Coronavirüs salgınında medyaya düşen sorumluluklar
Türkiye coronavirüs salgını ile başarılı bir mücadele veriyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca gelişmeleri tüm Türkiye ile paylaşıyor. Vakanın daha da yayılmaması için art arda tedbirler alınıyor. Bununla birlikte coronavirüs salgınında medyaya büyük sorumluluk düşüyor.
Yetkili makamlar koronavirüs ile ilgili yalan haber ve belgeler için uyarılarını tekrarlıyor. Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM), Türkiye coronavirüsle savaşırken, temel görevi yararını gözetmek ve kamuyu bilgilendirmek olan medyaya çeşitli öneriler sunuyor. İşte o öneriler:
1. Manipülasyona kapalı, gerçek belgelere dayanan bilgiler
verilmelidir.
2. Corona Virüs ile ilgili uyarı anonsları, aynı saatte tüm
televizyon kanallarında “ortak”olarak paylaşılmalıdır.
3. Medya hem salgının ciddiyetini halkla paylaşmalı hem de panik
oluşturacak bir dilden kaçınmalıdır.
4. Sağlık gibi bilimsel verilere dayanarak konuşulması gereken
durumlarda, halkın kafasını karıştıracak tartışma programları
yayınlanmamalıdır.
5. Televizyon, gazete ve radyoda görüşlerine başvurulacak doktorlar
ve referans kişiler bilim kurulu tarafından onaylanmış olmalıdır.
Halkla verilecek yanlış bilgilerin özellikle kriz durumlarında
büyük sonuçlara yol açabileceği unutulmamalıdır.
6. Medya, koordinasyon merkezinin canlı yayınlarına ortak
bağlanmalıdır.
7. Moderatör ve sunucular virüs hakkında kullanılacak ve
kullanılmayacak ifadelerle ilgili bilgilendirilmelidir.
8. Haberlerde “hikayeleştirme”den kaçınılmalıdır. Hikaye gerçeği
algılamayı engeller.
9. Temizlik, izolasyon ve aşı araştırmalarıyla ilgili bilgi
paylaşımı yapılmalıdır.
10. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların etki alanı
geniştir. Haberlerin
doğruluğu teyit edilmemişse, paylaşan herkes bilgi kirliliğinin bir
parçası haline gelir.