CHP, cezaevindeki iki gazetecinin kim olduğunu sordu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cezaevinde iki gazeteci var" dedi... CHP'li Veli Ağbaba, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a "Kim o iki gazeteci" diye sordu...

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Cezaevlerinde gazeteci yok, şu anda gerçek manada gazeteci sıfatıyla içeride iki kişi var” sözleriyle ilgili Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın cevaplaması istemiyle bir soru önergesi verdi.

Medya örgütlerinin raporlarından alıntı yapan Veli Ağbaba, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 2017 yılı Haziran ayı itibariyle Türkiye’de 159 gazetecinin cezaevinde bulunduğu açıklanmıştır" hatırlatması yaptı.

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BBC televizyonuna verdiği demeçte, "Şu anda içeride olanların gazetecilik sıfatı yok. Bunlar ya terör örgütüyle beraber hareket etmişlerdir, ya silah bulundurmaktan içeri girmişlerdir, ya da birçok yerlerde bankamatikleri kırmışlar, buraları soymuşlardır. Ama ceplerinde bir sarı basın kartı değil, gazeteci kartı vardır. Bununla beraber de kendilerinin gazeteci olduğunu iddia etmişlerdir. Şu anda gerçek manada gazeteci sıfatıyla içeride iki kişi var" demişti.

DİĞERLERİNE GAZETECİ DEĞİL DENİLMESİNİN SEBEBİ NEDİR?

"Cezaevlerinde kaç tutuklu ve hükümlünün sarı basın kartı bulunmaktadır?" diyen Ağbaba şu soruları saraladı:

- Cumhurbaşkanının ifade ettiği bankamatik soyan gazeteci var mıdır? Nerede hangi bankamatiği soymuştur? Bu kişi yada kişilerin gazetecilik sıfatı var mıdır?

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cezaevlerinde sadece 2 gazeteci olduğuna dair açıklama hangi kaynağa dayandırılmaktadır? Açıklamanın bilgileri Bakanlığınız tarafından mı verilmiştir? 159 gazeteci bir anda nasıl 2 ye düşmüştür?

- AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ifadelerinden hareketle cezaevindeki 2 gazeteci kimdir?

- Aralarında karikatürist, yayın danışmanı, gazete vakıf yöneticilerinin de olduğu 159 kişiyi terörist olarak damgalamak için hangi deliller ortaya konulmuştur. Pek çoğunun yargılamaları hala devam ederken bu kişilere ‘terörist’ denilmesi, ‘sözde’ bağımsız yargıya açık bir şekilde mesaj ve yargılamayı etkilemek değil midir? Tüm yurttaşların gördüğü bu müdahale Adalet Bakanlığı tarafından görülmemekte midir?

- Yıllarca sarı basın kartı taşıyan, uluslararası kuruluşlardan ödüller alan, tek geçim kaynakları gazetecilik olan, ellerine kalemden başka bir şey almayan onlarca kişiyi ısrarla görmezden gelmenin, bu kişilere ‘gazeteci değil’ demenin sebebi nedir? Tüm dünyanın bildiği ve gördüğü gerçekleri yok saymak, inkar etmek kime nasıl bir fayda sağlayacaktır?