Alkışlar Süleyman Özışık için

Bugünkü Gazeteciler.com’da “Yüzümüze tüküreceksen, sen tükür kardeşim!” başlığı altında yayımlanan yazısıyla Süleyman Özışık alkışı hak ediyor.

Süleyman Özışık’ın bugünkü gazeteciler.com’da “Yüzümüze tüküreceksen, sen tükür kardeşim!” başlığı altında yayımlanan yazısı harika…

Çok samimi…

Çok cesur…

Çok haklı…

*

Kadına şiddeti eleştiren pek çok ikiyüzlü meslektaşımızı eleştiriyor Süleyman…

Ve en gerçekçi, en doğru örneği veriyor.

İbrahim Tatlıses’in o menfur saldırıya uğramadan önceki halini…

*

İbrahim Tatlıses tarafından taciz edildiklerini haykıran ama medyamızın kulaklarını kapatarak o çığlıkları duymamak için çabaladığı günleri hatırlatıyor.

*

“Torunu yaşındaki çocuklarla evlenen sanatçı veya iş adamlarına ‘Yaşlı kurt aşık oldu’ diye methiyeler düzerken, aynı şeyi yapan sıradan vatandaşa ‘Sübyancı sapık’ muamelesi yapmadık mı?” diye soruyor…

*

Haksız mı Süleyman?..

Tabii ki hem haklı ve hem de söylediklerinin içinde tek bir yanlış yok…

Ama…

Eksik var…

Hatırlayım Tatlıses’in TV programlarını…

Konuk ettiği kadınlara sürekli sarkmıyor muydu?..

Onları taciz etmiyor muydu?..

Kimisinin memesini, kimisinin kalçasını, kimisinin dudaklarını överken kara kapkara boyalı bıyıklarını elinin tersiyle silmiyor muydu?..

*

Şimdi cevap verme sırası da hakkı da Tatlıses geçinmeli magazincilerde…

Süleyman’ın suratınıza zarifçe çarptığı eldivenin “düello” anlamına geldiğini bildiklerini sanıyorum…

Bakalım bu düelloyu, bu meydan okumayı kabullenip de ortaya çıkabilecekler mi?..

Çıkabileceklerse kendilerini nasıl savunacaklar?..

*

Tebrikler Süleyman, beynin ve klavyen ve yüreğin var olsun…

NOT:

Bu arada bir de itirazım var Süleyman’a…

Reklâm filmlerinde oynayan kadınları “seks objesi” olarak görmek Nurettin Yıldız’la aynı kulvarda yürümektir…

Çünkü…

Hiç kimse o mankenlere ya da sinema sanatçılarına reklâm filminde oynaması için baskı yapmıyor…

Bugüne kadar hiçbir reklâm oyuncusunun “kafama silâh dayayıp da beni bu reklâm filminde oynattılar” dediğine tanık olmadım, olmadık…

Hiç kimse bir kadın yıldıza, “amuda kalk bakayım yoksa seni pataklarım” demediği gibi pataklamıyor da…

Çünkü…

Demokrasi bir “karşılıklı rıza” rejimidir…

Baskı yoksa…

Genel ahlâka mugayyir bir durum söz konusu değilse…

Bölücülük ve teröre, şiddete övgü de yoksa her türlü reklâm başımızın tacıdır…

Zira…

Ekmek kapımız olan siteler de o meşru, ahlâkî ve mükemmel reklâmlar sayesinde ayakta durmaktadırlar…