Noktasına, virgülüne dokunmadan sayfama aldığım aşağıdaki
mesajı dikkatle okumanızı rica ediyorum:
"Van Büyükşehir Belediyesi Başkanı Bekir Kaya; iyi ve
disiplinli avukattı. Van’da dürüst, ağır deprem yıkımından sonra
çok zor koşullarda başarılı başkanlık yaptı. Yerine kayyum
atandı, adil olmayan biçimde tutuklandı, yargılandı,
yargılanıyor. Tümü hukuksuzdur."
Sizce bu mesajı kim yayınlamış olabilir?
HDP'den herhangi bir siyasetçi mi? Ya da Kandil'den bir
terörist mi?
Hayır, ikisi de değil. Mesajın sahibi, CHP'nin terörist
sevici Milletvekili Sezgin Tanrıkulu.
"Terörist sevici" dememi, ağır bir
itham olarak yorumlayabilirsiniz ama inanın değil. Tanrıkulu'nun
savunduğu yaratığın suçunu anlatınca bana hak
vereceksiniz.
Hatırlar mısınız bilmem...
2016 yılının haziran ayında, Van Büyükşehir
Belediyesi'ne bağlı Van Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne bombalı
araçlarla terör saldırısı düzenlenmişti.
Olaydan hemen sonra emniyet güçlerinin yaptığı operasyonlarda
yakalanan teröristlerin tamamının HDP'li Van Büyükşehir
Belediyesi'nde çalıştığı, bombalı saldırıda kullanılan araçların da
belediyeye ait olduğu ortaya çıkmıştı.
Araçlarda yapılan aramada, 1 roketatar, 2 el bombası, 2
roketatar mühimmatı, 4 roketatar fişeği çok sayıda örgütsel doküman
ve mühimmat ele geçirilmişti.
İşin asıl bomba tarafı ise, dönemin Van Belediye Başkanı olan
HDP'li Bekir Kaya'nın da bizzat işin içinde olduğuydu.
Soruşturma sürecinin ardından teröristlerle beraber Belediye
Başkanı Bekir Kaya da tutuklanmış ve hapse
gönderilmişti.
CHP'li Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, twitter üzerinden
yayınladığı mesajda işte bu teröristi, bu yaratığı
savunuyor.
Bu teröristin adil olmayan biçimde tutuklandığını ve
yargılandığını belirterek yargılamanın hukuksuzluk olduğunu
utanmadan dile getiriyor.
Canına yandığım ülkemin hâkim ve savcıları da bu sahneyi
bir aşk filminin final sahnesiymiş gibi izlemekle
yetiniyor.
Aklım, hafızam almıyor.
Yani hâkim ve savcılarımız kusura bakmasın ama bu mesajın, bu
açıklamanın suç unsuru teşkil edecek bir tarafı yok mu
gerçekten?
"Teröre ve teröriste destek vermek" suç
ise, bu suçu işlemenin kanlı, canlı örneği olarak
karşımızda duruyor Sezgin Tanrıkulu.
Yargıya, "Bu adamı tutuklayın, hapislere
atın" diye akıl vermek haddime değil
de...
Be birader!
Söylenen sözler bir soruşturmayı, bir kovuşturmayı
hakketmiyor mu yani?
Yoksa vekillerin istediği terör örgütünü savunması
ve desteklemesi suç kapsamına girmiyor mu?
Bir başka milletvekili ise Ahmet Şık...
Cumhuriyet Gazetesi'ndeki terör savunuculuğundan sonra istifa
edip HDP'den milletvekili olmuştu malumunuz.
O da konuştuğu bir Avrupa
kanalında, "Euro 2024'ün ev sahipliğinin
Türkiye'ye verilmesi yanlış olur" diyor ve
vekili bulunduğu ülke hakkında kara propaganda yapıyor.
Bu adam ki geçmişte Türkiye
için "Devletiniz
mafyadır" demiş, "Katildir" demiş
ve ağzına gelen hakaretleri sıralamış. Şimdi ise ülkesi aleyhinde
konuşabilmek için Avrupa kanallarını dolaşıyor.
Pardon ama bu adamın devlet ve millet düşmanı olduğunu
ispatlaması için daha ne yapması gerekiyor. Pardon ama hesap
sorulabilmesi için bu adamların daha nasıl bir ihanet sergilemeleri
gerekiyor?
Bu nasıl bir devlet anlayışıdır arkadaş?
Bu nasıl bir devlet anlayışıdır ki benim evimi, ocağımı ve
dahi ülkemi bombalayan, askerimi, polisimi acımadan
katleden teröristlere ve onların destekçilerine devletin
bizzat kendisi maaş bağlıyor.
Hem de benim ve benim gibilerim vergileriyle...
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır ki devlet, teröriste,
teröristlik yapabilmesi için bizzat sponsor oluyor. Nereye
kadar sürecek bu kanlı sponsorluk?
Biri bir açıklama yapsın Allah aşkına!