Ohal'de iade var iade-i itibar yok!

Ohal Komisyonu bugüne kadar incelediği 12 bin dosyadan sadece 310'u hakkında mesleğe iade etme kararı verdi.

Geçen hafta Ohal Komisyonu karara bağladığı dosya sayısını açıkladı. 

Buna göre 13 Nisan 2018 tarihi itibariyle KHK'lar ile meslekten ihraç edilen 108 bin 660 kişi Ohal Komisyonu'na başvuruda bulunmuş.

Komisyonun 22 Aralık 2017 tarihinden itibaren hakkında karar verdiği dosya sayısı ise toplamda 12 bin. Yani daha sırada bekleyen 96 bin 660 dosya bulunuyor. 

Ohal Komisyonu bugüne kadar incelediği 12 bin dosyadan sadece 310'u hakkında mesleğe iade etme kararı verdi. 

Buraya kadar rakamlarla konuştuk. Şimdi gelelim sadece "rakamlar"dan ibaret olmayan "insanlar"a...

15 Temmuz'dan sonra KHK'larla mesleklerinden ihraç edilen 100 binden fazla insanın isimleri hem Resmi Gazete'de hem de internet sitelerinde çarşaf çarşaf yayınlandı, biliyorsunuz. 

Haklarında yargılama ya da inceleme kararı olmadan bir çırpıda "vatan hain"i ilan edildiler ve topluma afişe edildiler. 

Şimdi bu insanlardan 310'unun suçsuz olduğu ve mesleğe devam etmesinde bir beis olmadığı kararı verildi. 

Yani bu 310 kişi aslında vatan haini değilmiş!

Peki o 310 kişinin vatan haini olmadığını kim biliyor? 

Haklarında karar verilen kişilerin komisyon kararları meslekten ihraç edilmeden önce en son görev yaptıkları kurumlara gönderiliyor ve bu kurumlar tarafından başvuran kişiye tebliğ ediliyor. 

Yani göreve iade kararı komisyon, kurum ve şahıs arasında kalıyor. 

Devletin çarşaf listelerle "vatan haini" ilan ettiği vatandaşlarından incelemeler sonucunda "vatan haini olmadığı" anlaşılanların isimlerini yine aynı yolla ilan etmesi yani temize çıkarması gerekmez mi?

O isimler Google'ın arşivinden silinmedi, silinmez.

Birisi bu insanların ismini aratsa, KHK ile ihraç listesinde adını çok rahatlıkla görebilir. Peki hakkında iade kararını bulabilir mi? Bulamaz. Çünkü ilan edilmedi. 

Halka açık dijital arşivde bu insanların alınlarındaki kara leke hala duruyor.

Yani anlayacağınız Ohal Komisyonu'nda iade var ama iade-i itibar yok!


GEÇ GELEN ADALET

21 sene bekledikten sonra 28 Şubat davasından çıkan mahkeme kararını "enteresan, tuhaf, garip, ilginç" gibi kelimelerle ifade etmek durumunda kaldık. 

Her ne kadar bazı köşe yazarlarımız "en azından darbeciler hukuk önünde hesap verdi, devlet darbenin hesabını sordu" diye kendilerini teselli etseler de bu ortaya çıkan tabloyu değiştirmiyor. 

Haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen dönemin ünlü generallerinin de aralarında bulunduğu 21 sanığın cezası, önce müebbet hapse çevrildi. Ardından da müebbet hapse mahkum edilen bu 21 sanık adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 

Yani darbeci generaller hem müebbet aldı hem de serbest kaldı. 

Yani demokrasiye balans ayarı yapmanın cezası müebbet almak ama serbest kalmak. 

Yani darbe döneminde darbecilerin içeri attırdığı insanlar sağlık durumundan serbest kalamazken, darbeciler sağlık ve yaş durumundan serbest kalabilirler. Ama olsun müebbet aldılar sonuçta değil mi?

Yani nerden baksanız tutarsızlık dolu...

Bunca garabetin temelinde ise bir türlü ders alamadığımız o ilke yatıyor:

Evet, "Geç gelen adalet, adalet değildir!" 



twitter.com/Htckubra 

Facebook Hatice Kübra  

Yorumlar 2 yorum