Abdullah Gül'e en sert eleştiri Aydın Ünal'dan geldi
AK Parti'nin Abdullah Gül'e yönelik eleştirileri hız kesmeden sürüyor. Erdoğan'ın eski başdanışmanı AK Parti Ankara Millekvekili Aydın Ünal, "Vefa" başlıklı yazısında Abdullah Gül'e isim vermeden sert sözlerle yüklendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan son KHK'yı eleştiren eski cumhurbaşkanı Gül'ü "Hayırcılarla birlikte hareket etmekle" suçladı, ikili arasında eleştiri dozu arttı. AK Parti kurmayları da birbiri ardına yaptıkları açıklamalarla Gül'ü risk almamak, kenarda kalmak, fitne-fesada ortam hazırlamakla suçladılar.
NE OLDUM
DELİLERİ:
Hedefteki isme bir sert tepki de Yeni Şafak gazetesi yazarı Aydın
Ünal'dan geldi. Erdoğan'ın uzun süre metin yazarlığını yapmış eski
başdanışmanı Ünal, bugünkü
köşesinde "Başkent’in siyaset ve
bürokrasi çöplüğü “ne oldum” delileriyle, “küçük dağları ben
yarattım” mağrurlarıyla, elbette hainlerle, vefasızlarla
doludur." diye yazdı. İsim vermeden Gül'ü işaret eden Ünal
"O makamlara kendisini kocaman ve koca yürekli bir teşkilat
taşımıştır; onlara sırtını döner. Lider, canını ortaya koyarak bir
mücadele vermiştir; Lider’i tanımaz, beğenmez olur." ifadelerini
kullandı.
KİMLE KAVGA
ETTİNİZ?:
Yazısında "Tek başınıza hangi seçimi kazandınız? Hangi başarının
altına imzanızı attınız? Hangi saldırıyı göğüslediniz? Hangi riskin
altına elinize soktunuz? Kimle kavga ettiniz? En son ne zaman
yumruklarınızı sıktınız?" diye soran Ünal, hedefindeki isim için şu
sözleri sarfetti:
EL BEBEK GÜL
BEBEK:
“El bebek gül
bebek” pamuklar içinde büyütüldünüz. Hep
korundunuz. Hep saygı duyuldunuz. Her kavgadan kaçtığınız, her
başarının üzerine atladığınız için bir şey sanıldınız. Arkanızda
sağlam bir teşkilat, sabırlı bir lider olmasaydı, Allah aşkına, siz
neydiniz?
HER TAARRUZDA EN ÖNDE
KOŞAN LİDER OLMASA:
“Zaferi yenilgi yenilgi büyüten” bir teşkilat,
karargahında oturmak yerine her saldırıyı en önde göğüsleyen, her
taarruzda en önde koşan, sizin yapmadığınızı yapan, sizin cesaret
edemediğinize cesaret eden, siz boyun eğmeye hazırken dim dik duran
bir Lider olmasa, acaba, genel müdürlüğün, müsteşarlığın,
başkanlığın, milletvekilliğinin, bakanlığın, cumhurbaşkanlığının
hayalini dahi kurabiliyor olur muydunuz?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iç ve dış politikasını övgüler yağdırarak anlata Ünal, yazısını böyle tamamlıyor:
ELİNDEKİ PASAPORTUN
İTİBARINI LİDERİNE BORÇLU DEĞİL MİSİN?:
"Elindeki pasaportun itibarını, o koca yürekli teşkilat
ve onun liderine borçlu değil misin? Kudüs sokaklarında, Ortadoğu
sokaklarında “Türkiye’den
geliyorum” dediğinde kucaklanman,
coşkuyla karşılanman, gözyaşıyla uğurlanman, senden mi menkul,
yoksa sarsılmadan dik duran o teşkilattan, o Lider’den mi?
Teşkilatın ve Lider’in kavgası olmasa, İmam Hatiplere, başörtüsüne, Kürtçe’ye özgürlük mü gelecekti? Askeri vesayet mi geriletilecekti? Bu milletin özgüveni mi yükselecekti? 15 Temmuz gecesi sokağa çıkan yürekli teşkilat, milletini meydanlara çağırıp kendisi de meydanlara inen o lider olmasa, darbe mi durdurulacaktı?
TEPE ÜSTÜ ÇAKILAN NİCE
MECZUPLAR VAR:
Başkent Ankara’nın siyaset
ve bürokrasi çöplüğünde başları dönüp kibirlenen, kendisini bir şey
zanneden, küçük dağları ben yarattım gururuyla yükseklerden tepe
üstü çakılan nice meczup var. Hepsinin de ortak yanı
vefasızlık…"