Bunları akıl hastanesine kapatmalı...
Gazeteci korkusuzca gördüğü her yanlışı eleştirmeli… Ama sadece eleştirmeli… Eğer eleştiri yerine, küfür ve hakaret ediyor, iftira atıyorsa, o kişinin klavyesi elinden alınıp ya yargının ellerine teslim edilmeli… Ya da akıl hastanesine kapatılmalı…
Amerikalı ünlü yazar ve şair Ella Wheeler Wilcox, “Protesto etmeniz gereken yerde susarak günah işlerseniz insanlardan korkaklar üretirsiniz” demişti.
*
Türkiye’de medyanın siyasal iktidarı
eleştirmekten korktuğu iddia ediliyor.
Ve…
“Medyayı
korkuttuğu” iddiasıyla Sayın
Cumhurbaşkanı eleştiriliyor…
*
Bu demektir ki muhalif medya korktuğunu itiraf
ediyor…
İyi ama…
Böyle saçma sapan ve akıl almaz
bir “bahane”, gazeteciliği
ve gazetecileri
kurtarmaz ki...
Çünkü…
Gazeteci korkmaz…
Ama…
Gazeteci utanır…
*
Neden mi utanır?..
Bir Cumhurbaşkanı’na hakaret etmeye utanır
meselâ…
Gelin görün ki…
Bizim
köhnemiş “muhalefet” anlayışına
sahip gazeteci, ülkenin
cumhurbaşkanına hakaret etmeye
utanmıyor…
*
Bir gazeteci siyasi parti liderleri arasında lâf
taşıyıp kavgayı kızıştırmaya utanır…
Ama…
Bizim gazeteci
utanmıyor…
ŞURAYA
GELECEĞİM…
Sayın Cumhurbaşkanı kendisini
eleştiren hiçbir meslektaşımıza dava
açmadı.
Ama be arkadaş…
Kendisine ağız ve
klavye dolusu küfür ve hakaret eden,
iftira atanlara karşı sessiz ve tepkisiz kalmak
bir Cumhurbaşkanı’na yakışır
mı?..
*
Ya da…
Bir cumhurbaşkanı iftira,
yalan ve hakaretlerle sürekli
aşağılanıyorsa eğer…
Buna tahammül etmesi demokratlık mıdır?..
Yoksa pişkinlik mi?..
YANİ
ARKADAŞLAR…
Gazeteci korkusuzca
gördüğü her yanlışı eleştirmeli…
Ama
sadece eleştirmeli…
Eğer eleştiri
yerine, küfür ve hakaret ediyor, iftira atıyorsa, o
kişinin klavyesi elinden
alınıp ya yargının ellerine
teslim edilmeli…
Ya da akıl hastanesine
kapatılmalı…