Al Jazeera'nin Türkiye düşmanlığının nedeni ne?
Katar'ın yayın organı Al Jazeera'nin İngilizce yayınında Türkiye ve Katar arasındaki diplomatik ve ekonomik ilişkilere rağmen neden Türkiye düşmanı bir dil kullanılıyor.
Takvim gazetesi yazarı Zafer Şahin, Katar'ın yayın organı Al Jazeera'nin İngilizce yayınlarında Türkiye düşmanlığı yapıldığını belirtti.
Katar ile ilişkilerin çok iyi seviyede olmasına rağmen neden böyle bir dil kullanılıyor?
İşte Zafer Şahin'in Al Jazeera tespitleri;
TÜRKİYE ve Katar tarih boyunca aralarında hiç sorun
yaşamamış iki ülke.
15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ilk
arayan ve destek veren lider Katar Emiri El Sani oldu.
Suudi Arabistan'ın başını çektiği 6 Arap ülkesinin Katar'ı dünyadan
izole etmek ve diz çöktürmek için başlattığı boykotlara karşı en
net tavrı gösteren lider ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'dı.
Katar'ın karadaki tek sınır kapısı Suudiler tarafından
kapatıldığında devreye Türkiye girdi.
Katar besin sıkıntısı çekmesin diye Türkiye'den bu ülkeye kargo
uçaklarıyla gıda maddeleri yollandı.
Katar'ın ev sahipliği yapacağı 2022 FIFA Dünya Kupası kapsamında
gerçekleştirilen yatırımların 11,6 milyar dolarlık bölümü Türk
firmaları tarafından yürütülüyor.
Katar'ın Türkiye'deki yatırımları ise 20 milyar doların
üzerinde.
İki ülkenin Suriye başta olmak üzere Orta Doğu politikası,
bölgedeki stratejik, askeri ve ekonomik hedefleri büyük ölçüde
örtüşüyor.
Katar'ı boykot eden Körfez ülkelerinin bu ülkedeki Türkiye askeri
üssünün kapatılmasını istemesi zaten her şeyi anlatıyor.
Aralarında bu kadar sağlam temellere dayanan bir dostluk bağı
olmasına rağmen son dönemde birileri iki ülkenin arasına açmaya
çalışıyor.
Katar'ın en büyük medya kuruluşlarından Al Jazeera İngilizce'nin
yayıncılık anlayışı maalesef bu amaçla hareket eden lobilerin
değirmenine su taşıyor.
Al Jazeera İngilizce'nin kullandığı haber dili ilginç bir şekilde
Türkiye düşmanı Batı medyasıyla paralellik gösteriyor.
Batı'da Türkiye düşmanı ne kadar firari FETÖ'cü varsa Al Jazeera
İngilizce'de boy gösteriyor.
15 Temmuz'un yıldönümüne 1 hafta kala firari Can Dündar ile
Türkiye'de gazeteciliği konuşuyorlar mesela! Aynı haberde FETÖ'cü
terörist Mahir Zeynolov ve PKK propangası yapmakla suçlanan Çağdaş
Kaplan da sürgündeki gazeteciler olarak tanıtılıyor.
Al Jazeera İngilizce'nin imza attığı skandallar saymakla
bitmiyor.
Türkiye'nin 35 yıldır mücadele ettiği PKK'nın Suriye kolu YPG'ye
özel bir ilgileri var. Terör örgütü YPG'den bahsettikleri bir
haberde kullandıkları dile dikkat: "Kürtlerle omuz omuza savaşan
ABD askerleri Trump'ın Suriye'den çekilme kararını yerden yere
vurdu!" Bitmedi... YPG'li terörist Mazlum Abdi onlar için
"Kürtlerin önderliğindeki SDG'nin komutanı!" Halkını kimyasal
silahla katleden Esad'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kullandığı
skandal ifadeyi manşetten vermekte bile sakınca görmüyorlar!
Türkiye- Katar ilişkileri elbette ki Al Jazeera İngilizce'nin
objektif yayıncılık ilkelerinden uzak haber ve yorumlarıyla
sarsılmayacak kadar güçlü temellere sahip. Ancak Ortadoğu'nun
önümüzdeki 100 yılı şekillenirken iki ülke böyle tali meselelerle
enerjisini tüketmemeli.
Aralarında güvensizlik şüphesi yaratacak tehlikelere karşı eskisine
göre daha duyarlı olmalı.
Bilişim çağında savaşlar sadece cephede gerçekleşmiyor.
Sosyal medya ve diğer iletişim platformlarında algı
operasyonlarıyla yürütülen savaş en az cephedeki kadar önemli.
Aman dikkat..