Cumhurbaşkanı Erdoğan hangi isme ‘kripto FETÖ’cü’ dedi?
Abdullah Gül ve Ali Babacan partisi için kulislerin nabzını tutan Hürriyet yazarı Selvi, AK Parti’de Davutoğlu ve Babacan partilerini hedef almama gibi bir eğilim olduğunu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da muhatap almadığını belirtti. Ali Babacan'ın kitleleri çoşturacak bir havası olmadığını ifade eden Abdülkadir Selvi, "İlk günden “maskeli siyaseti” tercih eden, şeffaf olmayan bir parti topluma nasıl güven verecek?" diye sordu.
Ali Babacan partisini kurdu. Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi de
Babacan'ın partisine yönelik nabız yokladı ve çarpıcı
değerlendirmelerde bulundu. Vitrinin önünde Ali Babacan'ın,
vitrinin arkasında da Abdullah Gül'ün olduğunu ve bunu herkesin
bildiğini söyleyen Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Babacan’ın
partisindeki kurucuların isimlerini ilettiklerinde bir kurucu üye
için “O kripto FETÖ’cü” dediğini aktardı. Selvi, " Hem
de üstüne basa basa... O isim bende ama sormayın,
söylemem..." ifadelerini
kullandı.
Erdoğan hangi isme ‘kripto FETÖ’cü’ dedi?
Abdullah Gül ve Ali Babacan partisi için AK Parti kulislerinin
nabzını tutmaya çalıştım.
AK Partilileri rahat gördüm. Parti yöneticileri değerlendirme
yapmaktan kaçındı. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da muhatap almadı.
AK Parti’de Davutoğlu ve Babacan partilerini hedef almama gibi bir
eğilim var. “Biz vurdukça onlar büyür” diyorlar. Erdoğan, AK Parti
grubunda bu konuya hiç değinmedi. İl başkanları toplantısında ise
Babacan ve Davutoğlu partilerini “sözde oluşumlar” olarak
nitelendirdi. “Yeni diye ortaya sürülen her sözde oluşum sadece AK
Parti’ye olan ihtiyacı teyit ediyor, onun ötesinde bir işe
yaramıyor. Davası inancı olmayanın, davası milleti olmayanın,
davası ülkesi olmayanın sonu her zaman hüsran olmaya mahkûmdur.
Bunlar zerre bizi ilgilendirmiyor” dedi. Erdoğan, bu
değerlendirmeyi yaparken Ali Babacan partisinin kuruluş
toplantısında konuşuyordu. AK Parti grubu olduğu için sosyal
medyadan takip ettim. Ali Babacan beklediğimden öte uzun bir
konuşma yaptı. Miting meydanlarında performansı nasıl olur bilemem
ama kitleleri coşturacak bir havası yoktu. Ali Babacan’ın partisi,
ilk günden yola çıkarken Abdullah Gül konusunda bir takiye yapmayı
tercih etti. Gül ile Babacan arasında köprülerin atıldığı yalanını
servis ettiler. İlk günden “maskeli siyaseti” tercih eden, şeffaf
olmayan bir parti topluma nasıl güven verecek?
Herkes biliyor ki, vitrinin önünde Ali Babacan, vitrinin arkasında
Abdullah Gül var. Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin
ortak adayı olması için, Gül’ün partisiz Cumhurbaşkanı adayı
imajını korumak adına bu formül bulundu. Doğrudan Abdullah Gül’ü
çağrıştıran Beşir Atalay gibi isimler kurucular kurulu listesinde
yer almadı ama partiye katkı vermeyi sürdürecekler.
Gül’e yakın bir isim, “Abdullah Gül, Ali Babacan’ı kendisi gibi görür” demek suretiyle Gül ile Babacan’ın etle tırnak gibi olduklarını ifade etti.
AK Parti kulislerinde sıkça, “Onların ne yapacağı önemli değil. Önemli olan bizim ne yapacağımız” sorusu soruluyordu. Toplumun AK Parti’ye olan güveninin devam ettiği ama yanlış giden işlerin düzeltilmesini beklediği, partinin güvenlikçi politikalardan çıkıp yeniden reformcu günlere dönmesi gerektiği yönünde değerlendirmeler yapılıyordu. Ali Babacan’ın konuşması yeni bitmişti. Bir milletvekili, “Babacan’ın ağzı, muhalefet ağzı değil” dedi. Milletvekillerinin şaşırdığını görünce “FETÖ ağzıyla konuşuyor” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Babacan partisiyle çok ilgili durmadığını söylemiştim. Ali Babacan’la iplerin koptuğu görüşmede “Ümmeti parçalamaya hakkınız yok” demişti. Erdoğan’a, Babacan’ın partisindeki kurucuların isimlerini ilettiklerinde bir kurucu üye için “O kripto FETÖ’cü” demiş. Hem de üstüne basa basa... O isim bende ama sormayın, söylemem...