Cumhurbaşkanı'na otel odasında suikast düzenlemeye
çalışan darbeciler bulundukları yerde itlaf edilecekleri yerde
yakalandıkları menfezden alınıp yargının karşısına
çıkarılıyorsa...
Darbeye karıştıkları kesin ve net olan hainler idam
edilecekleri yerde grand tuvalet giydirilip jöleli saçlarla hakim
karşısına çıkarılıyorsa...
Bu ülkenin medyası, darbecilerin dalga geçer gibi verdikleri
ifadeleri gerçekmiş gibi manşetlerine taşıyor, haber bültenlerinde
tek tek sıralıyorsa...
Bu ülkenin mahkemelerinde 15 Temmuz şehitlerinin yakınları
konuştuğunda azar işitiyor, darbeciler konuşurken olağanüstü bir
nezaket görüyorsa...
Birileri 248 şehit verilen bir silahlı kalkışmaya,
"Kontrollü darbe"diyebilecek cesareti
buluyorsa...
Bu ülkede sözde açlık grevi yapan DHKP-C'ye üye iki
akademisyenin sesi şehit ve gazi ailelerinin sesinden fazla
duyuluyorsa...
Teröre ve töröriste destek verdikleri kesin ve net olarak
belirlenen hainler abartılı sayıda destekçi bulurken, suçsuz
günahsız yere hapse atılanların sesini kimsecikler
duymuyorsa...
Bu ülkede birileri vatanını canından aziz bilip, 15 Temmuz'da
tankların ve silahların önüne koşanlara,
"Tayyip Erdoğan'ın köpekleri"diyebiliyor ve
bunun hesabı sorulmuyorsa....
Darbe gecesi masum insanların üzerine kurşun yağdıran
darbecilerin ve onların yakınlarının sesi, şehit ve gazi
yakınlarının sesinden daha gür çıkıyorsa...
Bu ülkenin ana muhalefet lideri, ülkesine ve milletine ihanet
ettiği HTS kayıtlarıyla tescillenmiş bir hain için, şehirler arası
protesto yürüyüşüne çıkabiliyorsa...
Türlü hainliklere imza attıkları için hapse atılanlar eğer
hala "Ama onlar gazeteci"
denilerek savunuluyorsa...
Mahkeme başkanları, "Varisi olduğu"
bahanesiyle", "Uyku apnesi
var" gerekçesiyle siyasetçilerin yakınlarını
korkmadan, çekinmeden tahliye edebiliyorsa...
Başörtülü veyahut mini etekli kadınlara saldıran
ucubeler, "Yakala-Bırak" yöntemiyle
serbest bırakılıp, toplumun isyanı üzerine tekrar apar topar içeri
alınıyorsa...
Yargıtay, PKK'ya destek veren HDP'li hainlere verilen
cezaları bozabiliyor ve yoluna sonuna gelen teröristlere adeta
moral motivasyon sağlayabiliyorsa...
Ve tüm bu kararları veren hakimler hala görevlerinin başında
durabiliyorsa...
Önüne gelen yazarın bulup söyleşi yaptığı teröristleri,
ülkenin istihbarat teşkilatları bulamıyor ve oracıkta etkisiz
hale getiremiyorsa...
Ülkesine etmedik hainlik bırakmayan Fetö'cü kaçakları
Anadolu Ajansı yurtdışında eliyle koymuş gibi bulabiliyor da
istihbarat elemanları bulup kafasına sıkmıyorsa...
Fetullah Gülen isimli alçak köpek, hala o malikanenin çatısı
altında yaşayabiliyor ve yeni hainlikler
fısıldayabiliyorsa.
Somali'den Arakan'a, Bosna'dan Makedonya'ya, Filistin'den
Mısır'a, Mekke'den Medine'ye, Suriye'den Doğu Türkistan'a,
Azerbaycan'dan Afrika'ya varıncaya kadar.
Yerküre üzerinde zulmün tezgahından geçen bu ülkelerdeki
mazlumlar, son kale olarak gördükleri Türkiye'nin düşmemesi için
çırpınıp dua ederken, "içimizde olup yanımızda
olmayan" hainler ülkenin yıkımı için canhıraş bir
şekilde mücadele ediyorsa...
Ve şu topraklar, şehitlerin kemiklerini sızlatırcasına bu
kadar haini bir arada barındırabiliyorsa...
Yok kardeşim.
Bu ülkede adalet falan yok!
ERDOĞAN'IN YARGIYA
TALİMATI
Fetullah Gülen kendisine "mehdi"
rolü biçmişti, bizim Kılıçdaroğlu
da"Musa" olmaya soyundu.
"Her Firavun'un bir Musa'sı vardır" diyerek
Erdoğan'a, "Senin devirecek Musa ben
olacağım" diye mesaj gönderdi
güya...
Gerçi Hazreti Musa kahir ekseriyeti oruçlu olan müslüman
toplumun karşısında önüne konulan çayı ve suyu lıkır lıkır içmezdi
ama...
Neyse..
Bizim Musa, önceki gün "Senin yargıya talimat
verdiğini ispatlarsam istifa edecek
misin?" diye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a atar
yaptı.
Erdoğan da, "E hadi ispatla bakalım"
diye cevap verince, dün bir belge yayınladı,
"İşte ispat" dedi!
Belge dedi ne biliyor musunuz?
Cumhurbaşkanlığı makamının yaptığı bir "Suç
duyurusu!"
Anlatayım.
Cumhurbaşkanlığı makamı bir internet sitesinde çıkan haberle
ilgili suç savcılığa duyurusunda bulunuyor. Dilekçenin sonunda,
"Gerekli işlemlerin yapılıp yapılmadığına dair
netice bilgisinin tarafımıza bildirilmesini saygılarımızla arz
ederiz" yazıyor.
Talimat bu!
Öyle bir talimat ki Cumhurbaşkanı yargıya,
"Suç duyurusu ile ilgili neticenin tarafıma verilmesi
hususunu bilgilerinize arz ederim"diyor,
düşünün artık!
Trafik polislerine sesleniyorum. Yürürken radara yakalanan
ilk canlı türü şu an İstanbul yolunda! Yanında da bir sürü CHP'li..
Hepsi Türkiye'nin tersi istikamette seyrediyor.
Görevinizi yapsanıza kardeşim!