Davutoğlu'ndan Payitaht yanıtı: Gün gelir kimin ihanet ettiği görülür
Eski başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı iftar programında TRT 1'de yayınlanan Payitaht Abdülhamit dizisindeki göndermeye sert tepki verdi.
Yeni parti kuracağı iddia edilen eski başbakan Ahmet
Davutoğlu, TRT 1'de yayınlanan Payitaht Abdülhamit dizisinin
fragmanında yer alan ve kendisine gönderme olarak yorumlanan
“Gül ağacına su veririz. Lakin su hem güle yarar hem de
dikene... Yanımızda yöremizde su verdiklerimiz diken olmaya
meyletmişlerse sonunda mutlaka budarız!” ifadelerine tepki
gösterdi.
"Eski milletvekillerine, eski devlet görevlilerine yönelik
Sultan Abdülhamid’in ağzından çıkması mümkün olmayacak bir takım
ifadelerle günlük siyasete gönderme yapılıyor" diyen
Davutoğlu, "Bugün böyle subliminal mesajlar verenler,
bizim bu mirasa nasıl sahip çıktığımızı görmek istiyorlarsa,
Abdülhamid’in yetimi Filistin’in Gazze sokaklarına gitsinler. Orada
her bir Gazzeli'nin, her bir Filistinlinin İsrail bombaları bizim
üzerimize yağarken sizin Dışişleri Bakanınız, o zaman Dışişleri
Bakanıydım, eşiyle birlikte o bombaların altında bize sarılıyordu
diyeceklerini görecekler" dedi.
DEVLET AHLAKI AÇISINDAN DOĞRU
DEĞİL!
KONSİAD 6. Olağan Genel Kurulu’nun iftarına katılarak Konyalı Sanayici ve İşadamları Derneği üyelerine bir konuşma eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, çok konuşulan Payitaht Abdülhamit dizisinin fragmanıyla kendisine verilmek istenen mesajı ciddiye almadığını belirterek şöyle konuştu: "Bugünlerde 2-3 gündür Abdülhamid Payitaht dizisi dolayısıyla bir fragman dolaşıyor. Bu fragmanda üstü örtülü, tabiri caizse geçmişte bir takım hain çevrelerin yaptığı şekilde subliminal bazı mesajlar verildiği iddia ediliyor. Eski milletvekillerine, eski devlet görevlilerine yönelik Sultan Abdülhamid’in ağzından çıkması mümkün olmayacak bir takım ifadelerle günlük siyasete gönderme yapılıyor. Bunu hiçbir zaman ciddiye almadım. Bu şekilde mesajların da devlet ahlakı açısından da, toplumsal ahlak açısından da doğru olmadığına inanıyorum. Ancak o kadar çok mesaj geldi ki üzüntü ifade eden, bir dostumuzun telefonda ağladığına şahit oldum. ‘Nasıl olur sizlere dönük böyle mesajlar verilir’. Eğer Sultan Abdülhamid’in mirasına sahip çıkacak birisi varsa en çok biz sahip çıkarız." ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“Her birinizin ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığınızın
farkındayız”
”Geçtiğimiz dönemlerde ülkemizde yaşanan her türlü gerilim unsuruna
karşı önümüzdeki dönemin inşallah barış, esenlik, sükunet ve
ekonomik hayatta da bereketli olmasını diliyorum. Muhasebe ile
başladığımızda, son dönemde yaşadığımız ekonomik sorunlar
karşısında her birinizin ciddi sıkıntılar yaşadığınızın
farkındayız.
“Türkiye’nin içinde olduğu krizin aşılabilmesi için her
şeyden önce güven ortamı tesis edilmeli”
Türkiye’de yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıların bazı
göstergeleri var. Bilmek durumundayız ki, ekonomik hayat bir
boşlukta seyretmez. Sizler, sanayiciler, iş adamları ekonominin iç
piyasalar itibariyle de, dış piyasalar itibariyle de bir büyük risk
içinde seyrettiğini bilirsiniz. Türkiye içinde olduğu ekonomik
krizin aşılabilmesi için her şeyden önce güven ortamının tesis
edilmesi, hukuk devleti kurallarının işletilmesi lazım.
Siyasetten, adaletten bağımsız şekilde ekonominin
düzeleceğini varsaymak, ekonominin temel rasyonelliğini fark
etmemektir
Siyasetten, adalet sisteminden bağımsız şekilde ekonominin
düzeltileceğini varsaymak ekonominin temel rasyonelliğini fark
etmemek demektir. Bu açıdan bakıldığında ekonomi teknik bir süreç
değildir. Hukukla, siyasi istikrarla ve ülkedeki genel sükunet
ortamıyla doğrudan alakalıdır.
Önümüzdeki 4 yılda hukuk devleti tahkim edilmeli,
demokratik özgürlüklere dayalı reformlar
hızlandırılmalı
Önümüzdeki dört yıl seçimsiz bir dört yıldır, normal şartlar
altında. Bu dört yıl içinde hukuk devletinin tahkim edilmesi, insan
haklarına, demokratik özgürlüklere dayalı reformların
hızlandırılması ekonomik hayata da güven verecektir.
Payitaht Abdülhamit fragmanındaki göndermeye
yanıt
Beni aslında çok da etkilemedi ama dün ve bugün birçok hemşehrimden
ve dostumdan aldığım mesaj gereği bir konuya açıklık getirmek
istiyorum.
Bugünlerde 2-3 gündür Abdülhamid Payitaht dizisi dolayısıyla bir fragman dolaşıyor. Bu fragmanda üstü örtülü, tabiri caizse geçmişte bir takım hain çevrelerin yaptığı şekilde subliminal bazı mesajlar verildiği iddia ediliyor. Eski milletvekillerine, eski devlet görevlilerine yönelik Sultan Abdülhamid’in ağzından çıkması mümkün olmayacak bir takım ifadelerle günlük siyasete gönderme yapılıyor. Bunu hiçbir zaman ciddiye almadım. Bu şekilde mesajların da devlet ahlakı açısından da, toplumsal ahlak açısından da doğru olmadığına inanıyorum. Ancak o kadar çok mesaj geldi ki üzüntü ifade eden, bir dostumuzun telefonda ağladığına şahit oldum. ‘Nasıl olur sizlere dönük böyle mesajlar verilir’. Eğer Sultan Abdülhamid’in mirasına sahip çıkacak birisi varsa en çok biz sahip çıkarız.
Abdülhamit’in mirasına nasıl sahip çıktığımızı görmek
istiyorlarsa Gazze sokaklarına gitsinler
Bugün böyle subliminal mesajlar verenler, bizim bu mirasa nasıl
sahip çıktığımızı görmek istiyorlarsa, Abdülhamid’in yetimi
Filistin’in Gazze sokaklarına gitsinler. Orada her bir Gazzeli'nin,
her bir Filistinlinin İsrail bombaları bizim üzerimize yağarken
sizin Dışişleri Bakanınız, o zaman Dışişleri Bakanıydım, eşiyle
birlikte o bombaların altında bize sarılıyordu diyeceklerini
görecekler.
Bizim Osmanlı mirasına ve Sultan Abdülhamid Han’ın mirasına ne derece sahip çıktığımızı görmek isteyenler, bir hafta önce açılan ve yıkıldığı zaman mihrabını bulup üzerinde burada ‘bu camiyi tekrar inşa etmeyi nasip et bize Rabbim’ diye dua ettiğim Koca Alaca Camii’nin taşlarına sorsunlar.
Arakan’da sarıldığımız o yiğit Müslümanlara sorsunlar. Bir iç savaş sonrası birbirleriyle kardeş kavgasına girmiş olan Kırgızistan’daki 103 Türk obasının yiğitleriyle Issık Gölü’nde yaptığımız toplantıdaki kardeşlerimize sorsunlar.
Allah da millet de şahittir ki, biz o mirasın hep takipçisi olduk hep takipçisi olmaya da devam edeceğiz.
"Devletimiz zaaf göstermesin diye nefsimizi
ayaklarımızın altına alıp bütün makamları elimizin tersiyle
ittiğimize bu millet de şahittir"
Bu tür mesajlar üzerinden sadakat testine bizi tabi tutmaya
çalışanlar da bilsinler; biz bu topraklardaki ilk başkentimiz olan
Konya’nın hamurunda yoğrulmuşuz, devlet ahlakı ne demek biliriz. Ve
gerektiğinde devletimiz zaaf göstermesin diye nefsimizi
ayaklarımızın altına alıp, bütün makamları elimizin tersiyle
ittiğimize de bu millet şahittir.
"Kriz çıkarmak, fitne yaymak kolayken bunlara dur
dediğimize de Allah şahittir"
Kriz çıkarmak kolayken, her türlü fitneyi yaymak çok kolayken,
bütün bunlara dur dediğimize de Allah şahittir.
Bu tür mesajlar vermek isteyenler ve bizim sadakatimizi sorgulamaya kalkanlar bizi Hazreti Mevlânâ’nın irfanına, hikmetine ram olan bizi o terazide tartsınlar. Görecekler ki, Hazreti Mevlânâ’nın irfanı ve hikmeti bizim yolumuzun ışığıdır.
"Kimseye adaletsizlik yapmayız, kime yapılırsa ona da
rıza göstermeyiz"
Biz kimseye adaletsizlik yapmayız ama kim tarafından ve kime
adaletsizlik yapılırsa, ona da rıza göstermeyiz. Bizi hiç yılmayan
yalçın Toros dağlarına sorsunlar, cesaretimizi oradan aldık.
Kimsenin önünde eğilmez, kimseye baş eğmeyiz.
"Gün gelir, kimin mirasa sahip çıktığı kimin ihanet
ettiği görülür"
Allah, Sultan Abdülhamid Han’ın da, bütün ecdadın da mirasına sahip
çıkmayı bize nasip eylesin. Gün gelir hesap günü defterler
açıldığında kimin o mirasa sahip çıktığı görülür. Kimin o mirasa
ihanet ettiği görülür. Sadakatimiz her şeyden önce Rabbimize, aziz
ülkemize, necip milletimize ve kökünü kadim kültürümüzden alan
ilkelerimizedir. O ilkelerden sapmaksızın toplumumuzun neresinde
olursak olalım, dayanışma içinde olacağımıza eminim.”
Payitaht Abdülhamit’te ne oldu?
TRT’nin dizisi Payitaht Abdülhamid’in son bölümünde AKP
kurucularından 11.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve eski Başbakan
Ahmet Davutoğlu'na yönelik göndermeler yapılmıştı. ‘İktidarın
propaganda aracı’ eleştirilerine konu olan Payitaht dizisinde geçen
diyalog şöyle: “Gül ağacına su veririz. Lakin su hem güle yarar hem
de dikene… Yanımızda yöremizde su verdiklerimiz diken olmaya
meyletmişlerse sonunda mutlaka budarız!”