Akit yazarı o Danıştay savcısının ismini istedi

Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, “TSK'da türban, laikliğe aykırı” diyen Danıştay savcısının ismini istiyor.

Akit gazetesinin yazı işleri müdürü Ali Karahasanoğlu, açılan bir davada “TSK’da türban, laikliğe aykırı” kararı veren Danıştay savcısının isminin açıklanmasını istedi. Karahasanoğlu, "Görevini yapan bir savcının ismi niye gizlenir ki? Sanki bir suç işlemiş gibi.." diye yazdı.

İŞTE ALİ KARAHASANOĞLU'NUN O TEPKİSİ:

Şimdi merakla gazeteleri önüme alacağım..

Televizyon ekranlarında zapping rekorları kıracağım...

Çok merak ediyorum..

Koca koca paşalarımız.. CHP’li siyasetçilerimiz.. Eski bürokratlarımız..

Bakalım, bu Danıştay savcısının “Askeri okullarda kıyafet serbestliği getirilemez” görüşüne ne diyecekler.

“Savcı efendi.. Benim annem de başörtülü idi.. Sen ne diyorsun, ne yapmak istiyorsun” mu diyecekler..

“Askeriyede başörtü yasağı hiç olmamıştı.. Biz sadece FETÖ’cülerle mücadele ettik.. Başörtülülerle mücadele etmedik.. Şimdi Danıştay savcısının talebi de, FETÖ’cülere yöneliktir” mi diyecekler?

Yoksa..

“Ama..” ile başlayıp..

“Mama” ile biten cümlelerle, Ergenekon’un varlığını ve hayatta olduğunu ispatlayan, belki de yerel mahkeme aşamasında henüz kararı çıkmamış olan Ergenekon dosyasına girecek delilleri mi açığa çıkaracaklar..

“Askeriyede başörtü olur mu? Her yerin bir kıyafeti var.. Askeriyede başörtü olmaz.. Hatta savcımızın belirttiği gibi, başörtü laikliğe aykırı olduğu için, üniversitelerde de yasaklanması gerekir..” ile başlayıp,

“Bugün başörtülü bakanlarla karşılaşıyoruz. Başörtülü milletvekilleri var. Bunların başlarını açması gerekir. Aksi hareket, laikliğe aykırı olur. Bunun da bedelini öderler.. Cumhuriyetin kurumları, laikliğe aykırı eylemlere izin vermez”diyerek, tıynetlerini tekrar gösterecek mi?

**

Bu bağlamda..

Bizi uyutmaya çalışanlara karşı, suratımıza şamarı oturtan savcıya teşekkür mü etmeliyim, yoksa itiraz mı etmeliyim bilemedim..

Hukuka bağlı bir devlet olsak..

“Özgürlük karşıtı bir savcı istemiyoruz” der, Danıştay yarım saatte o savcının görevine son verir..

Tıpkı..

Devletin sistemini, kendi emellerine uydurmak istediği FETÖ’cü üyelere bile yaptığı gibi..

Bırakın FETÖ’cüleri..

“FETÖ’cü olmak zorunlu değil.. FETÖ ile irtibatlı olmak da, KHK gereği ihraç sebebidir” diyerek..

Danıştay üyelerinin akrabalarını gerekçe gösterip ihraç eden Danıştay yönetimi..

Akrabasına falan gerek yok..

Bizzat kendisi..

Görev yaparken..

Kamu hizmeti sırasında..

Kendi ideolojik düşüncesini, yetkili daireye hukukun gereği imiş gibi sunan savcıyı..

Derhal ihraç etmeli..

Etmiyorsa..

Etmez ise..

Kimse bize..

“Ergenekon yok, hiç olmamıştı” demesin..

“Bir varmış, bir yokmuş.. Develer tellal, pireler berber iken..” diye başlayan masallara inanırım da..

“Ergenekon yok, hiç olmadı” masalına inanmam..