Lütfen beni kucaklama!..

Yahu üç ay gibi kısa bir sürede yanından yörenden geçen kim varsa hayatını kararttın Sayın İmamoğlu! Maşallah yani, rende gibisin. Doğraya doğraya ilerliyorsun!

Önünü kesip, "HDP ile iş birliği yapmayın" diyen adamı, "Buna sen mi karar vereceksin?" diye tersledin.

Ama az ötede yolunu kesen HDP'lilere, "Gönlümüz bir, hedefimiz bir. Size layık olabilirsem ne mutlu bana" diye gerdan kırdın.

Biraz daha ötede yoluna çıkıp, "HDP ve PKK'nın size destek çağrıları için ne söylersiniz?" diye soran gazeteciye, "Bana ne ya, ben onların açıklamalarını ciddiye almıyorum ki" diye cevap verdin. 

Seçim öncesi çıktığın canlı yayında, "Selahattin Demirtaş'ı tanımam etmem. Siyaset tarzını da bilmem" dedin. Ama seçim sonrası, "Ben esasında onun seçimde kullandığı dili de beğenen biriyim" diyerek milleti aptal yerine koyduğunu pişkin pişkin itiraf ettin.

Sonra çıktığın televizyon ekranında, "Bak valla billa, benim içimde kötülük yok. Ben yalan nedir kıvırma nedir bilmem" dedin.

Sana çalışmadığın yerden soru soran vatandaşa, "Bak, bana ukalalık yapma"dedin, "Senin beynin uyuşmuş" diye hakaret ettin, yanağına şaplak atarak küçümsedin.

Sayende çocuğun hayatı karardı.

Sana destek veren şizofren bir kesim, "Dükkânı kapat buralardan taşın"diyerek çocukcağızı tehdit etti. Yetmedi eşine ve çocuğuna bıçak gösterilip, "Buradan cenazeniz gitmedin gidin" dendi. 

Sonra...

Medya patronlarını aileleriyle birlikte tek tek sayıp, "Beni ekranlara çıkarmazsanız adınızı anmam" diyerek tehditte bulundun. 

İş insanlarını, "Yandaşlık yaparsınız sizinle hesaplaşırız" diyerek tehdit ettin. 

Sana istemediğin sorular soran televizyoncuya, "Oraya ünlem koy ve kapat"diye emrivaki yaptın. 

Yalanını ve iftiranı yüzüne çarpan moderatöre, "Sen bu işleri bilmezsin. Karışma" diye talimat verdin. 

Ev arkadaşın olan bir başka gazeteci, "Yahu küfretmişsin işte çıkıp itiraf et"dediğinde, "Sana tavsiyem, bu konuya yönelmek yerine, projelerimi halka anlat" diyerek şantajda bulundun.

Sana soru soran bir başka gazeteciyi milletin gözü önünde korumalarına dövdürdün.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde görev yapan neredeyse her insana iftira attın!

"Genel Sekreter yazlık, baharlık ve kışlık araba kullanıyormuş" dedin.. Ama Genel Sekreter yalanını ortaya çıkarınca, "Ben göreve gelince seninle konuşacağım" diyerek tehdit ettin.

25 milyon oy alan AK Parti'yi, Erdoğan'ı ve etrafındakileri, "Bir avuç insan" diye tarif ettin. Vakıflara, derneklere, STK'lara ve buraların yöneticilerine atılmadık iftira bırakmadın.

E, karakol basıp polisleri tehdit ettiğini biliyorduk. Haksız yere insanları işinden edip, intiharına neden olduğunu da duyuyorduk. 

Bunun üstüne bir de devletin valisine küfrettin, "ittir, basittir" dedin.

Tüm bunları yapan sen şimdi bize, "Ben var ya ben, ben 16 milyonun belediye başkanı olacağım. Herkesi kucaklayacağım" diyorsun. 

Yahu üç ay gibi kısa bir sürede yanından yörenden geçen kim varsa hayatını kararttın Sayın İmamoğlu!

Rende gibisin maşallah, doğraya doğraya ilerliyorsun!

Eğer senin kucaklaman böyleyse, Allah'ını seversen yapma!

Bak kurbanın olayım beni kucaklama! 

Yorumlar 1 yorum