Deniz Zeyrek bir kez daha hatırlattı! Herkesi ilgilendiriyor 'Tercih bizim!'

Koronavirüs ülkemizde bir numaralı gündem konusu...Sözcü yazarı Deniz Zeyrek de meselenin bir “bilimsel”, bir de “sosyolojik/psikolojik” boyutu olduğunu belirtti ve mühim hatırlatmalarda bulundu.

Artık tüm dünya yatıyor kalkıyor koronavirüsü konuşuyor. Sözcü yazarı Deniz Zeyrek de Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda bütün kurumların küresel salgına zamanında hazırlandığını ve “Salgın küresel, tedbirler ulusal” sloganıyla hareket eden hükümetin sert ve etkili tedbirler aldığını söyledi.

Zeyrek, bireylerin de sorumluluk alması gerektiğine dikkat  çekti ve "Bu çerçevede hükümetin sloganına “sorumluluk kişisel” ifadesi eklenebilir." diye yazdı ve herkesin yapması gerekenleri bir kez daha hatırlattı.

Sloganın eksiği: “Kişisel sorumluluk”

İsmini kraliyet tacına (Crown) benzeyen şeklinden alan Corona virüsünün yeni versiyonu Covid-19, beş vakanın resmen açıklanması ve hükümetin aldığı katı önlemler nedeniyle artık ülkemizde de bir numaralı gündem maddesi oldu.

Meselenin bir “bilimsel”, bir de “sosyolojik/psikolojik” boyutu var.

YAŞAMIN KIYISINDAKİ ORGANİZMA: VİRÜS

İşin bilimsel boyutu virüsün ne olduğu, nasıl yayıldığı ve neden tehlikeli olduğuyla ilgili.

Lois Pasteur'ün, kuduz hastalığına neden olan etkenin mikroskopla dahi görünmeyecek kadar küçük olduğunu fark ettiğinden ve Fransız mikrobiyolog Chamberland'in bakterileri ayrıştırmak için geliştirdiği filtreden süzülen sıvılarda hâlâ hastalık yapıcı etkenler olduğunu anladığından bu yana virüslerin varlığından haberdarız.

İnsanoğlu bir virüsün görüntüsünü ilk kez 1931'de Alman mühendisler Ernst Ruskave Max Knoll'un icat ettiği elektron mikroskobu sayesinde elde edebildi.

İlk virüs resminin çizilmesinden bu yana geçen 90 yılda mutasyon yeteneği sayesinde farklılaşan ve yeni salgınlara neden olan onlarca virüse ad konuldu.

AIDS hastalığına neden olan HIV, karaciğerin belası HBV, son yıllarda adını çok sık duyduğumuz Inflüanza (H1N1, H5N1 vs.), (yine Coronavirüs türleri olan) SARS ve MERS bunlardan bazıları.

Virüslerin bilinen anlamda hücresel sistemleri olmaması canlı olup olmadıklarının tartışılmasına neden olur. Virüsler, özünde musallat oldukları hücreyi kullanarak genetik materyallerini çoğaltabilen, yani varlıklarını canlılara borçlu olan organizmalardır. Cape Town Üniversitesi'nden Biyolog Edward Rybicki, bu özelliklerinden dolayı virüsler için “organisms at the edge of life-yaşamın kıyısındaki organizmalar”ifadesini kullanmıştı.

SALGIN KÜRESEL, TEDBİR ULUSAL, SORUMLULUK KİŞİSEL

Gelelim işin “sosyolojik/psikolojik”boyutuna

Sağlık Bakanlığı'nın koordinasyonunda bütün kurumlar küresel salgına zamanında hazırlandı. “Salgın küresel, tedbirler ulusal” sloganıyla hareket eden hükümet sert ve etkili tedbirler aldı. Ancak her şey devletle bitmiyor, biz bireylerin de sorumluluk almamız gerekiyor. Bu çerçevede hükümetin sloganına “sorumluluk kişisel” ifadesi eklenebilir.

Nedir bizim temel sorumluluğumuz?

“Paniğe kapılmadan ama hafife de almadan hastalığın yayılmasına katkıda bulunmamak.”

Covid-19 da solunum yoluyla ve temasla bulaştığına göre, en başta bu virüsün bulaştığı ve bulaşma riski yüksek olan insanların taşıdıkları tehlikeyi başka insanlardan uzak tutması gerekiyor. Yurtdışından gelenlerin, hasta ya da riskli insanlarla temasları olanların kendilerini en az 14 gün izole etmesi ya da sağlık kuruluşlarına başvurması kişisel sorumluluktur. Diğer taraftan salgın bitene dek temassız yaşamı ve temel hijyen kurallarını alışkanlık haline getirmek de bireylerin sorumluluğudur. Hapşırırken/öksürürken ağız kapamak, yere tükürmemek, kirli elleri ortak kullanım alanlarına sürmemek, devletin zoruyla yapacağımız şeyler değil neticede.

Ya bu basit bireysel sorumlulukları yerine getireceğiz ya da hep birlikte “Corona günleri” yaşayacağız. Tercih bizim!