AK Parti'de değişim ve dönüşümün ilk etabı tamamlandı.
Erdoğan'ın istifasını istediği isimler gerekeni yaparak koltuğu
yeni isimlere bıraktı.
Şu sıralar herkes, ikinci dalganın yaşanıp yaşanmayacağını soruyor.
Bildiklerimi anlatayım.
İstifaların 6 belediye başkanıyla sınırlı kalmayacağı
kesin. Koltuğunu terkedenlere yeni isimler de eklenecek lakin,
bunun istifa yöntemiyle olmaması gerektiği kanaati hakim.
Bu kanaate varılmasının nedeni, gönderilen isimlerin küstürülmesi
ve parti tabanından gelen homurtular...
Sadece parti tabanından değil...
Bugüne kadar, "Sandıkla gelen sandıkla
gitmeli" tezini savunan ve vesayeti
kaldırdığını söyleyen AK Parti'nin demokratik olmayan bir yönteme
başvurması, muhalif partilerin eline ciddi bir koz verdi.
Şunu kabul edelim, denenen yöntem yanlıştı.
Gönderilen belediye başkanlarına "Ya
Fetö'cüydü, ya da hırsız. Yoksa görevden
alınmazdı" yaftası yapıştırıldı.
Kamuoyunda, özellikle de AK Parti tabanında, "Ne
oluyor, AK Parti çöküyor mu?" yorumlarının
yapılmasına neden olundu.
Tüm şehirlerde önü alınamayan bir fitne çıkmasına sebebiyet
verildi.
Belediyelerden nemalanamayan veyahut rant sağlayamayan
sülükler, "Bizim başkan da
gidici" dedikodularının yayılmasına
neden oldu. Bu isimler, istifa listesinde adı dahi geçmeyen
belediye başkanlarını hedef tahtasına oturttu.
Bazı illerde adeta tetikçilik yapan yerel gazeteciler, başkanlara
tehdit ve şantaj yapmaya başladı. Bazı ilçe belediye başkanları,
koltuğuna oturmak istediği büyükşehir belediye başkanları hakkında
kara kampanyalar başlattı.
Sonuç:
Gerek istifası alınan isimler, gerekse bu isimlere oy veren seçmen
kitlesi küstürüldü.
Oysa bu mesele tereyağından kıl çeker gibi halledilebilirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı
sıfatıyla, "Tüm belediye başkanlarımızın
makamlarını bırakıp Ankara'da toplanmasını istiyoruz. 2019 yılında
yapılacak yerel seçimler için "Yerel Yönetimler İstişare Kurulu"
kuracağız ve bu belediye başkanlarımızın tecrübesinden
yararlanacağız" demiş olsaydı...
Ne olurdu söyleyeyim...
81 il ve tüm ilçe belediye başkanları, bir saat içinde istifasını
verip Ankara'ya hareket ederdi. Gönüller kırılmaz, kimse Fötücülük
ya da hırsızlıkla yaftalanmış olmaz, küstün ve mağdur bir kitle
oluşturulmazdı.
Hala geç kalınmış değil...
Buna benzer bir yöntem denenebilir, herkesin saygınlığını koruyarak
çıkacağı bir kapı bulunabilir.
Başa dönecek olursak...
Evet, göreven alınmaların devam edeceği kesin. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Bu işleri 2017'nin Kasım ayının
sonuna kadar bitireceğiz. Sonra tamamen icraatlara
yöneleceğiz" dediğine göre, önümüzdeki
günlerde yeni gelişmeler yaşanacak demektir.
Topun ağzında hangi belediyelerin olduğunu az çok
biliyorum. Fakat daha önce de söylediğim gibi, parti
açıklamadan benim ortaya isim atmam doğru olmaz.
Ancak meraklılarına şunu söyleyebilirim.
İstanbul'da yaklaşık 9 isim, Türkiye genelinde ise
yaklaşık 50 isim 2019'u belediye başkanı olarak
göremeyecek.
Ancak hangi yeni yöntemle gidecekler, ona da parti yönetimi karar
verecek!
CAM FİLMİ
Cam filmlerine getirilen yasak, MTV'ye getirilmek istenen zam
ölçüsünde tepki gördü, görmeye devam ediyor.
Kolay değil...
5 milyon insanı ilgilendiren bir yasak ve yaklaşık 1 milyar TL çöpe
gitmiş
olacak. "Yasak" kararının
alınmasından bir gün sonra kesilen cezaları hesaba katmıyorum
bile..
Aldığım duyumlara göre, gelen şikayetler tıpkı MTV zammında olduğu
gibi geri adım atılmasına neden olacak. Erdoğan'ın gelen tepkilere
kayıtsız kalmadığı ve "Bu işi
düzeltin" diye talimat verdiği
söyleniyor.
Olan, cam filmini söktürmek zorunda kalanlarla, cam filmi
yüzünden ceza yiyenlere olacak anlayacağınız...
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN:
twitter.com/slymnoz
facebook.com/slymnoz
instagram.com/suleymanozi