Başbakan Binali Yıldırım, Ahmet Şık sorusuna ne yanıt verdi?

Başbakan Yıldırım'a, "FETÖ’nün hapse attığı bir gazetecinin bugün FETÖ’yü desteklediği iddiasıyla yargılanmasındaki çelişkiyi nasıl izah ediyorsunuz?" diye soruldu. Yıldırım'ın cevabı ne oldu?..

Başbakan Binali Yıldırım, dün Çankaya Köşkü'nde gazete, televizyon ve internet haber sitelerinin genel yayın yönetmenleriyle biraraya geldi...

50’ye yakın gazetecinin katıldığı toplantıda Başbakan Binali Yıldırım'a, gazeteci Ahmet Şık'ın tutuklanmasıyla ilgili bir çelişki olup olmadığı da soruldu...

AHMET ŞIK'IN FETÖ'DEN YARGILANMASI BİR ÇELİŞKİ DEĞİL Mİ?

Toplantıda Başbakan Yıldırım'a "Çok sayıda akademisyenin ihraç edildiği son KHK’da ölçünün kaçırıldığı, çok sayıda akademisyenin mağdur edildiği, FETÖ ve PKK’lı olmayanların atıldığı (Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu gibi), aralarında 28 Şubat’ın antidemokratik uygulamalarına tavır koymuş hocaların da olduğu yolundaki eleştirileri nasıl karşılıyorsunuz? Ayrıca Ahmet Şık gibi FETÖ’nün hapse attığı bir gazetecinin bugün FETÖ’yü desteklediği iddiasıyla yargılanmasındaki çelişkiyi nasıl izah ediyorsunuz?" diye soruldu.

Başbakan Yıldırım bu soruya şu karşılığı verdi:

KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANIYOR OLABİLİR

Önemli bir soru gündeme getirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Biz büyük olay yaşadık. Dünyada böyle olayı yaşayan elinde silah olmadan canlarını vererek etkisiz yapan başka ülke yok. Büyük bir travma yaşıyoruz. 100 bin kamu görevlisi görevden çıkarıldı. Tehlike henüz geçmiş değil, kapalı bir örgüt. Yanı başınızda biri olan örgüt elemanı. Vahim bir şey. İki Almanya birleştiği zaman 500 bin kamu görevlisi atıldı. Hiçbir devlet kendisine sadakatle bağlı olmayan memurlarla çalışmak zorunda değil. Büyük olayda hatalar oluyor mudur; oluyordur. İntikam değil adalet diye ilk gün söyledik. Kurunun yanında yaş da yanıyor olabilir.

BAZI SAVCILAR HALA İMZASIZ İHBAR MUKTUPLARIYLA İŞLEM YAPIYOR!

Genelge yayınladık, imzasız ihbar mektupları işleme konulmasın diye. Bazı yerlerde bunun dikkate alınmadığını, savcıların imzasız ihbar mektupları dikkate alarak işlem yaptığını duyuyoruz. 19 bin civarında göreve dönüş oldu. 100 bine yakın da ‘Bize haksız işlem yapıldı’ diye müracaat var. Böyle yürümeyeceğini gördük. Yeni bir karar aldık. OHAL Denetleme Kurulu kurduk. Birkaç haftaya uygulamaya konulacak.

BAZI YÖNETİCİLER BU SÜRECİ GEÇMİŞTEKİ HESAPLARINI GÖRMEK İÇİN KULLANIYOR

Hatalı işlem olabilir. Baştan beri söylüyoruz. Maalesef bu süreci bazı yöneticiler geçmişteki hesaplarını görmek için de kullanıyor. Rektörlük seçimi veya bir konu olmuş bunları kullanıp fırsat bu fırsat kullanayım diyor. Takdir edersiniz ki önümüze gelen binlerce listeyi kontrol edip, doğru yanlış yapıldığını bilemeyiz. Böyle mekanizma yok. Ancak bunlar olduktan sonra haberlerde çıkıyor, ondan sonra haberimiz oluyor. Bu da gayet doğal.

HATA OLUYOR AMA YÜKSEK DEĞİL!

(Öncesinde ince elenip sık dokunulamaz mıydı?) Teker teker inceleme şansımız yok. ‘Şu şu kriterlere göre işlem yapın’ diyoruz. İki unsur var. Bölücü terör ilgili ve FETÖ ile irtibat unsur. Gönlümüz arzu ediyor ki, hiç hata yapmayalım. Ama büyük bir travma ve olayda hatalar oluyor mu? Oluyor. Oran yüksek değil. Kişilerin kimliğinden kaynaklanan algı olabilir. Haksızlıklar varsa düzelecek. Akademik çevrelerde bu şikâyetler geliyor.

KAMUOYUNDAKİ ETKİLERE GÖRE ÖNLEM ALIYORUZ

(Bildiriye imza atılması ihraç gerekçisi midir?) Samimiyetle söylüyorum. Tek tek olaylarla ilgilenmedim. 100 bin kişi diyor ki bana da bak ona da bak. Mümkün değil. Hassasiyet gözetiyoruz. Geneline bakıyoruz. Kamuoyundaki etkilere göre önlem alıyoruz. Başka yöntem bulamadık.