Cem Küçük Hürriyet'i topa tuttu!
Türkiye gazetesi Cem Küçük, Hürriyet gazetesini sert bir dille eleştirirken "Ey Fikret Bila, ey Aydın Doğan nasıl olur da böyle bir rezalete, hem de 15 Temmuz kutsal direnişimizin yıl dönümünde izin verirsiniz? " dedi.
Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük "Hakikaten bu 28
Şubat’çı, bu darbeci medyada ne utanma, ne arlanma, ne ar ne de
haya var. Bunlar haysiyetsizliğin kitabını yazmışlar" diyerek
Hürriyet Gazetesi'ni hedef aldı.
Cem Küçük, Hürriyet'te yayınlanan Cem Mumcu röportajını eleştirerek
başladığı yazısında savcılara da göndermede bulunarak Hürriyet
yazarlarına dokunulmadığını yazdı.
"Yarın hukuka uygun bir operasyon yapmak hakları da hukuken var ama şu an Hürriyet gazetesine dair net bir devlet politikası var ve dokunmuyorlar. Yani Kadri Gürsel şu an Hürriyet yazarı olsa ona da dokunulmayabilirdi" diyen Cem Küçük Aydın Doğan ve Fikret Bila'ya seslendi.
İŞTE CEM KÜÇÜK'ÜN BUGÜNKÜ YAZISI
Hakikaten bu 28 Şubat’çı, bu darbeci medyada ne utanma, ne arlanma, ne ar ne de haya var. Bunlar haysiyetsizliğin kitabını yazmışlar. 15 Temmuz kutsal direnişimizin yıl dönümünde 15 Temmuz şehitlerimize alçakça hakaret ettiği için hakkında gözaltı kararı olan Cem Mumcu denen herifi parlatan söyleşi yapmaktan utanmamış insanlar bunlar. Hadi o tefessüh etmiş her yönüyle yoz kadını insandan bile saymıyorum.
Ey Fikret Bila, ey Aydın Doğan nasıl olur da böyle bir rezalete,
hem de 15 Temmuz kutsal direnişimizin yıl dönümünde izin
verirsiniz? Millî ve manevi değerlerimize düşman olan bu ahlaksız
kadının Aslı Baş cinayetini örtme rolüne dair tüm savcılık
kanıtları ortada. Aslı Baş'ı öldüren adamla cinayeti nasıl
örteceklerine dair yasa dışı telefon konuşmaları sabit. 15 Temmuz
şehitlerine hakaret eden adamla yaptığı röportaj ayrı skandal. Ama
hâlâ hayasızca gülüyor, nasıl olsa bana dokunamaz savcılar diyor.
Faruk Bildirici de bu yoz kadının gizli pabuç reklamı
ahlaksızlıklarını yazıyor ama esas büyük olay olan Aslı Baş
dosyasını niye yazamıyor?
15 Temmuz kutsal direnişimizin yıl dönümünde yapılanlar
bununla da bitmiyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a bitmez kiniyle
17-25 Aralık darbe sürecinde FETÖ'ye sistematik yardım yataklık
eden mücrim Yozgat kuzusu kendi gibi FETÖ yardakçısı Koray
Çalışkan'a savcılarımız haklı olarak dokununca panikle
savcılarımıza küfrediyor. İstediğin kadar küfret, FETÖ/PDY üyesi
olmamakla beraber örgüt amaçlarına hizmet etmek suçunu hem Çalışkan
hem de sen işlediniz. Aynı Can Dündar'ın hukuki durumundasınız.
Akıbetinizden elbette kaçamayacaksınız. Üstelik bunu şimdi
söylemiyorum. Ocak-Şubat-Mart 2014'te bu suç örgütüne yardım ederek
suç işlediğinizi hepinize yazmıştım. O zaman hiç iplemiyordunuz,
çünkü Fetullah şerefsizinin Tayyip Erdoğan'ı devirip hapse
tıkacağından emindiniz. Kadri Gürsel de FETÖ'nün en alçak
tetikçisiydi o zaman, şimdi hapiste çürüyor. Çalışkan da aynıdır ve
ev hapsinden kaçma ihtimali kuvvetlidir, çünkü ev önünde polis
beklemiyor. Elektronik kelepçe uyarı verip yakalayana kadar iş
işten geçebilir. Kamuoyunu uyarmak benim görevimdir. Ege
Denizi'nden bir hızlı botla Yunan adalarına kaçmak 1 dakikalık
iştir. Bu hainlerin ağababası Ekrem Dumanlı böyle kaçtı. Ayrıca
Çalışkan'ın evine emperyalist ülkelerin büyükelçilerinin gelmesine
engel yok. Bu adam anında FETÖ kara propagandalarıyla ülkesini
satabilecek biridir. Dumanlı ve Dündar'ı bırakmayın bu hainler
kaçacak diye çok uyardım ve haklı çıktım. Lütfen artık ülkemiz söz
konusu olduğunda hiçbir kamu yetkilimiz eyyam
yapmasın.
Ben adil bir adamım. Hürriyet gazetesinde olumlu şeyler de
var. Mesela Sedat Ergin değerli savcılarımızın iddianamelerini
satır satır okuyarak faydalı yazılar yayınlıyor. Mesela Orgeneral
Adem Huduti'nin FETÖ üyesi olmamakla birlikte örgüt amaçları uğruna
suç işlediğini mükemmel ortaya koyuyor. Fakat Huduti ile yüzde yüz
aynı hukuki pozisyonda olan Kadri Gürsel konusunda Ergin de adam
kayırmacılık yapıyor. Huduti de Gürsel de hayatları boyu Fetullah
karşıtı olmuş tipler ama Erdoğan düşmanlığı konusunda ikisi de
fanatik olduğu için darbe teşebbüsünde FETÖ ile hareket ediyorlar.
Onlar için meşru Erdoğan hükûmetini devirmek öncelikli amaç. O
yüzden Huduti de Gürsel de Fetullah tetikçiliği yapıyor. Biri 17-25
Aralık’ta, öbürü 15 Temmuz'da aynı suçu işliyor.
Gürsel, MİT tırlarını durduran hainleri savundu, yetmedi CNN Türk
ekranlarında en kozmik Dışişleri tapesini dinleyerek casusluk yapan
FETÖ'cüleri bile övdü. Açıkça vatana ihanet etti. Mesela o süreçte
haklarını teslim etmem gerekir ki Sedat Ergin, Ertuğrul Özkök,
Fikret Bila, Murat Yetkin gibiler bu casusluğa isyan etti, meşru
tavır aldılar. Ama malum Yozgat kuzusu da Kadri Gürsel gibi tavır
aldı. FETÖ üyesi olmamakla beraber örgüte yardım yataklık
etti.
Sedat Ergin sorabilir: O zaman niye adil davranılmıyor? İşte
o noktada benim söyleyeceğim bir laf yok. Savcılarımız bu kişilerin
işledikleri suçları biliyorlar, kanıtlar ellerinde. Aslı Baş
cinayeti dosyası da aynı şekildedir. Yarın hukuka uygun bir
operasyon yapmak hakları da hukuken var ama şu an Hürriyet
gazetesine dair net bir devlet politikası var ve dokunmuyorlar.
Yani Kadri Gürsel şu an Hürriyet yazarı olsa ona da
dokunulmayabilirdi.
Elbette bu adalete uygun değildir. Ben eğriye eğri doğruya doğru
demek zorundayım. Akın Atalay ve Kadri Gürsel dışındaki tüm
Cumhuriyet yazarlarının tahliye edilmesi gerekirken işledikleri
suçlar apaçık olan kimi Doğan Medya mensuplarına dokunulamıyorsa
elbette toplumun adalet duyguları rencide olur. Bu eleştiri
karşısında boynum kıldan incedir. Adalet devletin temelidir. 15
Temmuz şehitlerimizin elleri hepimizin iki yakasındadır. Bunu kimse
unutmamalıdır.