"Başlarım sizin gazeteciliğinize!" diyen Fatih Selek sizce haksız mı?

HDP binası önünde eylem yapan annelerin feryadını duymazlıktan gelen gazetecilere yüklenen Türkiye gazetesi yazarı Fatih Selek'in şu sözleri sizce haksız mı? "Başlarım sizin gazeteciliğinize!"

Gencecik çocukları dağa çıkartan PKK terör örgütüne bölgede annelerin sesleri yükselmeye başladı. Bir yerde anne direnişi varsa orada vicdan ve merhamet galip gelir. Diyarbakır'da çocukları için eylem yapan annelerin temsil ettiği bu vicdanın sesini ve feryadını duymayan gazetecilerin yaptığı gazetecilik midir?

Tam da bu soruyu sorduğumuz, bu vicdandan kopuk gazetecilik anlayışını sorguladığımız sırada Türkiye gazetesi yazarı Fatih Selek, "Başlarım sizin gazeteciliğinize" diyerek duygulara tercüman oluyor.

Başlarım sizin gazeteciliğinize!

Türkiye’nin yakın tarihinde hiç yaşanmamış bir şey olmuş.
Evlatları dağa kaçırılan anneler Diyarbakır’da terör yandaşlarının kapısına dikilmiş ‘çocuklarımızı verin’ diye günlerdir eylem yapıyor.
Aileler korku ve baskı duvarını aşmış.
Ortada haber değeri taşıyan müthiş bir gelişme var.
Fakat gazetecilik deyince mangalda kül bırakmayan sol basın feryadı görmezden geldi.
Gün gün gazetelerini takip ettim, internet sayfalarını sürekli ziyaret ettim.
Eylem sürerken Demirtaş’ın küçük bir kıza yolladığı mektubu yazdılar. HDP’nin TÜSİAD’ı ziyaretini manşet yaptılar. Kayyumları eleştiren haberler yayınladılar.
Ama analara tek satır yer vermediler.
Ne zaman ki karşı ses çıktı, işte o zaman gündemlerine aldılar.
Yazdıkları habere bakar mısınız:
“Cumartesi Anneleri'nden HDP il binası önünde oturan annelere: Oturmanız gereken yer bu ülkeyi yönetenlerin kapısıdır!”
Bu ülkeyi yönetenler çözüm sürecini başlatmadı mı? Bir anne oğlunu söke söke HDP’nin elinden almadı mı?
Hadi terör yandaşlarının oyuna muhtaç omurgasız siyasetçileri anlarım.
İdeolojilerine yenilmiş, aklını ve vicdanını kaybetmiş sanatçı güruhuna şaşırmam.
Ama size ne oluyor?
10 yaşındaki Azat’ın annesinden koparılması hiç mi haber değeri taşımıyor? Annesinin haykırışı yüreğinizi parçalamıyor?
Sizin yaptığınız solculuk filan değil, bildiğin terör uşaklığı, Kandil bulaşıklığı.
Bir anne "Başlarım sizin Kürdistan davanıza, oğlumuzu geri verin" dedi ya...
Ben de diyorum ki: Başlarım sizin gazeteciliğinize!