Ayşe Baykal kaybetti

Sevgili Ayşe son yazısında bütün muhafazakâr kadınlara hakaret ettiğinin, onları aşağıladığının ya farkında değil…

Ayşe Baykal, zamanın ruhunu çok iyi değerlendiren bir genç kadın...
Onun bu özelliğini gören “Yetenek Avcısı” Ertuğrul Özkök de hiç vakit geçirmeden
onu hurriyet.com.tr’ye kazandırdı.

*
Ama…
Anlayamadığım şu:
Siyasetçi, gazeteci, sanatçı, sporcu ve iş insanı; biraz yıldızlaşınca neden havaya
giriyor?..

*
Elbette girmeyenleri, yıldızlaşmayı olgunlukla karşılayanları tenzih ediyorum.
Ama…
Büyük deneyim sahibi biri olarak bu yeni yıldızlara ünlü bir özlü sözü hatırlatayım:
“Çıkarken rastladığınız herkesi, düşerken de göreceksiniz.”
Bu söze bir de ek yapayım, çünkü bizzat yaşadım:
“Çıkarken alkışlayanlar, düşerken yüzünüze tükürecekler”…

*
Sevgili Ayşe son yazısında bütün muhafazakâr kadınlara hakaret ettiğinin, onları
aşağıladığının ya farkında değil…
Ya da…
Bütün Türkiye’yi kendi “modern muhafazakâr” yakın çevresinden ibaret sanıyor.

*
Benim Ayşe’ye itirazım “yetenek avcısı” Özkök’ün eleştirisiyle aynı değil.
Özkök, “kadın kadına gezmelerini” yanlış buluyor…

*
Ben ise ondan daha ötedeyim…

Benim eleştirim Ayşe’nin muhafazakâr kadınlarımıza bakarken taktığı at gözlüğü…
“Siz yeni muhafazakârları görmediniz sanırım. ‘Evinde otur, sadece çocuk
bak.’ eskide kaldı, AK Parti iktidarı kadınların gözlerini açtı” diyor ya; ona…

*
Hangi muhafazakâr kadından söz ediyorsun sen Ayşe?..
- Köydekinden mi?..
- Varoşta yaşayandan mı?..
- Kasabada her gün koca ve hatta kaynana, kaynata şiddetine maruz kalandan
mı?..

- Kocası tarafından boşandığı an, elinde ev kadınlığından başka mesleği olmadığı
için yapacak iş bulamayacak olan kadından mı?.

- Senin bir tek ipek eşarbına ödediğin parayla en az on yıl giyecek elbiseleri bile
satın alamayacak olan kadından mı?..

*
Senin “Siz yeni muhafazakârları görmediniz sanırım. ‘Evinde otur, sadece
çocuk bak.’ eskide kaldı, Ak Parti iktidarı kadınların gözlerini açtı” dediğin
muhafazakâr kadın hangisi Ayşe?..
Hangisi?..

*
Bir zamanlar Mesut Yılmaz için “seçim çevresi Çankaya ve genelkurmay”
denirdi…
Senin de seçim çevren sadece Nişantaşı galiba?..

*
Ne yazık ki bu defa kaybettin…
Ve…
Bir defa kaybetmeye başladın mı?..
O öyle bir düşüştür ki; önüne geçemezsin…