Birand'a göre Hürriyet'in gerçek sahibi kim?
Birand yine bomba açıklamalar yaptı. İnternet sitesinde yazılarını yayınlayan Hürriyet'in gerçek sahibini açıkladı...
İşte oldukça ses getirecek röportajdan çarpıcı bölümler:
Asker sizden ne istiyor? Aslında geçmişte çok da onları
yıpratıp, zorda bırakacak işler yapmadınız...
Şu nedenlerden dolayı. Birincisi, Fethullan Gülen'i destekledin.
İkincisi, Kürt konusunda benim politikamı izlemedin. Mehmet Ali
Birand'ın suçu buydu. Benim askerle yolum Emret Komutanım kitabı
ile ayrılmaya başladı. Onun ardından Fethullah Gülen okulları
yazıları geldi. Onun arkasından Kürt sorunu geldi. Milliyetle
yazdığım, medyada ilk yazıdır, "Bu meselenin adını koyalım, be
sorun Kürt sorunudur. Bu sorun silahla çözülmez" yazısını yazdım
ben. Ona çıldırdılar işte. Yani çok gereksizdi. Ben hala bugün
TSK'nın son derece önemli bir kurum olduğuna inanıyorum. Modernize
edilmesi gerektiğine, eğitiminin değişmesi gerektiğine
inanıyorum.
Ama askeri delirten yazılar yazan, hani kanırta kanırta
yazan yazarlar vardı. Onlar andıçlanmadı, sen
andıçlandın.
Ben Brüksel'de çok kaldığımdan dolayı, dışarıdaki yazarlar beni
fazla alıntılardı. Beni çok ciddiye alıyorlardı. Ben bir şey dedim
mi, "Birand şunu dedi, bunu dedi" diye çok fazla ses getiriyordu.
Asker en çok buna bozuluyordu. Diğerleri o kadar ciddiye
alınmıyordu. "Yahu sen eğer bize karşı çıkarsan, diğerleri çok daha
fazla karşı çıkarlar" diye çok bozuluyorlardı.
28 ŞUBAT TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK İKİ YÜZ KARASINDAN BİRİ
O dönem Posta'ya geçtiniz. Hala da
Posta'dasınız.
Valla ben Posta'dan memnunum.
Ama hâlâ 28 Şubat'ın izi gibi görülüyor...
Posta mı? Valla bilmiyorum. Şu an 28 Şubat Belgeseli hazırlıyorum
ve çok daha iyi anlıyorum içeriğini. 28 Şubat hakikaten yüz karası.
Türkiye'nin iki büyük yüz karasından biri. Yaşananlara bakıldığı
zaman birincisi 27 Mayıs darbesi dönemi, Menderes'e yapılan
falan... İkincisi 28 Şubat dönemi... Ben Posta'ya öyle
bakmıyorum.
Ama sonuçta Birinci Lig gazetesi değil...
Kimse bana şunu yazamazsın, bunu yazarsın demiyor. Rıfat Ababay
falan bu konuda hiç bir şey söylemiyor. Askeri yazma diyen yok.
Askeri övmek zordundasın diyen yok...
HÜRRİYET DEVLETİN GAZETESİDİR
Ama işte Hürriyet'in internet sitesinde varsınız ama ana
gazetesinde yoksunuz...
Yok, Hürriyet ayrı... Hürriyet Devlet'in gazetesi.
Devlet'in gazetesi mi?
Devlet'in gazetesi! Daima devletin gazetesidir Hürriyet.
Yani belki tashih edersiniz diye sordum Devlet'in
gazetesi mi diye?
Devletin gazetesi derken Devlet'in satın aldığı gazete anlamında
söylemiyorum. Ama Devlettir. Devlet için herşeyi yapar... Devlet
adına çalışan gazetedir Hürriyet. Ne olursa olsun her zaman devlet
adına çalışır.
Devlet mi yönetir?
Her şeyden önce Devlet'e destek olur Hürriyet. Önce Devlet der.
Devlet dönüşürse...
E, dönüştü zaten!
Yine mi Devlet der?
Hürriyet ne olursa olsun yine Devlet der...Ve şimdi de zaten
Hürriyet yine Devlet diyor...
O zaman Hürriyet de dönüşür...
Hürriyet dönüştü zaten...
Dönüştü derken eski emir komuta zinciri, Askerle olan
ilişki devam etmiyor anlamında mı...
Hayır etmiyor. Şu anda etmiyor.. İleride eder mi? Vallahi burası
Türkiye hiç belli olmaz!
Pek de güveniyorum diyorsunuz...
Şu anda asker sivil ilişkilerinde son derece önemli bir noktaya
geldik. Yani kimsenin bu gelinen noktayı küçümsememesi gerekiyor.
son derece önemli yani. Fakat bunun bir süre daha devam etmesi
gerekir ki yerine otursun. Çok çabuk değişir biliyor musun? Burası
Türkiye, bir olay, bir bir şey! Birden bire bi bakarsın hooop geri
dönmüşüz!
Oturması lazım diyorsunuz yani?
Oturması lazım.. Ama otuyor, bundan sondra kimse kalkıp da "acaba
darbe mi olacak?" diyemez. Bak mesela gelecek yıldan ihtibaren YAŞ
toplantıları birinci sayfadan verilmeyecek... Bu sene verildi çünkü
gerçekten önemli şeyler oldu. Başbakan Erdoğan'ın çektirdiği
fotoğraf mesela görülmeyecek gibi değildi...
Programın tamamı Salı günü saat 17.05'te Burç FM'de yayınlanacak...