Berat Özipek

Yeni Yüzyıl

Televizyon yayın paketi satan şirketlerin telefonla müşreti hizmetlerine mutlaka denk gelmişsinizdir.

Abone yapana kadar oldukça istikrarlı bir telefon trafiği gerçekleştiriyorlar. Ama iş abonelikten çıkmaya gelince, neredeyse burnunuzdan getiriyorlar.

Pek çok kişinin şikayetçi olduğu bir durumdur bu.

Hep söylenip, "gınaa geldi kardeşim" falan diye serzenişte bulunuruz.

Buraya kadar bilindik bir hikayedir bu. 

Mevzunun belki de hiç düşünmediğimiz, aklımıza getirmediğimiz kısmını ise Yeni Yüzyıl'dan Berat Özipek yazmış. 

Şöyle diyor Berat Özipek: 

"VE HATTIN ÖBÜR YANI…

Ama meselenin hiç dile getirilmeyen başka bir boyutu daha var.

O da hattın öbür ucuyla ilgili.

Burada insan onuruna aykırı bir duruma maruz kalan, sadece siz, ben veya o restorandaki kadın değil.

Bir de telefonun öteki ucundaki insan var. Sadece sesten ibaret olmayan bir insan.

Eve ekmek götürebilmek için üç kuruşa karşısındakiyle beraber tükenen bir insan. İşten atılmaması karşısındakini yıldırmaya veya iknaya endekslenmiş olan.

Bütün gün onlarca insanla sinir savaşı yapan, yoran ama daha çok da yorulan ve sinirleri yıpranan insan.

Her gün azarlanan, hakarete uğrayan ama telefonu kapatamayan, konuşmaya ve kibar olmaya zorlanan insan.

Hukuki koruma onun için de gerekli."

Olayın çok boyutlu bir haklar ihlali olduğunu gündeme getiren Berat Özipek'i günün köşe yazarı seçiyoruz.