AYM'den kritik basın özgürlüğü kararı
Anayasa Mahkemesi (AYM) bir internet sitesi genel yayın yönetmeninin haber nedeniyle hapis cezası almasının ifade ve basın özgürlüğünün ihlali olduğuna karar verdi.
AYM, "Gazetecilerden bir beyanın doğruluğunu
kanıtlamakla yükümlü savcı gibi hareket etmelerini beklemek aşırı
yüksek bir ispat külfeti getirir" derken, ceza ertelemesinin de
stres ve endişe yaratacağını vurguladı.
Hürriyet gazetesinden Oya Armutçu'nun haberine göre,
5 yıl önce ‘borsagundem.com’ adlı internet sitesinde, İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) hisseleri işlem gören bir dizi
şirketin hissedarları, yönetim kurulu üyeleri ve aracı kurum
sahipleri olan 2 kişi hakkında haber yer aldı. Bu
kişilerin geçmişte manipülasyon suçundan yargılandığı ve mahkûm
oldukları, davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle mahkûmiyet
kararının kesinleşmediği belirtildi. Haberde, İstanbul Asliye Ceza
Mahkemesi’nde Sermaye Piyasası Kanunu’na muhalefet, dolandırıcılık,
silahlı terör örgütüne üye olma, suç işlemek amacıyla örgüte üye
olma ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçlarından
yargılandıkları yazıldı. Son zamanda satın aldıkları şirketler
hakkında bilgiler verilen haberde, bu kişilerin lüks içinde
yaşadıkları ve servetlerinin kaynağının merak edildiği de
vurgulandı.
Şikâyet üzerine açılan davada internet sitesinin genel yayın
yönetmeni Orhan Pala, iki kez 2 ay 27 gün hapis cezasına çaptırıldı
ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedildi. Bunun
üzerine Pala, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda
bulundu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına atıfla AYM,
Pala’nın ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine oybirliği ile
karar verdi. İhlalin ortadan kaldırılması için yeniden yargılama
yapılmasına hükmeden AYM’nin 15 Şubat tarihli kararında özetle
şöyle dendi:
"Hakkaniyete
uymayan sonuçlar"
"Gazetecilerden bir beyanın doğruluğunu kanıtlamakla yükümlü
savcı gibi hareket etmelerini beklemek aşırı yüksek bir ispat
külfeti getirir ve böyle bir mükellefiyet sanık veya davalı olarak
yargılandıkları davalarda hakkaniyete uygun düşmeyen sonuçlara
ulaşılmasına neden olabilir. Başvurucunun gazeteci olarak yeterince
sorumlu bir şekilde davrandığını kabul etmek gerekir.
"Dahası bir basın suçundan dolayı hapis cezası
verilmesinin, gazetecinin ifade ve basın özgürlüğüyle
bağdaşmayacağı açıktır. Böyle bir ceza ancak istisnai
hallerde kabul edilebilir. Bir yayın sonucu maddi ya da manevi
zarara uğramış bir kimsenin, hakkında yanlış bilgiler yayımlayan
gazeteci aleyhine en azından özel hukuk kapsamında bir tazminat
davası açabileceği kabul edilse bile somut başvurudaki gibi klasik
hakaret davalarında oldukça ağır olan hapis cezasının kaçınılmaz
olarak caydırıcı bir etki yarattığı kabul edilmelidir.
İşini
yapmaktan imtina riski
"Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş ve
başvurucu beş yıl denetimli serbestlik tedbiri altına alınmıştır.
Bir haber sitesinin genel yayın yönetmeni olan başvurucunun, bu
süre içinde cezasının infaz edilmesi riski her zaman vardır.
Yaptırıma maruz kalma endişesinin kişiler üzerinde kesintiye
uğratıcı bir etkisi vardır ve sonunda kişi denetim süresini yeni
bir mahkûmiyet almadan geçirse bile kişinin bu etki altında ileride
düşünce açıklamalarından veya basın faaliyetlerini yapmaktan imtina
etme riski bulunmaktadır. Sonuç olarak başvurucunun gelecekte
cezasının infaz edilebilme olasılığının kendisinde stres ve
cezalandırılma endişesi yarattığı kabul edilmelidir.”
AYM’nin kararı dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.