Abdullah Gül'ün arkadaşı Fehmi Koru yazınca haberi manşete çıkarma gereği duyduk!

Fehmi Koru, kendine has bir dili var... Medyada yok denilse de aslında o yıllardır kendi köşesinde kendi sayfasında varlığını sürdürüyor. Yazdıkları da dikkatle takip ediliyor. Bugün yazdığı yazı hayli ilgi çekici.

Haberimizin içeriği medya ile ilgili çok şey yok ama Fehmi Koru'nun önemli bir aktör olması... Abdullah Gül'ün yakın arkadaşı olması... Babacan'la ilgili yazdıkları ve Ahmet Davutoğlu'na karşı şaşırtan tepkisi... Bizi bu haberi manşet yapmaya mecbur etti... Gelin Fehmi Koru'nun yazısını okuyun, bakalım bizimle aynı düşünce de olacak mısınız? 

Davutoğlu'nun son çıkışını resmen yerden yere vurmuş yazısında. Davutoğlu'nu kişisel hesaplaşma peşinde koşmakla suçluyor Koru.

Diyor ki; "Davutoğlu’nun derdinin kişisel bir hesaplaşma olduğu belli. Kendisinin göreve getirilmesini, partinin genel başkanlığı ile başbakanlığın önüne sunulmasını ‘hakkı’ olarak görüyor ve bir süre sonra aniden genel başkanlıkla birlikte başbakanlığın da elinden alınmasını içine sindiremiyor. İçeriği bir tarafa, son çıkışının üslubu tam da bunu dışa vuruyor."...

Hemen akabinde de Ali Babacan'ın ne kadar farklı olduğuna vurgu yapan şu cümleleri kuruyor; "Oysa, Babacan ve kendisiyle birlikte hareket edenler, ülkenin karşı karşıya kaldığı sorunlara çözümler üretebilmek, daha iyi ve daha çağdaş bir yönetişim anlayışını siyaset alanına taşımak ve ülke yönetimine talip olmak amacındalar ve baştan itibaren bunu vurguluyorlar."

BABACAN'IN EKMEĞİNE YAĞ SÜRDÜ

Davutoğlu'nun bu çıkışının ne getirip götüreceğini göreceğiz. Ama şunu belirtelim ki Fehmi Koru'nun yazısından anlaşılan o ki Davutoğlu, Ali Babacan'a hem kendisiyle ilgili baskılara karşı vereceği cevaplar için hem de "bakınn, biz ne kadar farklıyız" diyebilmesi için zemin vermiş oldu. 

Yani Ali Babacan'ın daha ortaya çıkmadan ekmeğine yağ sürdü. 

Fehmi Koru'nun şu sözleriyle bitirelim de ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılsın...

"Her ikisinin geçmiş parti bağları ve aynı hükümetler içerisinde sorumluk taşımaları sebebiyle “Bir araya gelmeliler” düşüncesinde olanların varlığı biliniyor. Tek bir partide buluşulsun isteyenler arasında Davutoğlu’nun kendisi de var, Babacan ve kendisiyle birlikte hareket edenler ise ondan uzak durmayı yeğliyor.

Herhalde Ali Babacan’ın neden öyle davrandığı Ahmet Davutoğlu’nun sorunlu son çıkışından sonra daha iyi anlaşılmıştır."