Aydınlık Cumhuriyet'e salvoya devam ediyor!

Aydınlık, "Dünkü haberimizde Cumhuriyet’ten Atatürkçülerin tasfiye edildiğini yazmıştık. Bugün ise Cumhuriyet’in F Tipi ve Soros yandaşlığına nasıl sürüklendiğini inceliyoruz" dedi.

Cemaat ile Hükümet arasındaki kavgada muhalefet cephesinin safları da karıştı. Ergenekon davası kapsamında yargılanan İşçi Partililerin gazetesi Aydınlık, aynı davanın sanıklarından biri olan İlhan Selçuk'un gazetesi Cumhuriyet'i çok sert bir dille eleştirdi. 

Daha önce "Cumhuriyet’ten Atatürkçülerin tasfiye edildiğini" yazan Aydınlık, ardından "Cumhuriyet’in F Tipi ve Soros yandaşlığına nasıl sürüklendiğini inceliyoruz" dedi ve salvoya devam etti.

İşte Aydınlık'ın o haberi:

İLHAN SELÇUK YARGILANIRKEN...

Cumhuriyet gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, Savcı Zekeriye Öz’ün hazırladığı iddianame ile sözde Ergenekon örgütünün üyesi sayıldığı bir davada yargılanırken, gazetenin ‘yenilikçileri’ Cemaat ile buluşuyordu.


Aydınlık gazetesinin sürmanşetinde Cumhuriyet'e dönük ilginç bir suçlama yer aldı: Cemaat Cumhuriyet'i ele geçiriyor...

H. ÇETİNKAYA F TİPİ'NE DOĞRU DEĞİŞİYOR

Gazetenin önemli yazarlarından Hikmet Çetinkaya, 2011’de Fethullah Gülen cemaatinin Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nı ziyaret etmişti.

Ziyaretle ilgili Doğan Akın’ın aktardığı detaylara göre vakfın yöneticilerinden biri, Çetinkaya’ya, “Uzun yıllar boyunca çok sert biçimde eleştirdiği Gülen cemaatinin temsilcileriyle buluşmayı neden kabul ettiğini” sormuş, Çetinkaya da “Vakıfa gel dediler gittim. 2 saat kadar kahvaltı yaptık... Değiştik, hem ben değiştim, hem de siz” yanıtını vermişti. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nı ziyaretiyle ilgili Doğan Akın’a konuşan Çetinkaya, “Fethullah Gülen hakkında ne yazdıysam yazdım. Artık yazacağım bir şey yok” demişti.

Çetinkaya ayrıca “Gülen cemaatinin Cumhuriyet’in diğer yazarlarına da davette bulunabileceğini” belirtmiş ve eklemişti: “Benim gitmem de gizli değildi. Mesela İbrahim Yıldız (Genel Yayın Yönetmeni), Orhan Erinç (Cumhuriyet Vakfı adına Cumhuriyet’in imtiyaz sahibi ve yayın kurulu başkanı) biliyordu.”

Şimdi sormak gerekiyor; 20 yıldır Gülen aleyhinde yazılar yazan ve bu yazılarından oluşan kitaplar yayınlayan Hikmet Çetinkaya, kendi okuruna karşı sorumluluk duymuyor mu? Madem bu kadar yakın bir “muhabbet” oluşmuş; bunun gerekçelerini neden gazetedeki sütununda açıkça yazmıyor? Bir başka soru da Çetinkaya’nın Cemaat ile gidip konuşması ve temas kurması için sadece Orhan Erinç ve İbrahim Yıldız’ın izin vermesi yeterli midir? Önemli konularda demokratik bir yönetim kurulu ile yönetildiği iddia edilen Cumhuriyet gazetesinde, böylesine önemli bir konuya ilişkin olarak yetkili kurullarının fikri alınmış mıdır? Cumhuriyet gazetesi, bu yeni ilişkileri okuyucusuna resmen açıklamak durumundadır. Aksi, kendi okuruna ihanet anlamına gelir.

İBRAHİM YILDIZ'IN DANIŞTAY AÇIKLAMASI

Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilinen “Cihan Haber” dergisine konuşan İbrahim Yıldız, derginin “Danıştay saldırısı sonrası yayımladığınız ‘Yine Aynı El’ başlıklı haberinize baktığınızda kandırıldığınızı düşünüyor musunuz?” sorusuna, “Danıştay saldırısı gibi olaylara baktığımızda, zaman zaman insan, ‘bizi yanlış yönlendiriyorlar’ diye düşünüyor” şeklinde cevap veriyor. Bu olayda nasıl yönlendirilmişler? Cumhuriyet gazetesi ve Genel Yayın Yönetmeni ne yönde yönlendirilmiş? İbrahim Yıldız aslında Danıştay saldırısı sırasında yaptıkları yayınların hatalı olduğunu söyleyerek, saldırının Ergenekon’a yamanması kumpasına alet olmuyor mu?



Cumhuriyet gazetesi cemaat tarafından ele geçirildiği iddiasına zehir zemberek bir yanıt verirken iddianın sahibi olan Aydınlık'a ateş püskürdü...

AVUKATLAR CUMHURİYET GAZETESİ SALDIRGANINA TEK SORU SORMADI

2006 yılının 5-10-11 Mayıs günlerinde Cumhuriyet gazetesinin bahçesine 3 kez bomba atıldı. İlk ikisi patlamadı, üçüncüsü patladı. Bu olaydan 6 gün sonra 17 Mayıs 2006 günü Ankara’da Danıştay binası içerisinde Danıştay üyelerine karşı bir suikast eylemi gerçekleştirildi. Cumhuriyet’e atılan bomba ile Danıştay saldırısı birleştirilerek “Ergenekon” tertibine monte edildi. Düzmece tanıklıklarla, İşçi Partisi, İlhan Selçuk ve Cumhuriyet gazetesi suçlanıyordu. Bu gerekçeyle Cumhuriyet gazetesi, Danıştay ve Ergenekon davalarına müdahil oldu. Müdahil avukatlar gazetenin hukuk müşavirleri Akın Atalay, Tora Pekin ve Bülent Utku idi.

İlginçtir, Cumhuriyet gazetesinin müdahil avukatları, Cumhuriyet gazetesinin bombalanmasının faillerinden Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’a çapraz sorguda tek soru yöneltmediler. Oysa Cumhuriyet’in avlusuna bomba atılmadı mı? Cumhuriyetin başyazarı İlhan Selçuk, Ergenekon örgütünü başı sayılmıyor mu?

YENİLİKÇİLER CUMHURİYET'İ ELE GEÇİRMİŞ

Vakıf Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Aydın Aybay’ın vefatı üzerine 2 Nisan 2013’te yapılan vakıf yönetim kurulu toplantısına ilişkin Akın Atalay’dan sağlam bilgiler aldığı anlaşılan T24 sitesinin yorumları ileride olup bitecekleri de işaret etmekteydi. Yazıda Alev Coşkun, Şükran Soner ve Mustafa Balbay “gelenekçi” olarak niteleniyor ve gazetenin “Ergenekoncu- Ulusalcı” bir atmosfer yansıtmasından rahatsız olan “yenilikçi” gruptan söz ediyordu. Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Akın Atalay, İbrahim Yıldız ve Cüneyt Arcayürek “yenilikçi” olarak gösteriliyordu.

Doğan Akın, söz konusu yazısında, Ekim 2013’teki toplantı için “İki yıllık görev sürelerini dolduran yönetim kurulu üyeleri belirlenecek. Ve bu toplantıda gelenekçi kanat için önemli bir tasfiye gündeme gelebilir” değerlendirmesinde bulunmuştu. Nitekim Ekim 2013’te yapılan toplantı ve oylama sonunda sözü edilen “yenilikçi” beş kişi Alev Coşkun ve Şevket Tokuş’a oy vermediler ve her iki emektarı Cumhuriyet Vakfı’nın dışında bıraktılar.

Aydınlık'tan Cemaat, Cumhuriyet'i ele geçirdi iddiası