AK Parti, aday belirlemede son dönemece girerken, koltuğu
kaptırmak istemeyen bazı belediye başkanları, yeni dönemde de aday
gösterilebilmek için ilginç taktiklere başvuruyor.
Parayla beslediği troller
üzerinden, "Cumhurbaşkanı beni aradı ve 17
dakika konuştu. Kafana takma, sen bizim
adayımızsın" dedi diye algı operasyonu
yürütenler bir yanda...
Hiç yapılmayan bazı anketlerden birinci sırada
çıktığını ve bu anketlerin Cumhurbaşkanı'nın masasına konduğunu
köpürtenler diğer yandan...
Son olarak...
Önceki gün, "İşte kesinleşen belediye
başkan adayları" başlığıyla yüz isimden
oluşan bir liste tedavüle sokuldu. Liste tam anlamıyla evlere
şenlik...
Bana gönderenler, "Yahu inan, bu kesin
liste" diye diretince, işin başındaki adama,
yani AK parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
Sayın Mehmet Özhaseki'ye danışmak farz oldu haliyle...
Listeyi olduğu şekliyle gönderdim ve bu isimlerin aday
gösterilip gösterilmeyeceğini sordum. "Bir,
bilemedin iki kişi belki aday
gösterilebilir" cevabı verdi.
Dikkat buyurunuz lütfen.
Yüz kişilik listeden iki kişi aday gösterilebilir ama belki!
Yani küçük bir ihtimal…
Peki yukarıda anlattığım oyunu oynayanların altına imza
attığı bütün bu rezilliğin nedeni neydi hiç merak ettiniz
mi?
Söyleyeyim...
Temayül yoklamalarında oy verecek
olanlara, "Bak ben yeniden seçileceğim. Sen,
sen ol başkasına oy verme. Yoksa kaybedersin!"mesajı
verebilmek için...
Ama temayülde oy veren delegeler, bu oyuna gelmedi,
palavracılara oy vermedi.
Bazıları da "3 dönem kuralı uygulanacak ama
ben 1 dönem belde belediyesinde, iki dönem de ilçe
belediyesinde başkanlık yaptım. Yani üç dönem sayılmaz. Bu nedenle
beni yeniden aday gösterecekler" diyerek
delegelerden oy istedi.
Beyefendiler beldede yaptığı görevi görev kabul
etmiyor, "Canım o
sayılmaz" diyor.
Sanırsın adam o beldede belediye başkanlığı yapmamış da
Arizona Ormanları'nda kertenkele yetiştirmiş.
Yahu sen üç dönem üst üste belediye başkanlığı
koltuğunda oturdun mu?
Oturdun!
Ha belde olmuş ha ilçe, arada nasıl bir fark var? Yani
ha kel Hasan, ha Hasan kel ne fark eder söyler misin?
Bir de dikkat ediyorum, resmen tutuşmuş haldeler. Ne
yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilemez
haldeler.
Kimi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden, kimi Genel Merkez'den
birilerini bulup araya sokma derdinde. Mehmet Özhaseki'ye
ulaşabilmek için servet harcamaya hazır
durumdalar.
Bir nazikler, bir nazikler anlatamam!
Daha önce birer kibir anıtı gibi yürüyenler vatandaşın
karşısında iki büklük vaziyette duruyorlar. Yani öyle bir eğilme ki
bellerini incitmelerinden endişe duyuyor insan…
Vallahi bu aşamadan sonra değil iki büklüm olmak, vatandaşın
ayağını başınızın üstünde taşısanız dahi faydası
olmayacak.
Gideceksiniz!
Bunu ben değil, bugüne kadar kulak kabartmadığınız, tepeden
baktığınız, hakir gördüğünüz ve dokunmadığınız vatandaş
söylüyor.
"Gidişiniz olsun, dönüşünüz olmasın
inşallah" diyorlar.
Duyuyor musunuz?