Alkışlar Rasim Özdenören için...

Rasim Özdenören Para, Silah, Bilgi başlıklı makalesiyle alkışı hakediyor.

Bertrand Russel’ın altmışlı yıllarda Vietnam Savaşı aleyhine yazdığı makaleleri andıran “Para silah bilgi” başlıklı yazısıyla Rasim Özdenören alkışı hak etti…

PARA SİLAH BİLGİ

Hükmetme fiili insana itici görünüyor. Dünyaya hükmetmek isteyenlerin ön aldığı, başkasına hükmederek dünyayı ele geçirmek isteyenlerin uluslararası düzlemde fink attığı sırada, bu fiili kullanmak üzüntü verici...

Ama yönetmek diyebiliriz; yönetmek daha uygarca bir fiil...

Dünyayı hangisi yönetiyor acaba?

Para mı? Silah mı? Bilgi mi?

Üçü de güç simgesi olarak kullanılıyor. Üçü üzerine de söylenmiş yığınla cümle bulmak imkân dâhilinde...

Napolyon'un paranın önemini ifade bağlamında “para para para” diye onu ısrarla vurguladığı, nerdeyse ondan başka güç tanımadığını belirtme zımnındaki tutumu ünlüdür... Kendisi asker... İşini silahla hallediyor... Ama silah için de paraya ihtiyacı var...

Buna karşılık denebilir ki, dünya dolusu para olsa, ama o paranın satın alacağı silahın bulunmadığı bir ortamda paranın ne değeri kalır?

Tabii ki paranın tek işlevi silah satın almak değil. Para ile, güç kullanmadan da insanları yönetmek, dahası yönlendirmek imkân dâhilindedir. Burada da baskı altında tutmak ile yönetmek arasındaki ayrım öne çıkıyor... Silahla insanı baskı altında tutmak mümkün olabilir, ama onları silahla sürgit yönetmek hiç de imkân dâhilinde olmayabilir...

Bu ikisi arasında bilginin yeri nedir?

Bir başına bilgi para ve silah karşısında ne iş görür? Cevap basit ve kolay: bilgi olmayaydı para nasıl elde edilirdi? Bilgi olmayaydı silah nasıl icat ve imal edilirdi? Ve silah ve para bilgisiz nasıl yönetilebilir?

Onların da temelinde bilginin iş gördüğünü söylemiş oluyoruz.

Ama üçünün eşit ölçüde egemen olduğu bir düzlemde hangisi ön alır?

Bu sorunun cevabı olayın süreciyle bağlantılıdır. Bir başına şu veya bu diye kestirmek imkân dâhilinde değil. Şöyle ki:

Para ile silahı, dahası insanı satın alabileceğimizi farzetsek bile, onun etkisinin sürgit gideceği düşünülemez. Bilginin gücüyle silahın el değiştirmesi, bu demektir ki hükmedenin veya yönetenin yer değiştirmesi her zaman imkân dâhilindedir. Bu süreç kendi içinde durmadan tekrarlanma ihtimalini barındırıyor bağrında...

Demek ki, son tahlilde, gücü bilgiye atfedebiliyoruz. Francis Bacon yüzyıllar önce “Bilgi güçtür” demişti, değil mi? Ancak soyut bilginin de bir başına işe yaramayacağı belli oluyor. O da paraya ve silaha gereksinim duyuyor.

Bu üçünün koalisyonu iş görüyor. Bir başına hiçbiri ilanihaye güç olma iktidarını elinde tutamıyor.

Milletlerin egemenliği, egemenliklerini sürdürebilmesi bu işbirliğinin optimum düzeyde uzlaştırılmasıyla kaim görünüyor...