Abdulkadir Selvi'den "sandık darbesi" diyenlere ağır benzetme
Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, İstanbul'da oyların yeniden sayımı devam ederken çıkan sonuçlar için "sandık darbesi" ifadesini kullananlara tepki gösterdi.
İstanbul'da seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından
AK Parti'den gelen itirazlar neticesinde bazı yerlerde yeniden
sayım yapılıyor.
Seçimin ardından özellikle İstanbul'da sonuçların böyle olmasını
"organize bir operasyona" bağlayan bazı gazete ve
yazarlar oldu.
Star gazetesi manşetinden "sandık darbesi"
ifadesini kullanırken Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül de sık sık
bunun "seçim üzerinden bir darbe" olduğunu belirtti.
Yıllarca Yeni Şafak Ankara Temsilciliği yapmış Hürriyet
yazarı Abdulkadir Selvi ise bugün "darbe" söylemlerine sert bir
tepkiyle karşı çıktı.
"12 MART'TA CUNTACILARLA
İŞ TUTAN BAZI GAZETECİLER"....
Abdulkadir Selvi bugünkü yazısında 31 Mart seçimleri için darbe
ifadesini kullananları "12 Mart'ta cuntacılarla iş tutan
bazı gazetecilere" benzetti. Onların da zamanında
" “sandıksal
demokrasi”, “cici
demokrasi” diye seçimleri
küçümsediklerini belirtti.
Ardından da sandıktan çıkan sonuca saygı duyulması gerektiğinin
altını çizerek, "Eğer sandıktan darbe
çıksa “Muhtar bile
olamaz” denilen Erdoğan,
bu ülkede cumhurbaşkanı olabilir miydi? Peki 31 Mart yerel
seçimlerinde Erdoğan’a verilen
yüzde 52 oy ne anlama geliyor? Cumhur ittifakının yüzde 52’si de
sandık darbesi mi?" diye sordu.
12 Mart’ta cuntalarla iş tutan bazı gazeteciler,O zihniyete karşı hep milli iradenin kavgasını verdik.
İstanbul’da CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun önde çıkması üzerine “yarı aydınlar” bu kez muhafazakâr kesimde ortaya çıkmaya başladı. Seçim sonuçlarını “sandık darbesi” olarak ilan ettiler. Seçimler ne zamandan beri “sandık darbesi” oldu?
Hani 14 Mayıs 1950 seçimleri ak devrimdi? Tek parti yönetimine karşı “Yeter! Söz milletindir” diyen 14 Mayıs seçimleri de bir sandık darbesi mi? 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül bir sandık darbesinin sonucu muydu? 28 Şubat sandıktan çıkan Erbakan’ın elinden iktidarı alma girişimi değil miydi?
Eğer öyle olsa bu ülkede Erbakan başbakan olabilir miydi?