Cem Küçük'ten iddialı çıkış: Türk medya tarihi uzmanıyım
Cem Küçük kendisinin Türk medya tarihi uzmanı olduğunu söyledi. Medyanın özel ihtisas alanı olduğunu belirten Küçük, bu konuda ne yazarsa çıktığı iddiasında bulundu.
Türkiye yazarı Cem Küçük, 'Medya gerçekleri ile yüzleşme zamanı' başlıklı yazısında medyada yer almasının iki sebebi olduğunu söyledi ve bunları sıraladı. Küçük "Gururla söylüyorum ki, ben bu çürümüş sistemi yıkan en önemli aktörüm. Yıkıntıların molozlarını ve hafriyatını kaldırma süreci devam ediyor ama yüzde 95 oranında bu rezil Bab-ı Ali & İkitelli rejimi çöktü. Anaakım köşe yazarlığının ve yorumculuğun sonuna geldik. Yerine yenisi gelmemesi, eski düzenin yıkılmasının önemini azaltmıyor. İyi ki de yıkıldı o bozuk düzen. Her siyasi görüşten yetenekli ve zeki gençler sıfırdan yepyeni ve demokratik bir medya düzeni kuracaklardır." dedi.
Hürriyet yazarlarına çok sert sözlerle yüklenen Küçük, "Hürriyet yazarları saygı duymadıkları bir kişiye sırf para için yaltaklanacak kadar zavallı tipler. Aslında 22 Mart’tan beri her gün eriyerek bitiyorlar. 9 ay önce yazdığım gibi çok kötü biçimde kovulacaklar. O yüzden Ahmet Hakan ve Ayşe Arman köşelerini reklam panosuna çevirmiş durumdalar. Toplumun tüm kesimleri bu Hürriyet yazarı modelinden iğreniyor" ifadelerini kullandı.
Medya gerçekleriyle
yüzleşme zamanı
Benim bu medyada olmamın iki temel sebebi ve işlevi var. Birincisi
inandığım siyasal düşünce olan milliyetçi-muhafazakâr değerleri ve
DEVLET menfaatlerimizi sonuna kadar savunmak. DEVLET benim için
kutsaldır. İkincisi ise ben bir Türk medya tarihi uzmanıyım. Medya
özel ihtisas alanımdır ve bu sebeple bu konuda ne yazarsam
çıkmıştır. Bab-ı Ali ya da İkitelli denen Türk medya düzeni
saçından tırnağına kadar yozlaşmış ve kokuşmuş bir düzendi.
Gazetecilik siyasi iktidarlarla şantaj ilişkisinden başka şey
değildi.
Evet gururla söylüyorum ki, ben bu çürümüş sistemi yıkan en önemli
aktörüm. Yıkıntıların molozlarını ve hafriyatını kaldırma süreci
devam ediyor ama yüzde 95 oranında bu rezil Bab-ı Ali & İkitelli
rejimi çöktü. Diyeceksiniz ki bu kokuşmuş kirli medya düzeni çöktü
de yerine ne geldi? Yerine hiçbir şey gelmedi. O yüzden şu an
Türkiye’de medyanın sonunu yaşıyoruz. Anaakım köşe yazarlığının ve
yorumculuğun sonuna geldik. Yerine yenisi gelmemesi, eski düzenin
yıkılmasının önemini azaltmıyor. İyi ki de yıkıldı o bozuk düzen.
Her siyasi görüşten yetenekli ve zeki gençler sıfırdan yepyeni ve
demokratik bir medya düzeni kuracaklardır.
Bakıyorum yıkılmış medya düzenine son Hindistan Valisi Mountbatten
modeliyle atanan arkadaş ben gerçekleri yazıyorum diye bana
saldırmış. Bana iftiralar atman senin yeteneksizliğini kamufle
edebilecek mi? Devraldığın ve büyük bir başarısızlıkla her gün
değerini azalttığın medya grubunu şu an satmaya kalksanız 22 Mart
devriminde verilen paranın 10’da 1’i edebilecek mi? Rahatlamak
istiyorsan daha da fazla hakaret et bana ama gerçek
değişmeyecek.
Maalesef senin çapın bu kadar. Şimdi sana yalakalık yapan Hürriyet
yazarlarının gözlerinin içine bakarak sor bakalım: “Benim zekâma ve
yeteneğime saygı duyuyor musunuz?” Elbette o Hürriyet yazarları da
saygı duymadıkları bir kişiye sırf para için yaltaklanacak kadar
zavallı tipler. Aslında 22 Mart’tan beri her gün eriyerek
bitiyorlar. 9 ay önce yazdığım gibi çok kötü biçimde kovulacaklar.
Başkanımız Erdoğan’ı devirmek için FETÖ ile iş birliği yaptılar,
suç işlediler ama şimdi Başkanımıza yalakalık yaparak
kurtulacaklarını umuyorlar. Aslında bittiklerini kendileri de
biliyorlar.
O yüzden Ahmet Hakan ve Ayşe Arman köşelerini reklam panosuna
çevirmiş durumdalar. Tam bir tefessüh hâli. Toplumun tüm kesimleri
bu Hürriyet yazarı modelinden iğreniyor. Bir gün bir plastik
cerrah, bir gün yatak, bir gün ayakkabı. Faruk Bildirici de “onurlu
gazeteciyim” diye hâlâ orada duruyor. Bu arkadaş bana küfredeceği
yerde medya grubundaki bu korkunç yozlaşma ile ilgilensin diyeceğim
ama o resmen yaptığı açıklama ile bu tefessüh hâlini savunuyor.
Zaten gazetesinde “swinger” bile savunuldu. Daha ne diyelim.
Muhafazakâr aileden gelen bir Anadolu çocuğu özünü unutur “Beyaz
Türk yönetici” olmaya çalışırsa netice böyle olur. Herkes bu duruma
güler. O medya grubu da biter gider.
35 senelik meslek hayatı varmış. Toplum zaten seni hiç tanımaz da,
şu medya âleminde bile senin 35 senelik meslek hayatın olduğunu
bilen 1 kişi getir bana, sadece 1 kişi. Ömrün boyunca hiç tiraj
alma, hiç reyting alma, hiç yankı uyandırma hep yaşayan ölü ol,
sonra 35 senelik meslek hayatım var de. Böyle bir dünya var mı?
RTÜK’teki bazı arkadaşlarını kurtarmak için bana telefon açıp
yalvardığın günleri çabuk unutmuşsun. Hadi inkâr etsene.
Bu arada anaakım medyadan kovulanların da kâğıttan kaplan olduğu
ortaya çıktı. Şirin Payzın, Mehmet Yılmaz, Nevşin Mengü vb.
gönderilenler ne yapıyor aileleri bile bilmiyor. Bir işler
yapıyorlar ama sıfır etki ve sıfır yankı. Kadri Gürsel hâlâ 5 sene
önce konuğu olduğu popüler programın hatıralarıyla yaşıyor. Ha bire
konuşmalar yapıyor ama suratına bakan yok. Aslında tüm bunlar
yetenekleri az gazetecilerdi ve şimdi bu gerçek ortaya çıktı.
Gerçi Cüneyt Özdemir hâlâ CNN Türk’te ama onun da yaşayıp
yaşamadığı belli değil. YouTube’da hükûmete muhalefet, CNN Türk’te
ise aynı hükûmete yalakalık yapan birinin ne saygınlığı olabilir?
Sayın CEO, Özdemir’in az izlenen YouTube kanalına bak istesen orada
nasıl bozgunculuk yapılıyor. Bakın eğer bunlar gerçekten yıldız
gazeteciler olsaydı bir YouTube kanalı kurunca rekorlar kırarlardı,
bir kitap yazarlardı bestseller olurdu. Fakat özünde bunlar
pırıltısız tiplerdi. Onun için yaptıklarını sallayan yok. Sadece
holding medyasındaki konumları yüzünden suratlarına bakılıyordu.
Şimdi de hepsi bana teşekkür etsinler. Yine hepsini geçici olarak
mezardan kaldırdım. Bakın mesela rahmetli Mehmet Ali Birand ve Ufuk
Güldemir büyük medya adamlarıydı. Şu anda yaşasalar çok az sermaye
ile yine herkesin ilgisini çeken anaakım medya olayları yaparlardı.
İkisinde de büyük yetenek vardı. Bunlar o ikisinin tırnağı
etmezler. Hepsi bitti.
Tek bunlar değil, diğer Hürriyet yazarları kovulunca başka iş
yapsalar kimsenin umurunda olmaz. O yüzden zaten maaşları
kesilmesin derdindeler. Gerçekten büyük yetenek sahibi olsalardı bu
acınası hâllere düşmezlerdi. Bizim tarafın köşe yazarlarıyla ilgili
de en keskin eleştirileri yapan benim. Kimsenin yaşayıp yaşamadığı
belli değil. Kemalist ve solcu komünitelere hitap eden medyaların
zaten bir önemi yok. Ancak kendilerini tatmin ediyorlar. İşte durum
budur. Herkes gerçeklerle yüzleşsin...