Cumhuriyet Halk Partisi, 36. Olağan
Kurultay'ını düzenlemeye hazırlanıyor. Kemal Kılıçdaroğlu
yeniden adaylığını koydu malumunuz.
Karşısında ise Muharrem İnce, Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk
Eminağaoğlu gibi üç güçlü aday daha var!
İnanmayın yahu, şaka yaptım!
Bu isimler için, "Bakın bizde demokrasi
var, herkes aday olabiliyor" diyebilmek için
seçilmiş üç konu mankeni desek daha doğru olur.
Kongrede olacakları şimdiden söyleyeyim:
Açılış…
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı...
Divan seçimi...
Adayların konuşması...
Delegeler arası küfür ve hakaretler...
Masa sandalyelerin havada uçuşması...
Geleneksel yumruklaşma gösterisi...
Kapanış...
Yalnız hakkını yemeyelim, önceki kurultaylara göre bir
farklılık yaşanacak bu kurultayda...
Kurultay'ın düzenleneceği Ankara Spor Salonu'nda yapılan
konsept değişikliği Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP için bir ilk
olacak.
Bildiğiniz üzere Kılıçdaroğlu, önceki kurultaylarda
salona girdikten sonra zemin hizasında partilileri selamlıyor ve
yerine oturuyordu.
Bu kez farklı bir şey denenecek!
Salonun orta boşluktaki kenar kısımlarına AK Parti
kongrelerinden aşina olduğumuz bir platform döşenecek. Kılıçdaroğlu
o platformun üzerinde dolaşarak partilileri
selamlayacak.
Talimatı bizzat kendisi vermiş.
"Bunca zaman hep aynı yolu denedim, olmadı. Bir de platform
üzerinde endam edeyim. Bakarsın iktidara
gelirim" diye totem deneyecek demek
ki!..
Ciğerini yediğim, emniyet şeridinden giden ambülansı takip
eden taksici kadar uyanık çıktı!
İnşallah, Erdoğan'a her seçimi kazandıran kareli mavi ceketi
giymeyi akıl etmez.
İşin şakası bir yana...
Kemal Kılıçdaroğlu salona camdan mı girer, bacadan mı
girer, koşarak mı yoksa uçarak mı gelir, orasını
bilmem.
Bildiğim şu ki bir lideri lider yapan asaletidir, salona
girişi değil.
Zihniyetiniz fosseptik olduktan sonra, bin defa konsept
değiştirseniz dahi bir halta yaramaz. İstediğin şeyi taklit
edip kopyalayabilirsin lakin, kişiliği ve
karakteri kopyalayamazsın!
Gönüllere köprü kuramadıktan sonra değil platform kurmak,
uzaya mekiksiz fırlasan dahi kimsenin umurunda
olmazsın!
Matematikte boş küme işareti bile işe yarıyorken, sen milli
ve manevi duygular konusunda milletin işine yaramıyorsan, salona
amuda kalkarak girsen ne, girmesen ne?
Hadi diyelim ki Kemal Kılıçdaroğlu kılık kıyafet, hal
hareket, her şeyi taklit etti!
Peki şu liderlik işi ne olacak? Ya şu karizma olayı?..
Şu dik duruş, şu darbecilerin üzerine “ölümüne
ölümüne” yürüyen mangal gibi yürek, şu eğilmez
bükülmez irade meselesi ne olacak?
Ben yazınca bazı CHP'liler, "Bizimkiyle
dalga geçiyorsun" diye gönül
koyuyor.
Yahu babacan!..
Erdoğan dediğiniz adam "Afrin'den sonra
Münbiç'e, ondan sonra Fırat'ın Doğu kısmına nasıl
girerim?" diye kafa patlatırken, sizin
adam "Ben kurultay salonuna nasıl
girerim" hesabında...
Erdoğan, “Ben şu Amerika’ya’ya Münbiç’te
nasıl geri adım attırırım? YPG’ye destek veren ülkeleri nasıl ezip
geçebilirim” hesapları yaparken,
sizinki “Ben şu üç muhalif rakibimi nasıl
bertaraf ederim”in derdinde…
E ağa sizinle eğleniiir!
O eğlenince sorun yok da ben yazınca mı zorunuza gidiyor?
Neyse, yine de bu dostları kırmayayım ve burada
keseyim.
Sevgili okur...
Sen de üzerine
gidip "Taklitçi" diye
fazladan ezme adamcağızı. Neticede herkes anasının karnından lider
olarak doğmuyor.
Göre göre öğreniyor işte, idare et!
Dipnot: Hafta sonu yapılacak kurultayda
diğer adaylara karşı Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediğimi buradan
ilan ediyorum. Hatta kendisini zafer konuşması yapması için
bizim komşunun balkona davet ediyorum.
Balkon biraz zemine yakın ve 2 metre ötedeki binanın duvarına
bakıyor ama sıkıntı yok. Binanın arkasından geçen yolda kot
farkı var.
O duvara konuşurken, biz arkada kurduğumuz platformun
üzerinden kendisini dinler ve bol bol alkışlarız!
Ama CHP'lilerin yumruklaşması için boş ring alanımız yok, onu
baştan söyleyeyim!