Cem Küçük: FETÖ’ye yardım suçu işleyen gazeteciler ve 22 Mart medya devrimi
Türkiye gazetesi yazarı Cem Küçük,Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının yargılandığı davada verilen kararın FETÖ ile mücadele sürecinde dönüm noktası olduğunu FETÖ'cülere en ufak bir destek veren gazetecinin de bedelini ödeyeceğini söyledi.
Cem Küçük, "FETÖ’ye yardım suçu işleyen gazeteciler ve 22 Mart medya devrimi" başlıklı yazısında başta Sözcü yazarları olmak üzere sözde annaakım medyadaki diğer gazetecilerin de 17-25 darbe sürecinde FETÖ söylemlerini kullanan her kişi gibi hukuken gereken cezayı alacağını şuan savcılarımızın tüm gazete, tv ve sosyal medya kayıtlarının taramasını yaptığını söyledi. Küçük, FETÖ’cü olmamakla beraber FETÖ’ye yardım ve yataklık edenlerin tıpkı 28 Şubat gazetecileri gibi hukuki bedel ödeyeceğini köşesinde kaleme aldı.
CEM KÜÇÜK'ÜN YAZISI
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkememiz
tarafından Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının
yargılandığı davada verilen karar, FETÖ ile mücadele sürecinde
dönüm noktasıdır. Çok önemli bir içtihat kapısı açılmıştır. Aynı
zamanda bu karar yakında başlayacak olan “17-25 Aralık darbe
teşebbüsüne destek veren gazeteciler” davaları için de
namzettir.
28 Şubat askerî darbesine destek veren gazetecilere yakında
operasyon yapılacağını artık herkes biliyor. Zaten son iki yazımda
ben isim isim darbecilik suçundan yargılanacak gazetecileri yazdım
ve dahası da var. Fakat 17-25 Aralık darbe teşebbüsüne destek
vermek, yani FETÖ söylemlerini gerçek gibi yazılarında kullanmak ve
DEVLET tüm unsurlarıyla bu terör örgütüyle mücadele ederken,
FETÖ’cülere en ufak destek vermek de çok ağır bir suçtur ve bunu
yapan her gazeteci bedelini ödeyecek. Cumhuriyet yazarlarının
hiçbiri FETÖ’cü değildir hatta bilakis Gülen’in düşmanıdır ama
hepsi meşru hükûmetin yıkılması için bilerek ve isteyerek FETÖ’ye
yardım ve yataklık etmiştir. “Erdoğan’ın düşmanı olan FETÖ
dostumuzdur” diye davrandılar hepsi. Cezalarını da sayın mahkememiz
tarafından almışlardır.
Aynı şekilde başta Sözcü yazarları olmak üzere sözde annaakım
medyadaki diğer gazeteciler de 17-25 darbe sürecinde FETÖ
söylemlerini kullanan her kişi gibi hukuken gereken cezayı
alacaktır. Şu an savcılarımız tüm gazetelerin, TV’lerin ve sosyal
medya kayıtlarının taramasını yapıyor. 1 Ocak 2014’ten 15 Temmuz
2016’ya kadar olan süreçte kim ne yaptıysa, yapanın yanına kâr
kalmayacak. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi bu açıdan büyük iş
yapmıştır. Gazetecilerin dokunulmazlığı yoktur. Türk medyasında
''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte terör örgütüne
yardım etme'' suçunu kim işlemişse cezasını çekmelidir.
Mahkeme, Cumhuriyet gazetesi elemanlarının “silahlı terör
örgütlerinin içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte bu
örgütlere bilerek ve isteyerek yardım etmek'' suçunu işlediğinin
tüm deliller kapsamında değerlendirildiğini belirtti. Somut olayda
suçun işlendiği zaman, meydana gelen zarar veya tehlikenin
ağırlığı, güttüğü amaç ve saik, kasta dayalı kusurunun ağırlığı ve
eylem içerisinde yer alma şeklini dikkate alan mahkeme, bu suçtan
ilgili şahısları hapis cezasına çarptırdı.
Kısacası 2014-15-16 yılları içinde Fetullahçıları en ufak öven ya
da çeşitli sebeplerle onlara sahip çıkan kim varsa yakında alacağı
cezalara hazır olsun. Ben o dönem köşemde hepinizi uyardım.
FETÖ’nün yayın organlarına çıkmayın dedim. FETÖ kanallarında
profesyonel maaşla program yapanlara, “Derhal bırakın yoksa
bedelini ödersiniz” dedim. FETÖ organlarına 17-25 Aralık sonrası
çıkan; hele maaşla çalışıp FETÖ propagandası yapan kim varsa
bedelini ödeyecektir. FETÖ gazetelerinin kapanmasına karşı çıkan
hangi gazeteci varsa bedelini ödeyecektir. FETÖ televizyonlarının
kapanmasına karşı olan hangi köşe yazarı varsa bedelini
ödeyecektir. 17-25 Aralık öncesi FETÖ aleyhine söylenen sözlerin
hiçbir önemi yoktur. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinin kararından
sonra artık hukuki zaruret hâline gelmiştir ki FETÖ’cü olmamakla
beraber FETÖ’ye yardım ve yataklık edenler hukuki bedelini
ödeyecektir. Tıpkı 28 Şubat gazetecileri gibi.
Bu arada 22 Mart devriminden sonra Hürriyet-Kanal D grubunda
tasfiyeler ve hareketlilik başlamıştır. Kanal D Haber’i yapan
Süleyman Sarılar ve ekibiyle haberleri sunan Ahmet Hakan görevinden
alınmıştır. Bu gibi gelişmelerin olacağını daha evvel de ifade
etmiştim.Hürriyet.com.tr'yi yöneten Ercüment İşleyen'in
gönderilmesi de önemli bir değişimdir. Bu değişimlerden daha da çok
olacaktır. 22 Mart medya devrimi diye boşuna demiyorum. Bu devrimin
daha başındayız. Yaşanacak dönüşümleri birlikte idrak
edeceğiz...