Doğan Grubu Posta yazarını da kovdu
Posta gazetesinde politika yazıları kaleme alan ve aynı zamanda gazetenin yazı işlerinde görev yapan Hakan Çelenk'in işine son verildi.
Posta Gazetesi yazarı Hakan Çelenk, 22 Ocak tarihinde CNN Türk'te Deniz Bayramoğlu'nun sunduğu Gündem Özel programına konuk oldu.
Çelenk, söz konusu programda anayasa değişikliği ile ilgili "Ben kötü niyetli bir cumhurbaşkanıyım, sistemi bana karşı savunun. İktidara ben geleceğim, yolsuzluklar yapacağım. Beni görevden alacak gibi olurlarsa, eğer kötü niyetliysem Meclis'i feshederim. Sonra da partinin başına oturur, vekilleri seçtirir ve genel seçime giderim"demişti.
Sosyal medyada tartışma yaratan bu çıkıştan sonra Doğan Medya Grubu'nun Hakan Çelenk'in görevine son verme kararı aldığı duyuruldu.
ÇELENK'İN "HAYIR" YAZISI
Hakan Çelenk, Posta gazetesindeki son yazısını 26 Ocak'ta yazdı. Çelenk, bu yazısından bir önceki yazısında, "Umutsuzluk 'Hayır' getirmez" başlıklı bir yazı kaleme almıştı.
İşte Çelenk'in o yazısı:
“İyimser her felakette fırsat, kötümser her fırsatta felaket
görür...” denir. Hal böyleyken referandum fırsat mıdır felaket
midir?
‘Evet’çi cephe açısından sorunun yanıtı nettir.
Her seçimde kendilerini erkenden galip ilan edip, muhalifleri
umutsuzluk girdabına sürüklemenin kendileri için faydalı olduğunu
deneyimlediler. İktidarın devasa propaganda makinesi uçuk ‘Evet’
yüzdeleri ile iyimserlik pompalamaya başlamış durumda.
Kendi lehlerine iyimserliği yine strateji olarak
kullanıyorlar.
***
Tuhaflık ‘Hayır’ cephesinde. Bir kesim yenilgiyi peşinen
kabullenmiş durumda. Bunların bir kısmı da ‘Hayır’cıların
umutlarını kırmayı kendine iş edinmiş gibiler. Öğüt veriyorlar.
“Gerçeklikten kopuyorsunuz” diyorlar. Mücadeleyi baştan kaybettiren
düşünme biçimini ‘Hayır’ hatlarına yaymakla meşguller.
Umutsuzluğu gerçekçilik olarak sunmanın, anayasa teklifinden
rahatsız olan iktidar seçmenlerini ‘Hayır’ hattına geçişinin önünü
keseceğini düşünmüyorlar bile. Halk arabesk acılar vaat edenin
yanına niye gelsin?
Ülkenin beka sorunu yaşayacağını anlatanları geçmişte “Endişeli
modern” diye küçümseyen bir kesim vardı. Bugün, “Ülke bitti,
yurtdışına yerleşirim” diyen de genelde bunlar.
O gün muhalefeti yaftalayarak iktidarın önünü açtılar, bugün
muhalefetin şevkini kırarak iktidarın ekmeğine yağ sürüyorlar.
Öngörülerine güvenmemek gerek. ‘Hayır’cılara tek faydaları,
motivasyon kırıcı görüşlerini kendilerine saklamaları
olacaktır.
***
Gelelim ‘Hayır’cıların asıl damarı olan iyimserlere...
Genelde “Laikçi teyzeler”, “elitistler” diye yaftalanan kesim bu.
Sezgileri hep doğru çıktı.
Amerika’nın AKP ile birlikte uygulamaya koyduğu BOP’un Ortadoğu’yu
felakete sürükleyeceğinden, laiklikle ilgili kaygılarında; ekonomik
tükenişten, bu iktidarla ülkenin beka sorunu yaşayacağına kadar her
şeyi bildiler.
2007’de bugünü gördükleri için kötümserdiler. Bugün ise
iyimserler.
Hala Anadolu’nun her yerindeler. Hem muhafazakar kesimle hem
milliyetçilerle diyalog halindeler. Öngörülerine güvenmek
gerek.
Doğrudur. Referandumda ‘Hayır’ çok zor. Ama ‘Evet’ de kolay
değil.
Referandum ülke için felaketin kapısını da açabilir fırsatın da.
Ama umutsuzluk kesin felakettir.