Cem Küçük'ten Ahmet Takan'a: İnsanın her dediği fos çıkar mı arkadaş?
Yeniçağ gazetesinden ayrılan Ahmet Takan, bugün Cem Küçük'ün gündemindeydi. Cem Küçük Takan için "Bir insanın her dediği fos çıkar mı arkadaş? Valla çıkmış" ifadesini kullandı.
Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük, Yeniçağ yazarı Ahmet
Takan'ın bu zamana kadar gerçekleşmeyen iddialarını köşesine
taşıdı.
Ahmet Takan için "Türkiye'de her yazdığı yalan çıkan,
işkembe-i kübradan sallayan biri var. Adı Ahmet Takan. Bu arkadaşı
takan var mı bilmiyorum! Son üç dört yılda bu vatandaşın
yazdıklarına bir baktım. İnsan gerçekten hayret ediyor."
ifadelerini kullanan Cem Küçük "Bu üfürükçü son 6
yıldır onlarca sallama yazı yazdı. Yok Saray'daki kaynağım dedi.
Yok şuradaki adamlarım dedi. AK Parti son 6 yıldaki bütün seçimleri
kazandı. 31 Mart'ı büyükşehirler hariç kazandı"
dedi.
HÜRRİYET'İ İFLAS NOKTASINA
GETİRDİLER
Cem Küçük'ün eleştirilerinden iktidara yakın medya da nasibini
aldı. Küçük, Hürriyet gazetesinin iflas noktasına getirildiğini şu
sözlerle belirtti:
Öte yandan medya öylesine bitik ki, geçenlerde Hürriyet'in
tepesinde bazı değişiklikler oldu ama kimsenin umursadığı yok.
Koskoca kurumu iflas noktasına getirdiler. En acısı halkın bunları
umursamaması. Kim geldi kim gitti kahve muhabbeti gibi
algılanıyor.
İŞTE CEM KÜÇÜK'ÜN
YAZISI
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de her türden gazeteci var.
Gerçekten haber peşinde koşan da var, masabaşında yalan uyduran da.
Dedikleri çıkan da mevcut, hiçbir dediği gerçekleşmeyen de. Elbette
abartma, palavra haberler de bazen dile getirilir ama bunun bir
mantığı olur.
Türkiye'de her yazdığı yalan çıkan, işkembe-i kübradan sallayan
biri var. Adı Ahmet Takan. Bu arkadaşı takan var mı bilmiyorum! Son
üç dört yılda bu vatandaşın yazdıklarına bir baktım. İnsan
gerçekten hayret ediyor. Bir insanın her dediği fos çıkar mı
arkadaş? Valla çıkmış.
Geçenlerde Yeniçağ'dan bu arkadaşı kovmuşlar. Kurumun bekası
demişler ama belli ki ödedikleri tazminatlar gazetenin belini
bükmüş. Tazminatlardan kovduk diyemeyecekleri için beka demişler.
Yoksa yazdıkları yüzünden kovulacak olsa elli kere kovulurdu.
Bakın bu vatandaşın son üç dört yılda yazdığı palavralardan
bazılarını sizler için derledim:
29 Ağustos 2015'te "Saray Kulisleri'nde 1 Kasım öncesi PKK'nın
Kandil çetesinden çok önemli bir ismin Türkiye'ye teslim edileceği
konuşuluyor" diye yazmış. Tabii böyle bir şey olmadı ama sallamak
serbest. Nasıl olsa muhaliflere ne versen kabul eder.
30 Kasım 2016'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Binali Yıldırım'dan
pişman olduğunu köşesine taşımış. Herhâlde en okkalı yalanı buydu.
Ziyanı yok, muhalifler bu palavrayı da sindirdiler.
23 Şubat 2017'de "Sayın Devlet Bahçeli'nin 'Türk Milliyetçileri
Hayır Diyor Platformu'nun Ankara'da düzenlediği toplantının
kasetlerini izliyormuş. Bahçeli'nin önüne getirilen kasetlerde tek
gerçek var. Ve bu gerçek 16 Nisan referandum sandığında bir kez
daha tescillenecek" buyurmuş. 16 Nisan'da sistem değişti, MHP'nin
de desteğiyle "evet" sandıktan çıktı.
7 Eylül 2017'de "Saray'da çok şiddetli kavga var" demiş. Ne
kavgasıysa bunu hâlâ öğrenemedik.
21 Eylül 2017'de "Abdullah Gül bu kez çok ciddi çıkış yapacak" diye
üfürmüş. Valla bu ülkede herkes çıkış yapar ama dünyanın en
tedbirli ve garantici siyasetçisi Sayın Gül yapamaz. Hâlâ çıkış
yapsın diye bekliyoruz.
Haziran 2019'da AKP içinden bir kulis paylaşmış. 23 Haziran
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini Ekrem İmamoğlu'nun
kazanmasının ardından Davutoğlu ve Babacan'ın parti kurma
hazırlıklarını hızlandırdığını iddia etmiş. Buraya kadar tamam ama
bundan sonrası önemli. Yeni partiye AK Parti'den 80 civarında
milletvekilinin katılabileceğini söylemiş.
İnsan palavra sıkar da, ciddi sıkar. Münir Özkul'un Şener Şen'e
dediği gibi, bari yenilebilir cinsinden at. Onu da yapmıyor.
Muhalif haber siteleri ve gazeteler de mal bulmuş Mağribi gibi bu
"üfürükçünün" yazdıklarına atlıyor. Biri çıkıp da, "Arkadaş biz bu
üfürükçünün yazdıklarını haber yapıyoruz da, adamın her dediği
yalan çıktı" demiyor, diyemiyor.
Bu üfürükçü son 6 yıldır onlarca sallama yazı yazdı. Yok Saray'daki
kaynağım dedi. Yok şuradaki adamlarım dedi. AK Parti son 6 yıldaki
bütün seçimleri kazandı. 31 Mart'ı büyükşehirler hariç kazandı.
Ben son iki yıldır bizim taraf medyasını da eleştiriyorum. 31 Mart
seçimlerine giderken yapılan medya yanlışları ortada. Karşı taraf
medyasının da matah olmadığını görüyoruz. Ahmet Takan'ın
yalanlarına kaldıysanız işiniz harap. Anaakımdan kovulan
gazetecilerin Youtube ortamında yaptıklarına bakıyorum. Çoğu fos.
İzlenme oranları yerlerde sürünüyor.
Öte yandan medya öylesine bitik ki, geçenlerde Hürriyet'in
tepesinde bazı değişiklikler oldu ama kimsenin umursadığı yok.
Koskoca kurumu iflas noktasına getirdiler. En acısı halkın bunları
umursamaması. Kim geldi kim gitti kahve muhabbeti gibi
algılanıyor.
Gazetecilik aynen futbol gibi yetenekli isimlerle, zeki adamlarla
yapılır. Yapılmazsa medyanın hâli ortada. Halk gerçekleri duymak
ister, palavraları değil. Böyle giderse çok medya kurumu
batacaktır...