Cem Küçük'ten İsmail Saymaz'a olay tazminat yanıtı
Cem Küçük, hem siyasi propaganda yazılar konusunda hem de sosyal medya militanlığı olayında Demirörenlerin kesin karar aldığını, yeni sezona girerken bu davranış kalıplarının hepsinin yasakladığını söyledi.
Türkiye yazarı Cem Küçük, "Yeni Türkiye'de ana akım medyası nasıl olacak?" başlıklı yazısında artık iki yüzlülük dönemimin bittiğini söyledi. İsmail Saymaz'a bugünkü köşesinden cevap veren Küçük,“Hürriyet Muhabiri” titrini korumak istiyorsa ya RS FM ve Halk TV’ye çıkıp bir yandan da sosyal medyadan militanlık yapmayı bırakacak ya da Hürriyet’e de elveda diyecek. Artık bu tür tipler iki yoldan birini seçecek. Maaşını ve itibarını Demirören Medya’dan alıp sonra marjinal mecralarda radikal partizanlık yapma dönemi bitti." dedi.
İsmail Saymaz'ın kendisine açtığı davayı takmadığını söyleyen Küçük, "Kardeşim tamam CNN Türk ve Hürriyet’in görüntülü yorum bölümünden kovuldun diye ruh sağlığın iyice bozuldu da bunun hırsını niye benden çıkarıyorsun? Bilakis ben sana kibarca o olayı önceden haber veren ve o anlamda sana yardımcı olmaya çalışan adaletli bir adamım. Geçen yazı basit bir örnek olsun diye bir cümlede adın geçti diye “çok önemli adam”mış gibi triplere girdin. Bak hakikaten senin psikolojini iyi görmüyorum. Gel bizim Kemal Sayar Hoca ile bir görüşeyim de sana bir baksın. Bir de artık alenen yalan söylüyorsun. Bana açtığın davayı takan mı var, bir de utanmadan hâkimlerimiz ve savcılarımıza karar dayatmasında bulunuyorsun. "ifadelerini kullandı.
Yeni Türkiye’de ana akım medya nasıl olacak?
Sık sık burada sizlere yazdığım ve
örneklerle ispatladığım gibi Türk medya ortamı âdeta bir kalleşlik
tarlasıdır. Eskilerin tabiriyle Bab-ı âli denen Türk basın camiası
namertlik üreten fabrika gibidir. Hürriyet de Eski Türkiye’nin
medya ortamının merkeziydi. Tamamen yerli ve millî bir aile olan
Demirören Ailesi’nin bu grubu satın alması gerçek anlamıyla bir
devrim oldu. Artık bu ikiyüzlülük dönemi bitmiştir.
Dün gazetelerde görmüşsünüzdür Doğan Gazetecilik resmen tarihten
silindi ve artık adı Demirören Gazetecilik oldu. Sayın Erdoğan
Demirören artık tek patrondur ve yepyeni yönetim felsefesini gruba
oturtacaktır. Elbette bu geçiş sürecinde Demirörenlerin felsefesine
aykırı işler grupta olmaya devam ediyor ama bu durumdan halkımızın
çoğunluğunun rahatsız olduğu kadar Sayın Erdoğan Bey’in de rahatsız
olduğu bilinmelidir. Fakat geçiş sürecinde oluyor böyle şeyler.
Önümüzdeki 6 ay için bu tür şeylerin hiçbiri kalmayacaktır. Mesela
bazı Demirören çalışanları bir yandan bu kurumdan maaşını ve
itibarını alıp diğer yandan sosyal medya, marjinal radyo-TV ve
YouTube ortamında militanlık yapmaya devam ediyor. Ya da mesela
Ahmet Hakan, Doğan döneminde bile-biraz da Aydın Bey’in
zoruyla-daha objektif yazılar yazarken, Demirören döneminde Kanal
D’den gönderilmesinden ve CNN TÜRK’te de yeni dönemde olamayacağını
öğrendiğinden beri tamamen “Muharrem İnce ve CHP propagandisti”
yazılar yazmaya başladı.
Sayın Erdoğan Demirören’in en hassas olduğu konular milliyetçilik
ve vatanseverlik konusunda tavizsiz olmasıdır. Sanırım Ahmet Hakan
“Nasıl olsa beni gönderecekler. Bari vuruşarak çekileyim de muhalif
medyada bir yer bulurum” diyerek bu politik propagandist tavra
girdi. Hem bu siyasi propaganda yazılar konusunda hem de sosyal
medya militanlığı olayında Demirörenler kesin karar aldılar ve yeni
sezona girerken bu davranış kalıplarının hepsi yasaklanıyor.
Örneğin Cüneyt Özdemir ya 5N1K’yı adamakıllı yapacak ya da YouTube
kanalındaki tuhaflıkları bırakacak. Şayet Youtuber olmak istiyorsa
Demirören Medya’ya veda edecek.
Yine İsmail Saymaz “Hürriyet Muhabiri” titrini korumak istiyorsa ya
RS FM ve Halk TV’ye çıkıp bir yandan da sosyal medyadan militanlık
yapmayı bırakacak ya da Hürriyet’e de elveda diyecek. Artık bu tür
tipler iki yoldan birini seçecek. Maaşını ve itibarını Demirören
Medya’dan alıp sonra marjinal mecralarda radikal partizanlık yapma
dönemi bitti.
Şimdi bu gerçeği yazdım diye bizim İsmail yine bana küfreder.
Kardeşim tamam CNN Türk ve Hürriyet’in görüntülü yorum bölümünden
kovuldun diye ruh sağlığın iyice bozuldu da bunun hırsını niye
benden çıkarıyorsun? Bilakis ben sana kibarca o olayı önceden haber
veren ve o anlamda sana yardımcı olmaya çalışan adaletli bir
adamım. Geçen yazı basit bir örnek olsun diye bir cümlede adın
geçti diye “çok önemli adam”mış gibi triplere girdin. Bak hakikaten
senin psikolojini iyi görmüyorum. Gel bizim Kemal Sayar Hoca ile
bir görüşeyim de sana bir baksın. Bir de artık alenen yalan
söylüyorsun. Bana açtığın davayı takan mı var, bir de utanmadan
hâkimlerimiz ve savcılarımıza karar dayatmasında bulunuyorsun.
Yahu sen değil misin özellikle RS FM’de sürekli yargımıza dümdüz
giden ve “Türkiye’de bağımsız hâkimler yok” diye değerli
hukukçularımıza iftira atan. Davayı kazanmışsın da paraları
kimlerle yiyecekmişsin vs. Ortada fol yok yumurta yok. Hayaller
görüp ve kendini de Napolyon gibi güçlü zannedip tweetler atıyorsun
kardeşim. Bunun psikiyatri literatüründeki adı şizofrenidir. Ayrıca
“Mahkemeyi etkilemeye teşebbüs” suçtur unutma. Bak ayrıca senin
kankan FETÖ’cü Nesibe gibiler yok artık yargımızda.
Demirörenlerin yeni dönemde aldıkları bir diğer karar da
Hürriyet’in ve genel olarak Demirören Medya grubunun dış
temsilciliklerinin büyük oranda tırpanlanması üzerinedir. Çoğu
temsilcilik doğrudan kapatılacak. Şüphesiz bu operasyon hem
Hürriyet’i hem de diğer Demirören medya kurumlarını kâra geçirecek
bir iş olacaktır. Yüzlerce hiçbir işe yaramayan memur tipi çalışan
bu kurumlara yük oluyordu. Sayın Erdoğan Bey bu küreselleşme
çağında çoğu yurt dışı temsilciliğin gereksiz olduğunu düşünüyor.
Bu tensikatlarla gruba çok ciddi kazançlar sağlanacak.
Son yazımda da ifade ettiğim gibi Demirören Ailesi’nin yönetim
felsefesinde marka adının önüne geçen ünlü TV programcısı ve meşhur
köşe yazarı modeline yer yok. Hem medya yöneticileri hem köşe
yazarları hem TV sunucuları asla kurumsal markaların önüne
geçmeyecek. Varlıkları ile yoklukları bir olacak. Kimse tarafından
sokakta tanınmayacaklar. Kamuoyunda görünür ve bilinir
olmayacaklar. Asla ve asla bireysel varlıklarıyla gündeme
gelmeyecekler. Kendi başına star olmak isteyen gönderilecek.
Demirören medya grubunda buhar yönetici, buhar köşe yazarı ve buhar
televizyoncu modeli geçerli olacak.
Birey olarak sırf kendisi için konuşulmak ve ses getirmek
isteyenlere bu yönetim felsefesinde yer olmadığını Sayın Erdoğan
Demirören hep ifade ediyor. Bu tanıma uygun davranmayanlar ve star
isim olmak isteyenler hükûmete yakın bile olsa zaman içinde
gönderilecek. Sadece gazete ve TV markaları ön planda olacak. "22
Mart 2018 Medya Devrimi"nin ana felsefesi bu ve göreceksiniz
düşünülenin tam aksine bu medya kurumları Doğan dönemine göre daha
da çok para kazanacak.