Cem Küçük: Âlem buysa kral eski Türkiye’nin adamları
İsmail Küçükkaya, Ertuğrul Özkök ve Fatih Altaylı meselelerini köşesine taşıyan Türkiye yazarı Cem Küçük, "“Âlem buysa kral sensin”... Şimdi Türk medyasında son dönemde olanlara bakınca aklıma bu parça geliyor." dedi.
Türkiye yazarı Cem Küçük, son dönemlerde Türk medyasında yaşananlara ilişkin bir okuru tarafından aldığı mesajı okuyunca nutkunun tutulduğunu ve utandığını söyledi. Medyada son günlerde yaşanan olayları köşesinde hatırlatan Küçük, "Bizim taraf köşe yazarları bitik durumda. Yok hükmündeler. Yarın buharlaşsalar kimse fark etmez. Okuruma söylenecek söz yok. Bunu artık herkes görüyor. Söyleyecek fazla bir söz bulamıyorum. Okurlarıma, “Özköklerin ve Altaylıların saltanatı bitecek rahat olun” da diyemiyorum. Manzara bu..." ifadelerini kullandı.
Âlem buysa kral eski Türkiye’nin adamları
Ben lisedeyken çok popüler olmuş bir şarkı vardı. Bu şarkıyı
Mahsun Kırmızıgül söylüyordu. “Âlem buysa kral sensin”... Şimdi
Türk medyasında son dönemde olanlara bakınca aklıma bu parça
geliyor. Bizim milliyetçi-muhafazakâr kanattaki herkes de bunu
dillendiriyor. Son haftalardaki üç olayı düşünün, önce FOX TV’nin
muhalif sunucusunun eşini dövdüğü ortaya çıktı. Eşinin mahkemeye
sunulmuş beyanlarına göre Küçükkaya eşini saçlarından sürüklemiş.
Ardından “Şu anki konumum olmasaydı çok daha beterini yapardım”
demiş. Bizde, eğer bunu Erdoğan taraftarı bir gazeteci yapsaydı
kesinlikle tasfiye edilirdi. Asla kurtuluşu yoktu. FOX bu skandala
rağmen adamına sahip çıktı. Şimdi bu ülkede kim iktidar kim değil?
Âlem buysa kral kim?..
Yetmedi ikinci bir olay olarak bana önemli bir güvenlik
bürokratımız Ertuğrul Özkök’ün hâlâ Fetullahçı terörist Eyüp Can
ile görüştüğünü ve Can’a destek olmaya devam ettiğini söyledi. Bu
gerçeği yazdım. Aynı gün Demirören Medya’nın en üst düzey ismi ile
yazıştık. O yazışmanın kaydı bende duruyor. “FETÖ’cü Eyüp Can ile
Özkök’ün görüştüğüne dair kanıt var mı? Eğer bu bilgi kesin ise
gereğini yaparız” dedi. Ben de kendisine sorun, yalanlayamaz dedim.
Bu skandal Özkök’e soruldu ve Özkök de aynen Eyüp Can ile hâlâ
görüştüğünü ve destek olduğunu kabul etti. Hatta yaptığı bu skandal
davranışa sahip çıktı.
Peki, bu gerçeğe rağmen ne yapıldı? Herhâlde Özkök’e teşekkür
edildi. Çünkü sonrasında Buket Aydın’ın sunduğu 40 programında bir
de Özkök PR’ı yapıldı. Aydın, Özkök’e gerçekten zorlayıcı sual
soramadı ve Özkök de isim vermeden bir de bana hakaret etti. Peki,
Fetullahçı terörist Eyüp Can ile bizim taraftan biri rastgele
karşılaşıp merhaba bile dese ne olurdu? Anında o kişi buhar hâline
gelir, yok olur giderdi. Âlem buysa kral hâlâ Özkök’tür... Helal
olsun Özkök. Sana hiç lafım yok. Eyüp Can yetmez, Can’ın amiri
Ekrem Dumanlı ile de buluş kardeşim, destek ol sarılın. Merak etme
iktidarın aynen devam eder. Yarın Fetullahçılar yeniden iktidara
gelebilir diye önlemler al Özkök, sen uyanık adamsın. FETÖ ile
mücadele edenler enayi ve aptal zaten bu ülkede! Ne gerek var FETÖ
ile mücadeleye? Zaten 15 Temmuz da tiyatroydu değil mi? Âlem buysa
kral sensin Özkök...
Üçüncü olay ise TGRT olarak bizim ortaya çıkardığımız Fatih
Altaylı’nın polislerimize ağır küfürler etmesi ve tehdit etmesi.
Olay çırılçıplak ortada. Altaylı sadece o genç polise değil, tüm
sıralı amirlerine yani tüm polis teşkilatına küfrediyor ve tehdit
ediyor. Hem İstanbul Emniyet Müdürümüz Mustafa Çalışkan’a hem
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’ya kadar gidiyor o terbiyesiz
sözleri...
Aslında o hadisede mevcut Başkan Erdoğan hükûmetine duyduğu nefret
ortaya çıkıyor Fatih Altaylı’nın. Dikkatle izleyen herkes bunu
görecektir. Fakat bu rezalete rağmen Altaylı yazmaya devam ediyor.
Hatta 3 gün daha polislerimizi suçlamaya devam ediyor. Emniyet
Genel Müdürlüğümüz resmî açıklamasında Altaylı’nın polisimize,
“Seni sürdürürüm ulan” dediğini açıkça ifade ediyor. Habertürk
yazarı ise Emniyet teşkilatının bu açıklamasıyla köşesinden dalga
geçiyor. Bu yazı da Kenan Tekdağ tarafından basılıyor. Bu arada
Altaylı hakkında kamu görevlisine hakaret ve tehdit soruşturması
açılıyor.
Peki, tüm bunları bizim taraftan biri yapsaydı ne olurdu? Şimdiye
kellesi uçmuştu. Polise tehdit ve hakaret soruşturmasına rağmen
Turgay Ciner, Kenan Tekdağ ve adamları Fatih Altaylı’ya tam sahip
çıkıyor. Şu öz güvene bak. Vallahi helal olsun! Âlem buysa kral
Turgay Ciner ve adamlarıdır... Dün de Altaylı numaradan o polis
kardeşimizden sözde özür diliyor ama orada da öz güven dorukta.
“Sen de beni üzdün ben de seni üzdüm” diyor. O polis memuru sadece
görevini yapmıştı. Tek suçu Altaylı’ya imtiyaz sağlamamaktı.
Altaylı’ya “sıradan vatandaş” gibi davranmaktı.
Ah kahraman polis kardeşim, sana bu ülkenin düzenini öğretmediler
mi? Özkök gibi, Altaylı gibilere ceza da yazmayacaksın. Bilakis
onlara emniyet şeridini açacaksın ki, trafiğe takılmadan gezsinler,
tozsunlar. Şimdi o soruşturma da kapanır zaten. Ver takipsizliği
Sayın Savcım. Ne olmuş görevi başında polisimize hakaret ve tehdit
etmişse? Olur öyle şeyler canım. Haftaya Altaylı’nın programına da
yine üst düzey AK Parti yetkilileri çıkarlar. “Fatih Bey
yaşadığınız bu polis olayı bizi çok rahatsız etti. Kusura bakmayın”
da derler mi, acaba o AK Partililer? Valla derler!..
***
Bir milliyetçi-muhafazakâr okurum bu olaylar üzerine bana şöyle bir
mesaj atmış. Aynen sizlerle paylaşıyorum:
“Cem Bey yazılarında sürekli büyük harfle DEVLET kavramından bahsediyorsun. Biz de bu DEVLET ile gururlanıyoruz. Fakat size sormak isterim. Bu ülkenin bir polisine küfrediliyor ve tehdit ediliyor ama yapan elini kolunu sallayarak burnundan kıl aldırmıyor. Nerede bu büyük harfle DEVLET? Üstelik Fatih Altaylı aleyhine DEVLET değerlerini savunan medyamızdan tek köşe yazarı göremedim. Galiba bizim yazarlar DEVLET’ten değil, Fatih Altaylı’dan korkuyor ve o yüzden aleyhine tek satır yazamıyorlar. Nerede bu DEVLET, nerede bu yerli ve millî köşe yazarları Cem Bey? Nerede?”
Bu mesaj üzerine nutkum tutuldu ve okuruma tek satır yazamadım. İtiraf edeyim utandım. Bu berbat tablo içinde kendimden bahsetmeye de utandım. Bizim taraf köşe yazarları bitik durumda. Yok hükmündeler. Yarın buharlaşsalar kimse fark etmez. Okuruma söylenecek söz yok. Bunu artık herkes görüyor.
Fakat DEVLET boyutuyla ilgili şunu söylemek isterim. Bu rezaletleri gören çok değerli milliyetçi-muhafazakâr DEVLET adamlarımız var. Bizim taraf medyasındaki bu aşağılık komplekslerini görüyorlar ama sonuçta kamuoyu oluşturmak onların işi değil. Ama elbette “Nerede bu DEVLET?” diye soran yurttaşlarımız da çok haklı. Söyleyecek fazla bir söz bulamıyorum. Okurlarıma, “Özköklerin ve Altaylıların saltanatı bitecek rahat olun” da diyemiyorum. Manzara bu...