Deniz Zeyrek uyardı: Fırsat eşitliği yerini kast sistemine bırakıyor!

Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, bakanlık veya farklı devlet görevlerinde bulunanların koruma orduları ile gezmeleri üzerinden bir yönetici sınıfının oluştuğunu, bununla birlikte fırsat eşitliğinin de ortadan kalktığını belirtti.

Cumhuriyetin getirdiği en önemli şeylerden biri de fırsat eşitliği... Bu konuyu gündemine alan Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Süleyman Demirel ve Meral Akşener örneklerini vererek fırsat eşitliğini değerlendirdi.

Zeyrek'e göre son yıllarda yaşanan siyasi ortam, fırsat eşitliğinin yok olduğu ve yönetici sınıfının kast sistemi oluşturduğu bir dönem.

İşte Deniz Zeyrek'in fırsat eşitliği üzerinden yorumları:

7 Aralık 2019 günü yazdığım yazının başlığı “Yeni Türkiye'nin en temel sorunu” idi. Cumhuriyet rejiminin Türkiye'ye kazandırdığı en önemli özelliğin “fırsat eşitliği” ve “sosyal adalet” olduğunu anlatıp, yeni sistemin bir kast ortamı yarattığına dikkat çekmeye çalışmıştım:

İslamköy'den “Çoban Sülü”nün bir gün “Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel” olması, eksik gedik de olsa Cumhuriyet'in yarattığı sosyal adalet ortamının eseriydi.

Ne yazık ki “ideal nesil” yetiştirme arayışıyla şekillendirilen yeni sistemin eğitim anlayışı, en büyük zararı bu kazanımımıza verdi. Artık fırsat eşitsizliği, sosyal adalet yoksunluğu ve nepotizm gibi nedenler, o yolu kapamış görünüyor.

★★★

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de geçen Cumartesi günü Mersin'de konuşurken bu soruna dikkat çekti. O yazımda anlatmak istediğim fotoğrafı, bir siyasetçi rahatlığıyla daha net bir şekilde ortaya koydu. Nasıl mı?

Aktarayım:

Akşener'den hemen önce, Türkiye hariciyesinin yetiştirdiği en önemli isimlerden biri olan Büyükelçi Namık Tan konuşmuştu. Washington'da, Tel Aviv'de büyükelçilik yapan Tan, hükümetin izlediği dış politikaya dair eleştirileri nedeniyle görev süresinin dolmasına 7 yıl kala 37 yıl çalıştığı bakanlığa veda etmek zorunda kalmıştı. Hataylı olan Tan, doğum yerinin Mardin olmasının nedenini anlatırken “Kaymakam olan babamın görevi nedeniyle Mardin'de doğmuşum” dedi.

Konuşurken Tan'ın bu cümlesini anımsatan Akşener şöyle devam etti:

“Ben de İzmit'in küçük bir köyünde yaşayan, ortaokul mezunu düşük seviyede bir memurun küçük kızı olarak büyüdüm. Ancak, Sayın Büyükelçi bir Kaymakam'ın oğlu olarak hangi imkanlara sahip olmuşsa, ben de düşük seviyeli bir memurun kızı olarak o imkanlara sahip oldum ve üniversitede hocalık yaptım, milletvekili, bakan olabildim. İşte bize bu imkanı veren eğitimde fırsat eşitliği, sosyal adalet, bugün yerini nepotizme, eş dost akraba kayırmacılığına, daha doğrusu bir kast sistemine bıraktı.”

★★★

Mersin'den Ankara'ya dönmek için Adana Havalimanı'na geçtiğimizde Şakirpaşa Havalimanı'nın VIP bölümünde iğne atsanız yere düşmeyecek bir görüntüyle karşılaştık. Saydım, 30'dan fazla koruma vardı. “İçişleri ya da Savunma Bakanı olabilir” diye düşündüm. Görevlilere sordum, “Sayın Tarım ve Orman Bakanı” dediler. Kendisine eski bakanlar Lütfü Elvan ile Jülide Sarıeroğlu da eşlik ediyormuş.

“Tarım Bakanı'nın bu kadar koruma ile gezmesi normal mi” diye sorunca yanıtı o sırada Ankara'ya gelmek için uçak bekleyen eski bakanlardan İYİ Partili Salim Ensarioğlu verdi: “Bizim yanımızda iki koruma olurdu.”