Doğan sadece Doğan değil!..
Avni Özgürel, Mehmet Ali Yalçındağ'ın Doğan Grubu'un CEO'luk görevinden gönderilmesiyle ilgili de çok çarıcı bir iddiada bulundu.
Yeni Birlik gazetesinin imtiyaz sahibi gazeteci yazar Avni
Özgürel, Doğan Grubuyla ilgili çok çarpıcı bir yazı kaleme
aldı.
"Doğan sadece Doğan değildir" diyen Avni Özgürel, grubun şu anki
yayın çizgisi, geçmişteki yayın çizgisi ve duruşunu madde madde
sıralayıp, Doğan grubunun kontrolünü elinde tuttuğunu iddia ettiği
ülke ve gruplara ışık tuttu.
Hürriyet'in 16 Temmuz günkü nüshasının neden ortalarda olmadığını
soran Avni Özgürel, Mehmet Ali Yalçındağ'ın CEO'luk görevinden
gönderilmesiyle ilgili de çok çarıcı bir iddiada bulundu.
CUMHURİYET'E YALÇINDAĞ
MAİLLERİNİ ENİS ÖKSÜZ MÜ VERDİ?
O e-mailleri bir hacker grubunun çalmasının mümkün olmadığını
savunan Özgürel, o maillerin Hürriyet gazetesi eski Genel Yayın
Yönetmeni Enis Berberoğlu tarafından Cumhuriyet'e götürülüp
verilmesinin ve manşet yaptırılmasının daha güçlü ihtimal olduğunu
öne sürdü.
İşte Avni Özgürel'in Yeni Birlik'teki o yazısı;
Medya dünyası içinde Doğan Grubu'nun işgal ettiği yer ve önemi anlatmam gerekmez herhalde. Grubun duruşu, yayın anlayışıyla mutabık olmasak da kamuoyu oluşturmadaki rolü de görmezden gelinemez...
Radikal'e ara verip Yeni Ufuk Gazetesi'ni çıkarmamı önerdiğinde çekincelerimi dinleyen Aydın Bey 'Grubun genel tavrına bakıp bir değerlendirme yapma. Ben dünya görüşü olarak seninle aynı düşüncedeyim.. Bu grup bir medya havuzu. Ve biliyorum ki Vuslat'ın, Ertuğrul'un, Yalçın'ın diğerlerinin içine sinmeyecek senin yapacağın gazete... O yüzden Yeni Ufuk'u idari bakımdan diğerlerinden ayrı olarak doğrudan grubun genel koordinatörü Birkan Erdal'la irtibatlandıracağım..' demişti..
El'hak haklı çıktı; içlerine sinmedi; direnmenin alemi yoktu, iki ay bile dayanamadı Yeni Ufuk. Vuslat Hanım'ın promosyon olarak seccade, başörtüsü dağıtmayı düşünebileceğime ilişkin önerilerini dinlerken yaşadığım pişmanlığı anlatmak için kelimeler yetmez..
DOĞAN GRUBU KENDİ
ÇİZGİSİNİ HER ZAMAN KORUDU!
Kişisel değerlendirmem bir yana itiraf etmek lazım ki kendi
çizgisini her zaman korudu Doğan Grubu..
Seçimin ülkeyi idare etmek için yeterli dayanak olmadığına; 'Hakimiyet milletindir' sözünün sadece levha olarak anlamlı olduğuna; hükümet etmenin ön ve son şartının iktidarı asker/ sivil bürokrasi, büyük sermaye ve bu iktidar ortaklarının duygu ve taleplerini yansıtan basın organıyla paylaşmaya rıza göstermek olduğuna; Türkiye'nin uluslararası ilişkiler alanında ittifak ilişkileri içinde mutlak uyumlu bir yol izlemesi gerektiğine vs.
Eskilere gitmeyeyim; 28 Şubat'taki tavrı budur; 1 Mart teskeresi
sonrası estirdiği 'Amerika bizi kötü dövecek' havasının gerisinde
yatan budur; 27 Nisan'daki duruşu budur.. Gezi'de, 7 Şubat'ta,
17-25 Aralık'ta, 7 Kasım sonrasında ve dahi 15 Temmuz'daki tavrı
budur....
BÜTÜN KURGUYU HANDE FIRAT'IN
CANLI YAYINI BOZDU...
Görünen o ki; Hande Fırat'ın inisiyatif alıp cumhurbaşkanını CNN
ekranına çıkarmasıdır bütün kurguyu bozan.. Darbecilerin hiçbir TV
kanalına değil muhtemelen kendilerinden yana olacağından emin
oldukları CNN'e saldırmasının arkasında yatan da budur.
ORTADA NEDEN 16 TEMMUZ
TARİHLİ HÜRRİYET YOK?
Neden ortada 16 Temmuz tarihli Hürriyet yok?
Posta Gazetesi'ni Hürriyet kalıbına dökmek ne akıl? Altı aylık Yeni
Birlik gece boyu darbe girişimini izleyip sabah 05.00'te baskıya
girdiği halde, keza grubun gazetesi Posta darbe girişimi haberini
'atlamadığı' halde imkanları neredeyse sınırsız Hürriyet'in eli
ayağına dolaştıran sebep ne olabilir ki?
O GECE HÜRRİYET'E GİREN TEK
DARBECİ VAR MI?
Darbeciler CNN'i bastılar amenna.. Ama o gece tek bir darbecinin CNN dışında Doğan Medya Binası içinde bir yere girdiğini gösteren ne görüntü ne işaret yok.. Zaten DMC Binasını bilen Hürriyet'in binadaki yerinin de girişinin de ayrı olduğunu bilir.. Hürriyet'te o gece görevli arkadaşlar da ne yaşadıklarını bilirler elbet..
Hadise bu çizgide akarken grubun içinde beklenmedik bir anda kavga/hesaplaşma/tasfiye yaşandı... Mehmet Ali Yalçındağ görevinden istifa etti.
YALÇINDAĞ'IN GİTMESİ
BEKLENEN ŞEYİN OLMASIYDI
Aslında izleyenlerin bildiği gördüğü bir şeydi suyun kaynamakta
olduğu.. Grubun medya alanındaki faaliyetlerin sorumluluğunu
üstlenen Mehmet Ali Yalçındağ'a yönelik tepkinin bir noktada patlak
vermesi kaçınılmazdı, dolayısıyla beklenen oldu. Nitekim sonunda
öfke çöp tenekesinden boşalırcasına ortalığa döküldü.
HACKERLERİN ÇALDIĞINA İNANMAK
MÜMKÜN DEĞİL
Yalçındağ'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve AK Parti'ye yakın bir tutum
içinde olduğunu gösteren kişisel internet yazışmalarının Cumhuriyet
Gazetesi'nde yayınlandı. İddia belgelerin bir hacker grubu
tarafından çalınıp yayıldığıydı. Ancak yaşananlara bakıldığında bu
iddiaya inanmak mümkün değil.
O MAİLLERİ CUMHURİYET'E ENİS
BERBEROĞLU MU VERDİ?
Olayın nasıl geliştiğini bilenlere göre ' Bilgisayar ortamındaki
yazışmaların grubun içinden hatta Doğan ailesinden biri eliyle,
muhtemelen daha önce Can Dündar'a MİT TIR'ları belgeleriyle ilgili
CD'yi veren Enis Berberoğlu'nun bilgisi dahilinde, tefrika
yapılmayıp bir defada yayınlanma şartıyla Cumhuriyet Gazetesi'ne
verildiğini düşünmekte bir beis yok..'
CUMHURİYET'İN HABERİ
YALÇINDAĞ'A GECEDEN NEDEN BİLDİRİLMEDİ?
Zaten Hürriyet matbaasında basılıp Hürriyet yan kuruluşu
tarafından dağıtılan Cumhuriyet Gazetesi baskı için geldiğinde
görevleri icabı kontrol yapan personelin patronları sayılabilecek
M. Ali Yalçındağ'a haber verilmemiş olmalarının safiyane sebeplerle
izahı kimi inandırır?
HÜRRİYET'İ KAYBETMEYİ
GÖZA ALAMAYANLAR KİM?
Hadisenin görünen yüzünde bunlar var, var olmasına ama olay bundan ibaret değil.. Türkiye içinde olduğu gibi uluslararası platformda da gerek siyaset sahnesinde gerek CIA gibi gerekse BND gibi batılı istihbarat örgütleri bünyesinde Tayyip Erdoğan aleyhtarı 'Erdoğan olmasın da kim olursa olsun' diyen bir çevre var ve o çevrenin Türkiye içinde tek güçlü medya dayanağı Hürriyet Gazetesi.. Attığı başlıklardan gördüğü ya da görmediği haberlere kadar Hürriyet bu çevrenin kaybetmeyi göze alamayacağı yegane iletişim mecrası.
Tayyip Erdoğan'ın şu veya bu yolla eninde sonunda ama mutlaka
devrileceğine; bu yolda sebat etmek gerektiğine inanan çevre
sanılanın aksine güçlü kanallara, kaynaklara sahip. Ama Hürriyet'i
ikame edecek imkan ellerinde yok.
15 TEMMUZ'UN ARDINDAN
TOPARLANDILAR!
Sözünü ettiğim çevre 15 Temmuz sonrası yaşadığı şaşkınlığın ardından toparlandı. Ve şimdilerde siyasetin dikkati FETÖ üzerinde yoğunlaşmışken o şemsiyenin altında ne işler görülebileceği de dahil pek çok hesabı yapmakla meşgul.. İşte bütün o/CNN Türk kaybedilmemesi gereken 'kale' kıymetinde..
Sonuç olarak yorgan gitti ama kavga bitmiş değil. Zira hesaplaşma aile içi çekişme ya da sıradan bir taraftarlık/muhalefet rekabeti değil. Yaşananlar Washington'dan Berlin'e, oradan İstanbul ve Ankara'ya uzanan bir büyük oyunun parçası.