Cem Küçük: 28 Şubat darbecileri için süreç bitmedi, daha yeni başlıyor!
Cem Küçük, askeri darbelerin insanlık suçu olduğunu ve zaman aşımı olmadığını söyledi. Cem Küçük, 28 Şubat'a destek veren gazetecilerin de gereken cezayı alacağına vurgu yaptı.
Cem Küçük, "28 Şubat darbecileri için süreç bitmedi, daha yeni başlıyor!" başlıklı yazısında 28 Şubat'ın bir medya darbesi olduğunu darbeci generallerin suçlu olduğu kadar darbeci gazetecilerinde suçlu olduğunu yazdı.
CEM KÜÇÜK'ÜN YAZISI
Müslüman Türk milletini hedef
almış aşağılık bir askerî darbe olan 28 Şubat yargılandı ve mahkûm
oldu. 21 darbeciye ağırlaştırılmış müebbet verildi. Bu müebbetler
vatanımız ve demokrasimiz adına büyük bir zaferdir. Fakat kararlara
dair Türk milletinin çok büyük çoğunluğunda olduğu gibi bende de
bir yönüyle hayal kırıklığı var. Bıçakla adam yaralayanların bile
tutuklandığı hukuk düzenimizde bu darbeci generallerin askerî
lojmanlarındaki lüks konaklarında keyif çatmaya devam etmesi
vicdanımı kanatıyor. Türk milletinin en az yüzde 85’inin bu
durumdan ötürü vicdanı kanıyor.
Savcılarımızın ve hâkimlerimizin sesimizi duymasını istiyoruz.
Darbeciler ağırlaştırılmış müebbet almış ve hâlâ emir
astsubaylarıyla ve emirlerindeki Mehmetçiklerimizin hizmetleriyle
lüks lojmanlarında yaşıyorlar. Mehmetçiklerimiz vatani görevlerini
müebbet almış darbeci generallere hizmet ederek yapmak zorunda mı?
Nasıl böyle bir mecburiyet yüklenebilir Anadolu’nun yiğit
gençlerine? Bu rezalete son verilmelidir. Bu darbecilerin bu
kararla rütbeleri sökülmüş olması ve askerî tesislerden faydalanma
haklarının olmaması gerekirdi. Oysa hepsi hâlâ süper lüks askerî
konaklarında yaşamaya devam ediyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu
Başkanı ve AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek’in karar
sonrası yaptığı açıklamaya aynen katılıyorum.
“28 Şubat darbesinin mahkûm olmuş, müebbet hapis verilmiş sanıkları
hakkında adli kontrolün yeterli olmayacağı kanaatindeyim” diyen
Petek, 28 Şubat’ın artık gayrimeşru, gayri hukuki, suç teşkil eden
bir eylem olarak tarihe geçtiğini vurguladı. Bununla birlikte,
mahkemenin, Türk Ceza Kanunu’ndaki en ağır cezayı verdiği 21 sanık
hakkında tutuklama tedbiri uygulamadığını belirten Petek, bunun çok
önemli bir eksiklik olduğunu ifade etti. Türk milleti de aynen
böyle düşünmektedir ve kararlarını Türk milleti adına veren Türk
mahkemelerinden de adalet talep etmektedir. Bu mahkeme kararına
itiraz edilmiş ve tutuklama talep edilmiştir. Türk adaletine
güveniyoruz.
Öte yandan bu ağırlaştırılmış müebbet kararları 28 Şubat askerî
darbesinin sivil ve medya ayağı için de namzettir. 28 Şubat bir
medya darbesidir. Bu müebbet alan darbeci generaller ne kadar
suçluysa darbeci gazeteciler de o kadar suçludur. Nitekim son
derece mutedil bir isim olan Cemil Çiçek bile bu müebbet kararları
üzerine Habertürk TV’ye canlı bağlanıp, “28 Şubat’ın medya ayağı,
sivil ayağı ve 5’li çete yargılanmadan adalet yerini bulmaz” diye
haykırdı. 28 Şubat askerî darbesine ve 17-25 Aralık darbe
teşebbüsüne destek vermiş ve bu iki dönemde sivil hükûmet aleyhine
faaliyet yürütmüş tüm gazeteciler yargılanacaktır ve elbette doğal
olarak da anaakım medyadan hepsi tasfiye edilecektir. Türk
milletinin talebi budur. Öte yandan 28 Şubat’ın medya ayağını
teşkil eden gazeteciler hâlâ utanmazca 28 Şubat’ı dolaylı yoldan
savunmaya devam ediyor. Bakın 28 Şubat’ın en azgın darbe destekçisi
militanlarından biri şöyle yazmış:
“28 Şubat diye özetlenen şey neydi?
Türkiye’de birtakım tarikat ve cemaatlerin devleti ele
geçirmelerinin önüne geçmek için önlem alınmasını isteyen bir MGK
kararı. Bu durumun devlet için oluşturacağı tehlikeyi bilen dönemin
Başbakan’ı Erbakan’ın bu kararların altına imza atmasının da nedeni
buydu.”
Bu resmen kuyruklu yalandır ve Rahmetli Erbakan Hocamıza iftiradır.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun hemen bu adama
tekzip göndermesi gerekir ama yapacağını sanmıyorum. Çünkü
Karamollaoğlu 28 Şubat davasının da hiçbir şekilde takipçisi
olmadı. Hatta 28 Şubat’ın medya ayağında yargılanacak bu
gazetecinin TV programına bile konuk oldu ve birbirilerini övdüler.
Erbakan Hocamız asla 28 Şubat kararlarını o hâliyle imzalamamıştır.
Çok uzun süre direnmiş ve İslam düşmanı ifadelerin kaldırıldığı
hâlini imzalamıştır.
28 Şubat darbesi bu topraklardaki tüm dindar ve muhafazakâr
insanları yani toplumun çok büyük çoğunluğunu ezmiştir ve bunun
bedelini ödeyeceksiniz. Şimdi sahtekârca Erbakan övgüleri yapan bu
28 Şubatçı gazeteci ise 3 Mart 1997’de Hürriyet gazetesinde şu
darbeci satırları kaleme alarak İslami kıyafet giyen insanlarımızın
sokaktan yaka paça toplanması darbeci propagandasını dahi
yapmıştır:
“Kendime yeni bir iş buldum. Bundan böyle kılık kıyafet kanununa
aykırı olarak dolaşanları, kolundan tuttuğum gibi karakola
götüreceğim. Evlerini polise göstereceğim. Otomobilde görürsem
plakalarını alıp bildireceğim. Yapılan işlemi savcılığa kadar takip
edeceğim. Yok yok savcılıkta da takip edeceğim.”
Bu ve bunun gibi darbeci tüm yazılar suçtur ve 28 Şubat’ın medya
ayağı kapsamında bu isimler yargılanacaktır. Bir sivil olan Kemal
Gürüz’ün darbecilikten ceza aldığı gibi bu 28 Şubat’a destek veren
gazeteciler de gereken cezayı alacaklardır. Askerî darbeler
insanlık suçu olduğu için zaman aşımı hiçbir şekilde yoktur. Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığımız şu an 28 Şubat medya soruşturmasını
yürütüyor. FETÖ bu 28 Şubatçı gazetecilerle ittifak edip onları
yargıdan korumuştu. Cumhuriyetimizin gerçek savcıları ise adaletin
gereği ne ise onu yapacaktır. Milletimiz müsterih olsun. Demokrasi
kazanmış ve darbeciler kesinlikle kaybetmiştir.