Ahmet Kekeç'ten Etyen Mahçupyan'a sert cevap
Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, Karar yazarı Etyen Mahçupyan'ı dünkü yazısı nedeniyle eleştirdi.
Star yazarı Ahmet Kekeç, "Profesyonel Reisçiler bu
işleri, kendilerine biçtikleri kariyeri iyi bilirler.
Tetikçilikten, birilerine yaranmak için etrafa saldırmaktan, bile
bile yanlışı savunmaktan, üst katlara övgü sunma yarışına girmekten
gocunmazlar" ifadesinden dolayı adını anmadan Karar yazarı Etyen
Mahçupyan'ı eleştirdi.
Mahçupyan'ın eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na bir dönem
"danışmanlık" yaptığını hatırlatan Kekeç, şunları söyledi:
"Biz profesyonel Reisçiyiz. Hiyerarşik düşünüyoruz.
İktidar çeperine meylediyoruz. Peki, senin 'profesyonel
Davutçuluğunu' ve 'başdanışman' sıfatıyla gezindiğin
iktidar çeperini (dolayısıyla 'yarım kalmış' kariyer hesaplarını)
nereye koyacağız? Kültürlüsün, anladık da, kültürlü
olduğun kadar terbiyesizsin de."
"Profosyonel Reis'çiler, omurgalarından kendi iradeleri ile
sıyrıldı"
Mahçupyan, dün (20 Ağustos) "cehaletin her toplumun gizli
düşmanı" olduğunu belirterek "Cehalete övgüler düzmek, başkalarını
riyakarlıkla suçlamak, kendi samimiyetini tezgahta satışa koymak
bilinen davranış kalıplarıdır. Cehaletin avantajlarından
yararlanarak iş bulabilir, para kazanabilir, siyasi nüfuz elde
edebilirsiniz" demişti; sözlerinin devamında şunları
kaydetmişti:
"Profesyonel Reisçiler bu işleri, kendilerine biçtikleri
kariyeri iyi bilirler. Tetikçilikten, birilerine yaranmak için
etrafa saldırmaktan, bile bile yanlışı savunmaktan, üst katlara
övgü sunma yarışına girmekten gocunmazlar. İnsan olmanın
getirisinin fazla olmadığını gördüklerinde, omurgalarından kendi
iradeleri ile sıyrılır, müsvedde kalmayı tercih eder ve şimdi
olduğu üzere bunu her fırsatta sergilemeyi sürdürürler"
İŞTE AHMET KEKEÇ'İN BU SATIRLARA SERT
CEVABI
Başkalarına “cahil” deme önceliğini elinde bulunduran bir
güruh var.
Hırslarından, seviyesizliklerinden, düpedüz kinlerinden
türettikleri “duygu”yu “gerçeklik”diye yuttururlar ve sadece
nevrozlarıyla yaşarlar.
Bu duygu durumunun hangi gerçekliğe tekabül ettiğini (nihai
olarak bize ve topluma ne anlattığını) soranlara da “cahil,
oportünist, profesyonel Reisçi, tetikçi, ezik, zavallı” diye
saldırırlar.
İsimleri “saygın entelektüel”dir.
Kötücüllüklerini de, nereden tevarüs ettikleri belirsiz
saygınlıklarıyla maskelerler.
Başkalarını cahillikle, bilgisizlikle, haddini bilmemekle
suçlarlar ama basit bir Türkçe kaidesini bilmezler.
Mesela, “üzerinden gelebilirler” diye bir ifade
kullanırlar.
Düşünürsünüz taşınırsınız, “Bu bilgi küpü bize ne anlatmaya
çalışıyor?” diye kafa patlatırsınız, yazdıklarının siyakına
sibakına bakarsınız, sonunda anlarsınız ki, “üstesinden
gelebilirler” demeye çalışıyor.
Hem ne demeye çalıştığını bilmeyeceksin, hem de başkalarını
okuduğunu anlamamakla suçlayacaksın.
Bir de, anlattıklarıyla çok şey söylüyormuş, kuş
konduruyormuş, acayip gerçeklikleri dile getiriyormuş ve kendisi
dışındakiler bunları kavramakta güçlük çekiyormuş havalarına
girerler; “Sen ne anlatıyorsun birader?” tepkisiyle karşılaşınca da
sinik ve nevrozlu muhalefet diline sığınırlar: “Cahiller! Ne
olacak!”
Biz diyoruz ki, “Borsanın yükselişini kötü ekonomik gidişata
nasıl bağladın? Bunu nasıl başardın?”
O cevap veriyor:
Cahilsiniz.
Biz diyoruz ki, “Buyurmuştun ki, ‘sanayi ve hizmet sektörünün
genelinde iflaslar artabilir, işsizlik çift haneli rakamlarda
kemikleşebilir, genç işsizliği yüzde yirmiyi geçebilir, enflasyon
yüzde 12’ye, kredi faizleri yüzde 15’e oturabilir, büyümede yüzde
3’te sıkışıp kalınabilir.’ Oysa enflasyon düştü, büyüme rakamı ilk
çeyrekte 5’e yükseldi, iflaslar yaşanmadı, işsizlik çift haneli
rakamlarda kemikleşmedi. Bilakis durum iyiye doğru gidiyor. Niçin
‘temenni’lerini ‘bilgi’diye yansıtıyorsun? Erdoğan nefreti bu kadar
mı gözünü kararttı?”
O cevap veriyor:
Cahilsiniz.
Biz diyoruz ki, “Bir yazında, ‘Üst akıl diye bir şey olsaydı,
kredi notumuz düşürülürdü’ buyurmuştun... ‘Üst akıl’diye
kodlanabilecek finans merkezleriyle alışverişini gizlemeyen Moody’s
adlı sahtekâr kuruluş, hemen ertesi gün, üstelik ortada fol yok
yumurta yokken kredi notumuzu düşürdü. Özür dileyeceğine, bu durumu
‘Kredi notumuzu düşürmekle aslında bize iyilik yapıyorlar’diye
açıkladın. Biz kurumsal cehaletten geliyoruz, geri zekâlıyız,
anlamıyoruz, bize yapılan bu iyiliği basit sözcüklerle,
anlayabileceğimiz bir dille anlatır mısın?”
O cevap veriyor:
Cahilsiniz.
Biz diyoruz ki, “Aylardır ‘Mayıs ayında Başbakan değişmeseydi
kredi notumuz düşmezdi, Mayıs ayında Başbakan değişmeseydi döviz
yükselmezdi, Mayıs ayında Başbakan değişmeseydi darbe olmazdı’ diye
sayıklayıp duruyorsun. Bu sözlerinle danışmanlık hizmeti verdiğin
adamı zor durumda bırakmış olmuyor musun? Bu ne özensizlik? Hatta
bu ne dikkatsizlik!”
O cevap veriyor:
Cahilsiniz, oportünistsiniz, çıkarcısınız,
ahlaksızsınız.
Biz diyoruz ki, “Çıkışını ‘seviye’sözcüğüyle gerekçelendiren
bir gazete yazıyorsun, üstelik saygın entelektüelsin. Yakışıyor mu
sana bu ağızlar?”
O cevap veriyor
Bilgisizler... Zekâsızlar... İktidar çeperine meyleden
oportünistler... Kıt akıllılar... Kariyer hesabı yapan amigolar...
Profesyonel Reisçiler.
Biz profesyonel Reisçiyiz. Hiyerarşik düşünüyoruz. İktidar
çeperine meylediyoruz.
Peki, senin “profesyonel Davutçuluğunu” ve “başdanışman”
sıfatıyla gezindiğin iktidar çeperini (dolayısıyla “yarım kalmış”
kariyer hesaplarını) nereye koyacağız?
Kültürlüsün, anladık da...
Kültürlü olduğun kadar terbiyesizsin de...