Cumhurbaşkanımıza "tuzak" mı kuruluyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Varna’da yapılan AB üye ve aday üyeler toplantısına katılması doğru bir politika stratejisiydi.
Dün Türkiye’nin nasıl da güvenilir ve güçlü bir ülke
olduğuna dair dünyanın dört bir yanından açıklama haberleri
yağıyordu.
AB’den…
Trump’tan…
ABD Savunma Bakanı’ndan…
Irak Başbakanı’ndan…
Ama…
Bütün bu umut verici gelişmelerin yaşandığı gün Bahçeli
adeta güzel ülkemizin
“çanına ot” tıkamaya çabalıyordu.
*
MHP Gurubunda yaptığı konuşmada AB üyesi ülkeleri fırçalıyor….
Bir arada yaşamaya mahkûm olduğumuz Yunanistan Başbakanı
Çipras’ı:
“Ege denizinin dibi senin gibi boş konuşanların dedeleri ile dolup
taşmaktadır”
tehdit ediyordu.
*
Oysa…
İç politikada hedef olacağını bildiği halde devlet adamlığı
sorumluluğu gereği o
toplantıya katılan…
AB ülkelerine “Güçlü Avrupa’yı birlikte inşa
edelim” çağrısını yaparak dostluk eli
uzatan Sayın Cumhurbaşkanı’nın yanında durmalıydı Devlet Bey…
Bütün dünya onun bu desteğini görmeliydi…
Devlet adamlığı sorumluluğu bunu gerektirirdi…
Ama…
Öyle olmadı…
CHP Genel Başkanı ve HDP eş genel başkanı ile aynı kulvara
geçiverdi birden…
BAHÇELİ’Yİ
ANLAMAK…
Milliyetçilik Atatürk’ün hedef gösterdiği muasır medeniyetlerle
kavga etmek
midir?..
Cumhurbaşkanımızın Varna’da ortamı yumuşatmak için dostluk
elini uzattığı bir
günde, Yunanistan Başbakanına “sizi de dedelerinizi olduğu
gibi Ege’ye dökeriz
demek” midir?..
Milliyetçilik geleceğe bakmak dururken, geçmişin peşinden koşmak
mıdır?..
*
Lütfen birileri çıksın ve Devlet Bahçeli’yi tercüme etsin…
Devlet Bey, sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümete AB tam
üyeliği konusunda
destek mi veriyor?..
Yoksa köstek mi oluyor?..
*
Yoksa…
Gerçekten de kendisini en iyi tanıyanlardan biri olan
Tuğrul Türkeş’in dediği gibi
Sayın Cumhurbaşkanımıza “tuzak” mı kuruyor?..
*
Devlet Bey, Ak Parti meclis gurubunun Kürt yurttaşlarımızla
da AB üyesi ülkelerle
de bir sorunumuz olmadığını bakalım ne zaman
görecek?..
YAZIK OLDU
YANİ…
Muhalif olmak iktidarda olanın her yaptığını aşağılamak,
itibarsızlaştırmak, en
somut doğruyu bile yaptığında eleştirmek değildir…
Muhalif olmak, doğru yapıldığında…
Halkın ve ülkenin yararına olduğunda iktidarı alkışlamaktır da…
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Varna’da yapılan AB üye ve aday
üyeler toplantısına
katılması doğru bir politika stratejisiydi.
Yaptığı konuşma Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışır bir içeriğe
sahipti.
*
Ancak…
Hiçbir muhalefet partisi bu samimi, doğru ve haklı katılıma destek
vermedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının içeriğini onaylamadı.
Oysa bu iç politikadaki yumuşama için çok iyi bir fırsattı…
*
CHP Genel Başkanı bir büyük fırsatı daha tepti.
Kısır, absürt, hamasi bir iç politika konuşmasıyla, gelecek
seçimlerde neden
“umut” olamayacağını bir kez daha gösterdi.
Yazık oldu yani…