadı...
İşine gelmeyen, Dumanlı'nın kafasına yatmayan bütün kişi ve kurumlarla kavga ediyor.
Son beş yıldır hapis yatan ve çoğunun "masum" oldukları bugün daha iyi anlaşılan asker, siyasetçi ve gazetecilere de yapmadığını bırakmadı...
Yazarlarının içinde öyleleri vardı ki...
Asıl meslekleri hukukçuluk olduğu halde iş "Silivri Mahkûmları"na geldiğinde birden zalimleşiyorlardı...
Asıl meslekleri hukukçuluk olduğu halde iş "Silivri Mahkûmları"na geldiğinde birden zalimleşiyorlardı...
Bugün günah çıkarmak istemelerine gelince...
Onları anlıyor, "neden şimdi böyle?" diye
sorgulamak istemiyorum.
Zira insanlar bazen eski düşüncelerinden utanç bile duyabilirler.
Zira insanlar bazen eski düşüncelerinden utanç bile duyabilirler.
Ben son fotoğrafa bakanlardanım...
Sözü yine Dumanlı'ya
getireceğim...
Bugünkü Zaman'da
"Ne
kaybedildiğini ah bir bilseniz" başlığı altında
yayımlanan makalesi de yine
"Nefis"...
İyi AMA...
Neler kaybedildiğinin hesabını en samimi bir şekilde
yapması gerekenlerin başında yönettiği "Zaman"
gelmiyor mu?..
Yönettiği gazete ne zaman "çok sesli" olabildi?..
Hiç...
Hiçbir zaman...
Çok sesli olmak için çaba gösteren yazar hemen kovuldu Zaman'dan...
Bırakın Zaman'ı...
Zaman dışında, Dumanlı'dan farklı düşünen, onu eleştiren başka gazete yazarları bile kendi patronajına veya genel yayın yönetimine şikâyet edilmedi mi?..
Hâsılı...
Köşesinde "Barış Meleği" kesilirken gazetenin yayın politikalarında zalimleşse de Ekrem Dumanlı'yı bugünkü nefis makalesiyle "Günün Köşe Yazarı" seçiyorum...
Yönettiği gazete ne zaman "çok sesli" olabildi?..
Hiç...
Hiçbir zaman...
Çok sesli olmak için çaba gösteren yazar hemen kovuldu Zaman'dan...
Bırakın Zaman'ı...
Zaman dışında, Dumanlı'dan farklı düşünen, onu eleştiren başka gazete yazarları bile kendi patronajına veya genel yayın yönetimine şikâyet edilmedi mi?..
Hâsılı...
Köşesinde "Barış Meleği" kesilirken gazetenin yayın politikalarında zalimleşse de Ekrem Dumanlı'yı bugünkü nefis makalesiyle "Günün Köşe Yazarı" seçiyorum...