Cem Küçük yazdı: 31 Mart seçim sonuçlarından almamız gereken dersler var
Türkiye yazarı Cem Küçük, 31 Mart seçim sonuçlarına ilişkin bir değerlendirmede bulundu.Küçük seçimi kaybedenin İyi Parti ve HDP olduğunu, Türkiye'nin Erdoğan liderliğinde yoluna yürümeye devam edeceğini belirtti.
Türkiye kıyasıya mücadelenin yaşandığı bir seçim sürecini geride bıraktı. Tartışmalar ise gündemdeki yerini koruyor. 31 Mart seçim sonuçlarından almamız gereken derslerin olduğunu belirten Türkiye yazarı Cem Küçük, Ak Parti'nin seçimin birinci partisi olduğunu, oy anlamında endişe edecek bir durumun olmadığını belirtti.
"Derin Anadolu hâlâ Başkan Erdoğan’ın yanındadır. Öte yandan metropollerdeki dindar orta sınıf halkımızı ve gençlerimizi hem AK Parti teşkilatları hem de bizim tarafın köşe yazarları ikna edememektedir. Bu hakikatle hem AK Parti teşkilatları hem bizim taraf medyası dürüstçe yüzleşmek zorundadır. Benim Eylül 2018’de yazdığım “Köşe yazarlığının ve medyanın sonu” yazımdaki tezlerim maalesef bu seçimlerde kanıtlanmıştır." ifadelerini kullanan Küçük, AK Parti’nin üzerinde düşünmesi gereken konunun kaybettiği bazı büyükşehirlerin olması gerektiğini belirtti.
Hem siyasette hem medyada star isimlere ihtiyaç olduğunu söyleyen Küçük," Bakın gördünüz, star isimler olmadan düşük profilli isimlerle siyasi hayatta da, basın hayatında da başarı gelmiyor. Sokakta popüler olan ve konuştuğu zaman etkili olan ve kitleleri sürükleyen isimlere ihtiyaç var. Hem teşkilatlar hem bizim taraf medyası iç kavgalarla birbirini yememeli. " dedi.
31 Mart seçim sonuçlarından almamız gereken dersler var
31 Mart yerel seçimleri artık
geride kaldı. Cumhur İttifakı yüzde 52’ye yakın oyuyla seçimin
galibidir. Neredeyse kimsenin yüzde 50'nin üstüne çıkamaz dediği
ittifak, başarılı bir sonuç aldı. AK Parti seçimin birinci
partisidir. Oy anlamında endişe edecek bir şey yok. Türk milleti
iktidarı desteklemeye devam ediyor. Derin Anadolu hâlâ Başkan
Erdoğan’ın yanındadır. Öte yandan metropollerdeki dindar orta sınıf
halkımızı ve gençlerimizi hem AK Parti teşkilatları hem de bizim
tarafın köşe yazarları ikna edememektedir. Bu hakikatle hem AK
Parti teşkilatları hem bizim taraf medyası dürüstçe yüzleşmek
zorundadır. Benim Eylül 2018’de yazdığım “Köşe yazarlığının ve
medyanın sonu” yazımdaki tezlerim maalesef bu seçimlerde
kanıtlanmıştır.
Ayrıca AK Parti’nin üzerinde düşünmesi gereken konu kaybettiği bazı
büyükşehirler olmalıdır. Ege ve Marmara kıyı şeridinde tek bir
şehrin alınamamasının üzerinde durmak gerekir. Büyükşehirlerde
muhalefet oyunu artırırken iktidar ya az artırmış ya oyunu korumuş
ya da bir miktar düşmüş. Millet suçlanmayacağına göre, millî irade
her şeyin üzerinde olduğuna göre seçimle ilgili analizleri buna
göre yapmak gerekir. Açık konuşalım hem siyasette hem medyada star
isimlere ihtiyacımız var. İşte bakın gördünüz, star isimler olmadan
düşük profilli isimlerle siyasi hayatta da, basın hayatında da
başarı gelmiyor. Sokakta popüler olan ve konuştuğu zaman etkili
olan ve kitleleri sürükleyen isimlere ihtiyaç var. Hem teşkilatlar
hem bizim taraf medyası iç kavgalarla birbirini yememeli. Bakın tek
başına çok büyük bir yıldız şahsiyet olan Başkan Erdoğan sayesinde
alındı bu toplam oy oranı. Eğer Başkanımıza medyadan ve partiden
tam randımanlı destek verebilen 4-5 star isim olabilseydi bu siyasi
tablo tamamen farklı olabilirdi. Sönük ve silik tipler istedikleri
kadar davaya bağlı olsun hiçbir netice elde edemiyorlar. Bunu 31
Mart 2019’da gördük
HDP seçmeni Batı’da Millet İttifakı’na oy verirken Doğu’da Cumhur
İttifakı’na oy vermiştir. Demek ki her HDP seçmeni benzer tepkiyi
vermiyor. Aynı şekilde Zonguldak ve Giresun CHP elindeyken AK
Parti’ye geçti. Yani bu iki ildeki CHP seçmeni belediyeden memnun
değildi ki, AK Parti’yi seçti. Burada tek istisna İzmir’dir.
İzmir’de CHP tek çivi çakmadığı hâlde, şehir foseptiğe döndüğü
hâlde halk CHP adayını yirmi puan farkla seçmiştir. İzmir halkının
oyuna saygı duyuyorum. AK Parti İzmir’i özel olarak masaya
yatırmalı ve sosyolojik bir inceleme yapmalı. Gerekirse insanlarla
tek tek konuşmalı.
Öte yandan büyükşehirlerde AK Parti’nin kaybetmesinde bazı
faktörleri belirtmekte fayda var. Dün Türkiye gazetesinde Yücel
Kayaoğlu’nun AK Parti kaynaklarına dayanarak yaptığı “31 Mart’ın 6
Şifresi” başlıklı haberi önemliydi. Bu 6 maddeden en önemlisi
gençlerden beklenen oyun gelmemesi. 18-25 yaş arası seçmenden AK
Parti düşük oy alıyor. Bu gençleri kazanmak için yoğun çaba sarf
etmek gerekir. “Gençler bize oy vermiyor” anlayışını yıkayacak
politikalara ihtiyaç var. Gençleri cezbetme noktasında da yine aynı
star problemine geliyoruz. 18-25 arası yaştaki gençlerin bayıldığı
ve çok sevdiği star isimleriniz yoksa o gençlerden oy alamazsınız.
Yaşı genç gözüküp ruhu yaşlı isimlerle bu iş olmaz. Gençliğin
dilini ve jargonunu çok iyi kavramış ve onları ikna edebilen star
isimler bu tabloyu değiştirir. Böyle insanların dışlanmaması,
bilakis öne çıkarılması gerekir. Gençlik kesiminin bu kadar az oy
verdiği bir partinin geleceği olamaz. 18-25 yaş arası gençler bu
ülkenin istikbalidir.
AK Parti’nin yaptığı değerlendirmelerde öne çıkan bir diğer husus
“hayat pahalılığı”... AK Parti’li yetkililerin bunu birinci madde
olarak yazması önemli. Hükûmet çok ciddi tedbirler aldı, elinden
geleni yaptı. Demek ki büyükşehirlerde oy vermede ekonomi etkili
olmuş.
SANDIĞA GİTMEYENLERİN
ÇOĞUNLUĞU MUHAFAZAKAR-DİNDAR HALK
Bir de küskün AK Partililerin sandığa gitmeme meselesi var. 24
Haziran’da katılım yüzde 90’a yakındı, bu seçimde yüzde 83’te
kalmış. Sandığa gitmeyenlerin çoğunluğu muhafazakâr-dindar halk. Bu
durumun da iyi analiz edilmesi gerekir.
Neticede AK Parti için önümüzdeki 4.5 sene bağlamında endişe edecek
bir durum yok. Fakat akıl ve mantık ile geleceğe odaklanmak
şarttır.
Seçimin kaybedenleri de İyi Parti ve HDP oldu. İyi Parti tek bir
ili dahi alamadı.
Şimdi 2023’e kadar seçim yok. Başkan Erdoğan da reform ve icraat
zamanı dedi. Türkiye önümüzdeki 4.5 yıl her alanda büyümeye devam
edecektir. Bu esnada ülkemize saldırılar yine olacaktır.
"AVUCUNU YALAYACAKLAR"
“Erdoğan için sonun başlangıcı”
gibi yorumlar yapanlar avucunu yalayacaktır. Erdoğan siyasetin
ustasıdır. Gücünü sadece milletten alır. Türkiye ve Başkan Erdoğan
çok saldırı gördü ama hepsini aştı.
İçeriden ve dışarıdan birilerinin durmayacağını biz de biliyoruz.
Buna alışkınız. Ama kim ne yaparsa yapsın, isteyen sırtını PKK’ya
isteyen FETÖ’ye dayasın Türkiye, Erdoğan liderliğinde yoluna
yürümeye devam edecek.