Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki de
"İslamcı"-"tetikçi" tartışmasına girdi ve köşe komşusu Ertuğrul
Özkök'ü ve "Mahallenin İslamcı abilerini kızdıranlar"ı ince ince
doğradı...
"İslamcıların AK Parti'den tasfiye
edilmesini isteyen azgın tetikçiler"in "şuur kaybından mı, ne oldum
delisi olmaktan mıbilinmez cüretkarlık palasını taşa çaldıklarını
savunan Akif Beki, şöyle devam etti:
"İşte bu hırtlık, taciz ede ede
mahalleliyi ayağa kaldırdı. İnfial uyandırmayı başardılar
sonunda. İktidar mahallesinin eskilerinde can sıktı bitmeyen
sataşmaları, mide bulandırdı sonu gelmeyen çatıp durmaları.
Paçozların etrafa verdikleri rahatsızlık görmezden gelinemeyecek
boyutlara ulaşınca sessizlik bozuldu, gürültü bundan koptu"
dedi...
Ertuğrul Özkök'ün burada topa
daldığını anlatan Akif Beki, "Tutacağı tarafı seçmekte henüz
bocalıyor gibi. Fakat ‘tetikçi’yi bile
‘İslamcı’ya tercih etme eğiliminde, önyargılarını
dizginleyemiyor" diyerek Özkök'ün Cem Küçük'ün Mavi Marmara
çıkışına verdiği desteği eleştirdi...
"İslamcılığı yanlış biliyor
olmayasın!" diye seslendiği Ertuğrul Özkök'ün yardım çağrısına
koşan Akif Beki'nin yazısı şöyle:
İSLAMCILIĞI YANLIŞ BİLİYOR
OLMAYASIN!..
ERDOĞAN’ın İslamcıları AK Parti’den
tasfiye etmesini isteyen kimi azgın tetikçiler başlattı
tartışmayı.
Şuur kaybından mı, ‘ne oldum
delisi’ olmaktan mı, dikkat çekme işgüzarlığından mı,
artık ne derseniz, cüretkârlık palasını taşa çaldılar.
Devlet adına tehditler savuracak,
güya ‘reis’çilik namına ortalıkta terör estirecek
kadar ileri gitmişlerdi ‘rol çalma’da.
İşte bu hırtlık, taciz ede ede
mahalleliyi ayağa kaldırdı. İnfial uyandırmayı başardılar
sonunda.
‘ESKİ’LERDE SABRI
TAŞIRDILAR
İktidar mahallesinin eskilerinde can
sıktı bitmeyen sataşmaları, mide bulandırdı sonu gelmeyen çatıp
durmaları.
Paçozların etrafa verdikleri
rahatsızlık görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşınca sessizlik
bozuldu, gürültü bundan koptu.
‘Asli
unsur’lardan bazı kalemler, ‘dağdan gelip bağcıyı
mı kovuyorsunuz, aklınızı başınıza alın’ tepkisi
gösterince büyüdü olay...
Köşe komşum Özkök
işte bu safhada daldı topa. Tutacağı tarafı seçmekte henüz
bocalıyor gibi.
Fakat ‘tetikçi’yi
bile ‘İslamcı’ya tercih etme eğiliminde,
önyargılarını dizginleyemiyor.
KOMŞUMUN ZOR İKİLEMİ: TETİKÇİ Mİ, İSLAMCI
MI?
‘Cehaletimi mazur görün
ama’ diyerek naifçe yardım çağırmalarına kayıtsız
kalamazdım.
“Çok iyi bir şey mi ki, son
günlerde herkes birden İslamcı kesilme kuyruğuna girdi... Bir
tetikçiye karşı gelişen ‘İslamcı-Mavi Marmaracı’ tepkinin mantığını
biri anlatsın bana” diyor.
İkna edici mi, değil mi kendi bilir
ama benden komşuma ‘çamsakızı çoban armağanı’ bir
katkı olsun.
Tetikçilerin dil uzattığı İslamcılık
nedir, ne değildir? İslamcı kime denir, kaça ayrılır diye...
Vikipedia karıştırmaktan da yaşadığı kafa karışıklıkları ve fikri
bunalımlardan da bugün kurtarıyorum onu.
Müracaat edilecek kaynağı ayağına
getiriyorum. Buyursun, ‘bir bilen’den okusun.
AŞAĞIDAKİ ALINTILAR O
YAZIDAN
İsmail Küçükkılınç,
“Erdoğan İslamcıları tasfiye eder mi” sorusuna,
Karar gazetesinde etraflıca bir manifestoyla cevap verdi.
İslamcıyla tetikçi arasında seçimini
yaparken komşumun işine yarayacak bölümleri şöyle:
“Siyasal İslamcılık tabirinin
bilinçsizce kullanıldığını söyleyebiliriz.
İslamcılık, siyasi olsun
olmasın modern bir olgu, anlayış ve tavırdır. Şeriatçılıkla
eşanlamlı olmadığı gibi selefîlik, dindarlık ve muhafazakârlıktan
da farklıdır.
İslam dünyasındaki geri
kalmışlığın tek suçlusu olarak Avrupa ve Hıristiyanları görmez.
Bunda Müslümanların ve onların Kuran, hadis ve tasavvuf
anlayışlarının ciddi kusuru olduğunu kabul eder...”
İSLAMCIYA KARŞI TETİKÇİYİ TUTAR MI YİNE
DE?
Karar vermekte hâlâ zorlanıyorsa
devamına buyursun:
“İslamcılık, tektip değildir.
Farklı coğrafyalarda farklı görünümler kazanır. Osmanlı-Türk
İslamcılığında saltanat yerine meşrutiyeti savunmak gibi özgürlükçü
rejim muhalifliği öne çıkar.
Sömürge toprakları
İslamcılığında ise işgalci emperyalistlere karşı cihat, haliyle
yabancı-Avrupa düşmanlığı barizdir.
Cumhuriyet dönemi
İslamcılığını, Namık Kemal’lerin Yeni Osmanlı İslamcılığı ile
Mehmet Âkif’lerin İttihatçı İslamcılığı etkilemiştir.
Şu an için eklemlenmiş
görünse de İslamcılık, AK Parti ile özdeş değildir. Çünkü
İslamcılık her çeşidiyle itiraz, eleştiri ve mücadeleye dayanan
entelektüel bir çabadır.
İslamcılıkta rejim ve iktidar
eleştirisinin eski ve kuvvetli olduğunu
söyleyebiliriz...”
PEKİ ERDOĞAN HANGİSİNİ
SEÇER?
16 Nisan dahil her seçimde
Erdoğan’ı desteklediğini söyleyen
Küçükkılınç’ın görüşü:
“Gelelim İslamcılığa kin
kusan AK Parti içindeki bazı tetikçilere...
Bunlar camiaya başka yerden
gelen ya da geç katılanlar olup harekete mideleriyle
bağlıdır.
Bir tehlike halinde gemiyi
ilk terk edecekler de bunlardır.
Ancak unuttukları şey şudur:
Erdoğan entelektüel birikimin eski İslamcılarda olduğunu görmüştür.
Basiretli bir siyasetçi olarak, muhalefete geçerlerse yıkıcı
olabileceklerini tahmin etmemesi mümkün değildir.
Erdoğan, İslamcılarla
kullanışlı tetikçiler arasında bırakın bir tercihte bulunmayı,
kıyas bile etmeyecektir...”