Akif Beki: Fare doğuran ajanlık manşetleri
Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Büyükada Toplantı'sında tutuklanan isimlerin dün tahliye edilmesinin ardından "ajan" manşetleri atanların tavırlarını köşesine taşıdı.
Akif
Beki Büyükada toplantısı için "casusluk toplantısı" yazan
gazetelere tahliyeler sonrası baktığını ve
"dut yemiş yalı bülbülü gibi"
olduklarını ifade etti.
O gazetelerin sessizliklerini korudukları gibi aynı
zamanda söylemlerinin değiştiğine de dikkat çeken Beki,
"Fos çıkan ‘Büyükada
ajanları’ çığırtkanlığı da, ezile
büzüle ‘Büyükada davası’ diline evrilmiş."
dedi.
İŞTE AKİF BEKİ'NİN O
YAZISI
Gak guk mu ediyorlar, konuşmaya yüzleri var
mı hala diye, çöken manşetlerin altında kalan gazetelere
baktım.
O ‘Kaf dağı’ manşetleri atanlar, tahliye haberi karşısında dut yemiş yalı bülbülü gibiydiler.
‘Büyükada ajanları hesap verecek’ cayırtılarını onlar koparmamış; davanın savcılığına, hakimliğine onlar soyunmamış sanki.
‘Nasıl olur arkadaş; daha ilk duruşmada bırakılan ajan, terörist gördün mü hiç’ diye üstüne gidip büyütmemişler hadiseyi.
Birinci sayfaya koymamış çoğu, başlarını öbür yana çevirip görmezden gelmişler. Bire koyan da pişkinliğe vurup etekten düz, tavırsız vermiş.
Fos çıkan ‘Büyükada ajanları’ çığırtkanlığı da, ezile büzüle ‘Büyükada davası’ diline evrilmiş.
Ne bir alınma, ne bir sorumluluk üstlenme ciddiyeti, ne de yanıltılan kamuoyuna bir hesap, bir özeleştiri verme duyarlılığı...
‘Sizi gidi pinokyolar’ demeyeceğim, varsın yine üste çıksınlar. Yeter ki masumiyet karinesi neden önemliymiş anlasınlar...
Suçu yargı kararıyla kesinleşmeden kimsenin neden suçlu ilan edilemeyeceğini, lekelenmeme hakkının bir gün herkese lazım olabileceğini, kanun önünde eşitlik, iftiradan korunma, hak arama ve aklanma yollarını açık tutmanın vazgeçilmezliğini, ispat yükümlülüğünün iddia sahibine ait olduğunu kavrasınlar yeter...
Çünkü...
Suçu hukuken sabit olmayan sanıkları kafadan ‘tehlikeli casus’, ‘azılı terörist’ diye afişe etme utancından gazetecileri koruyacak şey de suçsuzluk ilkesine riayettir.
Ne ajanlık faaliyeti sırasında suçüstü yakalanmadıkları kalmıştı, ne de insan hakları savunuculuğu altında korkunç kaos planları yapmadıkları...
Ne Gezi benzeri kalkışma tezgahlamadıkları kalmıştı, ne FETÖ darbe girişiminin arkasını getirmeye çalışmadıkları, ne de birden fazla silahlı terör örgütüne hizmet etmedikleri...
Aylarca içeride tutuldular, çok sağlam denilen kanıtlar, herkesi susturacak denilen somut suç delilleri gizlilik gerkeçesiyle ortaya konmadığı halde, hainlikle suçlanıp hedef gösterildiler.
Sonra çıkarıldıkları ilk duruşmada savcı, biri hariç tahliyelerini istedi; mahkeme tamamının şartlı salınmasına karar verdi.