Cem Küçük bomba gibi geri döndü: Bizim tarafın yazarları şık görünmek için yazmıyor
Türkiye yazarı Cem Küçük, Cumhuriyet'in Karşı gazetesi gibi, Sözcü-Odatv gibi FETÖ üyesi olmamakla beraber FETÖ’ye sistematik yardım ve yataklık ettiğini söyledi.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf),
Cumhuriyet gazetesi davasında verilen cezaları onadı. Karar
uyarınca dosyaları istinaf incelemesine tabii tutulan isimlerin,
kalan cezaları için tekrar cezaevine girmeleri
gerekecek.
Safra kesesi ameliyatı olan ve bir süredir yazı
yazamayan Türkiye yazarı Cem Küçük geri döndü ve Cumhuriyet
gazetesi davası kararını yazdı
17-25 Aralık darbe teşebbüsünü destekleyen bütün gazetecilerin yargılanacağı gibi Cumhuriyet yazarlarının yargılanarak ceza aldığını söyleyen Cem Küçük, "17-25 Aralık darbesini destekleyen hiç kimse iktidara yaltaklanarak bu işten kurtulamayacak." dedi.
Hukuka göre Kadri Gürsel'in 6 ay daha hapse gireceğini hatırlatan yazar, Gürsel ile Orgeneral Âdem Huduti'nin hukuki durumu arasında fark olmadığını ve bu iki ismin FETÖ üyesi olmamakla birlikte FETÖ'nün amaçlarına sistematik hizmet ettiğini ve bunun suç olduğunu söyledi. Küçük, "Bizim taraftaki yazarların hemen hepsi Kadri Gürsel'in suçlu olduğunu ve FETÖ üyesi olmamakla birlikte sistematik olarak FETÖ amaçlarına hizmet ettiğini biliyor ama "şık" görünmek için bu gerçeği yazmıyor." dedi.
Cumhuriyet davası ve
FETÖ iş birlikçileri
Akın Atalay döneminde
Cumhuriyet gazetesi sonuna kadar FETÖ kontrolüne girmişti. Kim ne
kadar “demokratçılık” oynamak isterse istesin Cumhuriyet-FETÖ
davası sonuna kadar doğru bir davadır. Hem savcılarımız hem
hâkimlerimiz hem de yüksek hâkimlerimiz hukukun gereğini
yapmışlardır. Elbette yargıda tartışılacak işler olmaktadır. Hâlâ
27 Mayıs’çı Salim Başol ya da Vural Savaş kafasında da hâkimler
var.
Cumhuriyet de tıpkı Karşı gazetesi gibi, Sözcü-Odatv gibi FETÖ
üyesi olmamakla beraber FETÖ’ye sistematik yardım ve yataklık etmiş
bir gazetedir. Odatv ve Sözcü de Akın Atalay ile aynı hukuki
durumdadır. 17-25 Aralık darbe teşebbüsünü destekleyen bütün
gazetecilerin yargılanacağı gibi Cumhuriyet yazarları da
yargılanmış ve cezalarını almışlardır. Hep yazdığım gibi okurlarım
müsterih olsun. 17-25 Aralık darbesini destekleyen hiç kimse
iktidara yaltaklanarak bu işten kurtulamayacak.
Kadri Gürsel'in tahliye edilmesi skandalından sonra bu işin
bitmediğini yazmıştım. Kadri ise baştan sona bana küfreden bir
iftira kitabı yayınladı. Gerçi bu kitabı da önemseyen olmadı. Ne
oldu şimdi? Hukuka göre Kadri Gürsel yaklaşık 6 ay daha hapse
girecek. Gerçi girmeyecek diyenler de var ama neticede Gürsel’in 2
yıl 6 aylık cezası İstinaf tarafından onandı. Yani FETÖ’cü
olmamakla beraber FETÖ’ye yardım ve yataklık ettiği tescillenmiş
oldu.
Daha önce çok söylediğim tezi yine yazacağım. Nitekim yüksek
mahkeme benim görüşümü haklı buldu. Kadri Gürsel ile Orgeneral Âdem
Huduti'nin hukuki durumu arasında fark yoktur. Hem Gürsel hem
Huduti FETÖ üyesi olmamakla birlikte FETÖ'nün amaçlarına sistematik
hizmet etmiştir ve bu suçtur. Bizim taraftaki yazarların hemen
hepsi Kadri Gürsel'in suçlu olduğunu ve FETÖ üyesi olmamakla
birlikte sistematik olarak FETÖ amaçlarına hizmet ettiğini biliyor
ama "şık" görünmek için bu gerçeği yazmıyor.
5 yılın altındaki cezalar Yargıtay’a gitmiyor, İstinaf son karar
mercii. Kitabında bana ağır hakaretler eden Kadri Gürsel’in
çabaları nafile. “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım
etme" suçunu işlediği artık hukuksal gerçektir. Kadri Gürsel’i
savunanlar bakalım mahkeme kararına ne diyecekler? Söyleyecek bir
şeyleri olduğunu sanmıyorum.
Cumhuriyet Davası gösterdi ki, 17-25 Aralık’ta FETÖ’ye bilerek ve
isteyerek yardım edenlerin yanına kâr kalmıyor. Bu suçu işleyenler
hak ettikleri cezayı alıyorlar. Karşı gazetesi ve Sözcü gazetesi de
hâlen yargılanıyorlar. Yargılanmayan diğer gazete, televizyon ve
yazarlara mutlaka sıra gelecektir. Neden mi? 17-25 Aralık’ın bir
darbe girişimi olduğu kesinleşti. E buna destek olan herkes darbeye
yardım etmiş demektir.
Bazıları demokrasi, özgürlük, ifade hürriyeti gibi kavramlara
sarılıyorlar. Ama bunun bir anlamı yok. Çünkü o bazıları AK
Parti’yi ve Başkanımız Erdoğan’ı devirmek için FETÖ’yle iş birliği
yaptınız. O yüzden tahminen Yargıtay’ın da Cumhuriyet Davası’nda
kararları onayacağını düşünüyorum. Zaten Akın Atalay’ın
Cumhuriyet’i FETÖ’cü Muammer Akkaş’ları, Celal Kara’ları aklama
üssü gibiydi. MİT tırlarında Can Dündar her türlü ihaneti oradan
yaptı. Sonuç ortada.
Başkanımız Erdoğan FETÖ davalarının daha süreceğini söyledi.
Kurtardık diye sevinenler varsa boşuna heveslenmesinler. Devlet
daireleri ve özel sektör dâhil FETÖ’cü olan ya da FETÖ’ye yardım
etmiş herkese sıra geleceği muhakkak. Bu konuda Karşı gazetesinin
2. İddianamesi her şeyi ortaya koyacak.